Haberler

Hasankeyf için zor karar

Tarih: 15 Mayıs 2009 Kaynak: Türkiye Yazan: Behçet Fakihoğlu, İrfan Özfatura
Binlerce yıllık tarihe şahitlik eden Hasankeyf, sular altında kalacak mı? Burada yaşayanlar tereddüt içinde; bir tarafta tarih, geçmiş ve hatıralar, diğer yanda barajla birlikte gelen insanca bir hayat, tarım ve su...

Gizemli bir şehir..!
Hasankeyf birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bazılarına başkentlik etmiş; Mardin, Siirt ve diğer civar iller buraya bağlanmış zaman zaman. Şehirde rasathaneler, medreseler, camiler, hanlar, hamamlar yapılmış...

Batman'dan Hasankeyf'e doğru yola çıkıyoruz, Batman ovasındaki ekinler dizboyu yükselmiş, bu sene yağışlar iyi, bereketli olacağa benziyor. Önceki sene aynı ovada ekinlerin kuruduğu, kaldırılamadığı söyleniyor. Sağımızda Raman, solda Karadağ; Meymuniye Boğazına varıyoruz; sağda ve solda dizilmiş petrol kuyuları, Batmanlıların "atbaşı" dedikleri demir düzenekler, takırtılar çıkararak çalışıyor, petrol çıkarıyor. Kuş sesleri bu takırtılara karışıyor. Meymune Boğazı'nın sonuna doğru, Dicle solumuzda nazlı nazlı akıyor. Nehir kıyısını kırmızıya boyayan gelincikler ve Dicle'nin uzaktaki kayalarla bütünleşmiş müthiş güzelliğine dalıyoruz...

Cıvıl cıvıl bir çarşı
Uzaktan Hasankeyf görülüyor. Masallarda anlatılan şehirlerin, zihnimde canlanan şekli. Mübalağasız, bir masal şehri. Akan müthiş güzellikteki Dicle, karşıya bağlayan köprü, nehir kıyısında yükselen mücevher güzelliğindeki tarihî minareler, hemen kıyıdan yükselen mağaralarla dolu kaya üzerindeki tarihî kale...

Bu güzelliğe tutulmuş olarak köprüye yöneliyor, zaman zaman durup akan suya, kaleye ve diğer tarihî eserlere, güzelliklere dalıyor, eskilere gidiyorum. Karşı kıyıda bir çay içerek kendime geliyorum. Küçücük ama cıvıl cıvıl çarşıya yöneliyorum. Sağda solda küçük dükkanlar, sergilenmiş Hasankeyf kilimleri, battaniyeleri, kumaşları, turistik eserler, çalışan eski dokuma tezgahları... Gruplar halinde yerli ve yabancı turist kafileleri geliyor, ortalık kalabalık, belli ki hepsi benim gibi çarpılmış bu güzelliklere. Çarşının sonunda, sağda o müthiş güzellikteki minare yanıbaşımda dikili duruyor. Aslında burada El-Rızk Camii varmış, Eyyubiler tarafından yapılmış, ama zamanla yıkılmış, bu minare tek başına kalmış... Kale'ye doğru yolumuza devam ediyoruz. Soldaki mağaralar, çayhane ve kafe yapılmış. Taş merdivenleri tırmanıyor, taştan oyulmuş, eskiden ev olarak kullanılan bir mağaraya gidiyor, hem çayımızı içiyor, hem de kalenin ve diğer tarihî mekanların, Dicle'nin masalımsı güzelliklerine tekrar dalıyoruz...

Medeniyetlerin ev sahibi
Kale'nin kapısında Çoban Ahmet (Ahmet Akdeniz) karşılıyor. Çoban Ahmet anlatıyor. Kaledeki bir mağarada doğmuş. Lise tahsilini de yapmış, ama buraları bırakmamış, hayvanlarıyla meralara giderken de heybesinde cep telefonu, günlük gazeteler ve kitapları bulunan modern bir çoban. Hasankeyf'i çok iyi bilen Çoban Ahmet, meraklılara anlatıyor, rehberlik yapıyor. Hasankeyf birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bazılarına başkentlik etmiş; Mardin, Siirt ve diğer civar iller buraya bağlanmış zaman zaman. Şehirde rasathaneler, medreseler, camiler, hanlar, hamamlar yapılmış... Kumaş, kilim, halı, battaniye dokunur; bereketli topraklarda bol mahsul, sebze, meyve yetiştirilirmiş. Bu mallar Dicle üzerinden keleklerle (şişirilmiş hayvan postlarının üzerine tahtalar konarak yapılmış sal) Musul, Bağdat ve Basra Körfezine kadar götürülür, satılır, yeni mallar alınırmış. Bereketli Dicle suları taşıma için tarih boyunca kullanılmış. Bu avantajları Hasankeyf'i ticaret, bilim ve kültür merkezi yapmış, zenginleştirmiş, İpekyolunun kilit şehri yapmış...

Sadece Kale'de 6 bin olmak üzere, bu civarda eskiden ev olarak kullanılan 10 bin mağara bulunmakta. Her mağarada ısıtma, aydınlatma ve yemek pişirme için kullanılan şömineler varmış. Çok eskiden beri su getirilmiş, kanalizasyon şebekesi yapılmış bu kalede, mağaralarda... "3 bin yıl önce bunlar vardı, ama şimdi Hasankeyf'te su da kanal da yok" diyor Çoban Ahmet. Kaleyi gezdirirken kalıntılar arasında su ve kanalizasyon için kullanılan çömlek gibi boruları gösteriyor...

Kalenin iki kapısı var, batıdaki sır kapısını sadece kalede yaşayanlar bilir. Kale'nin tarihî kapısı üzerinde yılan ve akrep kabartmaları var. Çoban Ahmet, bu kapıdan geçeni yılan sokmaz, akrep zehirlemez diyor.

Çoban Ahmet, Hasankeyf'e özgü kilim, battaniye, kumaş ve diğer el sanatları ürünlerinin sergilendiği büyük mağarayı gezdiriyor, buranın hal yeri olarak kullanıldığını söylüyor. Bir köşede bulunan gülle biçimindeki siyah taşı gösteriyor, bu taşın bir halatın ucuna bağlandığını, tehlike anında Kale'deki Ulucami'nin kuyusuna bırakıldığını, bundan oluşan sesin kaledeki bütün mağaralarda duyulduğunu ve herkesin buna göre tedbir aldığını anlatıyor. Dicle'den 200 metre yükseklikte bulunan kaleden nehre inen iki gizli su yolu varmış. Moğolların ele geçiremediği tek kale, bu muhkem Hasankeyf kalesi... 1972 yılına kadar kaledeki mağaralarda 10 bin insan yaşarmış, sonra tarihî eserler dozerlerle yerlebir edilmiş, bunların üzerinde 45 metrekarelik afet evleri yapılmış, bu insanlar o evlere yerleştirilmiş. Kale ve bütün Hasankeyf de sit alanı ilan edilmiş...

Ilısu, Kıbrıs meselesi gibi!
"1972'de 10 bin kişi yaşıyordu, şimdi 3 bin kişi kaldı Hasankeyf'te" diyor Çoban Ahmet. 45 metrekarelik evlere sığmıyorlar, sit alanı olduğu için çivi çakmak da yasak. Mecburen terkediyorlar bir bir. Baraj yapılacak diye ne restorasyon yapılıyor, ne de bir yatırım. Tarihî eserler tek tek yok oluyor, insanlar göçüyor. Tarih incisi deniyor, ama ne otel, ne banka, ne de başka bir tesis var. Ilısu Barajı sebebiyle herşey beklemede. "Zaten bu, Kıbrıs meselesini geçti" diyor Çoban Ahmet... Şehir, Raman eteklerine taşınacak. Taşınabilir 15 tarihî eser götürülüp kurulacak, yeni Hasankeyf'teki Kültür Park da, aslına uygun şekilde yapılacakmış...

Kale'den bütün tarihi eserler görülüyor. Eyyubi hükümdarı Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış Sultan Süleyman Camisi sağlam kalamamışsa da, minaresi bütün ihtişamı ve güzelliğiyle duruyor. Hemen yakınında Kızlar Camisi, Koç Camisi ve Medresesi, türbeler... Büyük hükümdar Selahattin Eyyubi'nin de bu medresede okuduğu söyleniyor. Eyyubiler'den kalma bir şaheser olan Taş Köprü'nün ise sadece ayakları kalmış. İki ayak arasında 40 metre gibi bir mesafe bulunmakta. Dicle kıyısına yakın, yeşillikler içinde, soğan biçiminde bir mücevher bulunmakta, bu da Zeynel Bey Türbesi...

Baraj geliştirecek, ama...
Kale'yi gezerken, Dicle kıyısında bulunan nazlı minareyi gösteriyor Çoban Ahmet, suların şerefeye kadar yükseleceğini söylüyor. Bütün tarihî kalıntılar, mağaralar sular altında kalacak. Yıllardır yağmaladığımız, hor kullandığımız, koruyamadığımız tarih sulara gömülecek, bir bakıma utancımız, Dicle sularıyla örtülecek. Ecdadın emanetini koruyamadık, Dicle alacak.. Baraj 5 milyar euroya mal olacak, 7 bin kişi bu inşaatta çalışacak. Dolaylı olarak 80 bin aile bundan ekmek yiyecek. Baraj sayesinde civar illerde hergün 700 milyon doların hareket halinde olacağı söyleniyor. Hasankeyfliler bir ikilemde; bir tarafta tarih, geçmiş ve hatıralar, diğer yanda insanca bir hayat, gelecek ve su... Bir de baraj ticareti yapanlar, bu konuyu sürekli istismar edenler... Su hayattır; bazen bizi yaşatır, bazen de emanetleri bizim şerrimizden korur, ayıplarımızı örter... Ilısu Barajı, Tarihi Hasankeyf Şehri'ne yıllardır yaptığımız ayıpları örtecek gibi...

Çoban Ahmet anlatıyor
El Cezire, El Arbiya ve birçok Türk Televizyonu canlı yayına çıkarmış, programlara almış. Çoban Ahmet Hasankeyf'i, Ilısu Barajı'nı hep anlatmış, hatta bu iş için yurtdışına çıkmış... İşte bu Çoban Ahmet anlatıyor da anlatıyor; gezdiriyor, her köşesini tanıtıyor, özelliklerini açıklıyor...

Malabadi Köprüsü Mostar gibi
Artukoğulları döneminde Batman Çayı üzerinde yapılan bir mimarlık şaheseri olan Malabadi Köprüsü, taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olanıdır. Mostar Köprüsünün ikizi olarak kabul edilen bu köprü; tek kemerli olup, içine iki yoldan gidilir. Diğer tarihî eserleri, tabiatı ve kendine has mutfağı, gelenek-görenekleri ile Batman, mutlaka görülmesi gereken, ülkemizin çok önemli bir zenginliğidir.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Nisan 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.