Bizde âdettir; her yerel seçim öncesi, büyük şehirlerin varoşlarında gecekondu patlaması yaşanır. Bütün partiler de bu kaçak yapılaşmayı teşvik eder. Hatta; bazı belediye başkan adayları inşaatları ziyaret edip, "Yapın, yapın. Biz iktidara gelirsek ilk iş olarak bütün kaçak yapılara ruhsat vereceğiz" der.

Ama sandıklar açılıp, "mühür" ele geçirilince, verilen sözler unutulur! Seçim öncesindeki yüce gönüllü siyasetçilerin yerini, "yasalara saygıyı ön plana alan" devlet adamları (!) alır... Olan da vatandaşa olur!

Yine öyle oldu... Belediyeler, 29 Mart seçimlerinden önce göz yumdukları kaçak inşaatları yıkmak için harekete geçti. ‘Avrupa Başkenti' İstanbul'da yine istenmeyen görüntüler kameralara yansıdı.

Gecekonducular cezalandırıldı. Ve bugün hemen herkes, polisin tavrını konuşuyor. İyi de; bu çirkinliğin asıl sorumlusu olan siyasetçilerden kim hesap soracak? Kim, bugün "devlet adamı" olduklarını hatırlayan bu arkadaşlara, "Madem yıkacaktınız, o zaman düne kadar neden teşvik ettiniz; neden kandırdınız bu yoksul halkı" diyecek?

Ben söyleyeyim: Kimse! Çok değil birkaç gün içinde unutulup gidecek onların bu tavrı! Hatta dün gecekonduları yıkılan vatandaşlar bile, göreceksiniz; iki yıl sonraki genel seçimlerde yine aynı partiye, beş yıl sonraki yerel seçimlerde de yine aynı kişilere oy verecek.

Gecekondu yapmak, Hazine'nin arsasına el koymak, ne kadar yasalara aykırıysa; buna seyirci kalmak, hatta teşvik etmek de o kadar suç! Başta Başbakan olmak üzere bütün siyasi parti liderlerini göreve davet ediyorum: Gelin; parti farkı gözetmeksizin seçim öncesinde gecekondulaşmaya göz yuman, dolayısıyla "görevi ihmal suçu"nu işleyen tüm belediye başkanlarını tek tek tespit edin ve hesap sorun.

Unutmayın; bunu yapmazsanız, siz de onların suçlarına ortak olacaksınız!