Haberler

Ankara'da bir tarihi fırsat

Tarih: 1 Haziran 2009 Kaynak: Radikal Yazan: Ferhat Özgür
Ankara Çağdaş Sanatlar Müzesi, terk edilmiş halinden kurtuluyor. Ama yapı, bir müze değil, 'geniş sergi alanı' diye değerlendirilip, fuar ve zenaat sergilerine terk edilecek gibi görünüyor. Ankara, uluslararası sanat gündemine eklenmek için önemli bir fırsatı kaçırıyor.

Beral Madra, 23 Mayıs 2009 tarihli Radikal'de Ankara Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin akıbetine ilişkin kaygılarını dile getirdiği yazıda söyledikleriyle yerden göğe kadar haklı. Madra yazısını 'bizden ayrılmayın' diye bitirirken aslında Ankara'da müze gibi son derece hassas bir konunun sürekli gündemde tutulması gerektiğinin de altını çizdi. Doğrususu büyük bir umutla yola koyulan Ankara Çağdaş'ın böyle bir hayal kırıklığı ile sonlanacağını biraz da tahmin ediyorduk. Şöyle ki yakın geçmişte Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın bu mekânı tanımlarken 'müze' yerine ısrarla "10 bin m2'lik kapalı sergi salonu" demesi nasıl bir 'müze'nin(?) hedeflendiğini de özetliyordu.
Madra'nın yazısında sorduğu soruları bu kentte doğmuş büyümüş ve halen burada yaşayan biri olarak yanıtlamadan önce, süreci kısaca hatırlamakta fayda var. Sanatçı Turan Erol 1996'da, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Cumhuriyet Resepsiyonu esnasında Ankara'da bir çağdaş sanatlar müzesinin gerekliliğini kişisel olarak dile getiriyor. Sonra, Cumhurbaşkanlığı'nın kapsamlı gereklilik raporunu da içeren taslağı Kültür Bakanlığı'na 6.11.1996 tarihli yazısıyla ileterek resmi prosedürü başlatıyor. Kültür Bakanlığı da Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiği açıklamasında, projenin Bayındırlık Bakanlığı'nca gerçekleştirilmesi halinde eski demiryolları onarım atölyelerinin, 1997 yılı içinde çağdaş sanatlar müzesine dönüştürülmüş olacağının müjdesini veriyor. Aradan çok geçmeden de, o günkü kültür bakanı İstemihan Talay'ın gayretiyle inşaata başlanıyor. Bütün bunlar onarım atölyelerinin başlangıçtan itibaren doğrudan doğruya bir çağdaş sanatlar müzesi temeli üzerine kurulduğunun kanıtı. Sonrasında yaşanan trajikomik vakalar malumunuz: 2006 yılında Adalet Bakanlığı bu müze alanına talip oldu. Yetmiyormuş gibi müzenin başlanmış ve bitirilmeyen binası sokak çocuklarının ve başı boş hayvanların yuvasına dönüştü (Radikal, 30 Ocak 2006). Şimdi iyi olan şu ki Bakanı Günay, bir felaketi önledi. Ancak müzenin yönetimini ve profilini belirlemeyi seyahat acentaları birliği olan TURSAB'a devretmekle, yalnız Ankara için değil Türkiye adına da tarihi bir fırsatı elden çıkarmış oldu.

Şimdi Beral Madra'nın yazısında sorduğu soruları yanıtlayalım:
1) "Müzenin işletmesini devredene kadar çalmadık kapı bırakmadım" diyen Kültür Bakanı'nın Madra'nın zannettiği gibi danışma kurulu yoktur.
2) Kültür Bakanlığı'nın çağdaş yaratıcılığı ve sanat üretimini kalkındırma ve zenginleştirme konusunda belirgin bir programı yoktur.
3) Bakanlığın AB ülkelerinde olduğu gibi, bütün Türkiye'ye yayılmış, güncel bir kültür/sanat programıyla donatılmış sanat merkezleri ağı kurmak, bu merkezlerin uluslararası etkileşime girmelerini sağlamak gibi bir çalışması yoktur. Bakanlığın çağdaş sanat ve tasarım konusunda sağlıklı veri tabanı da yoktur.
4) Kültür Bakanlığı'nın yaratıcı gençler için oluşturduğu bir burs havuzu yoktur.
5) Kültür Bakanlığı AB ülkelerindeki etkinliklere katılmak için davet edilen sanatçıların yaşadığı vize işkencesinden bihaberdir ve bu konuda bir iyileştirme yapılması gibi bir planı yoktur.
Ankara Çağdaş, bitirilme aşamasına bu kadar yakınken nedense kültür bakanlığımız, Serhan Ada'nın da yazısında vurguladığı gibi (9 Mayıs 2009, Radikal) bu kentte daha kısa süre önce kapsamlı çağdaş sanatlar sergilerini organize eden kurumlarla hiçbir biçimde iletişime geçme ve danışma ihtiyacı duymuyor. İşin garibi şu ki, müzenin işletilmesinin devredildiği TURSAB, bugüne kadar gerçekleştirilen hiçbir çağdaş sanat etkinliğinin yanında da olmamıştır.

Ankara, bu müze kaderini ilk kez yaşamıyor aslında. 1998'de kurulan Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nin akıbetinden bu anlamda ders alınmalıdır. Bu merkez de kurulduğu yıllardan itibaren sanattan bihaber amatör müdürlerin elinde deyim yerindeyse sanat sergilerinden ziyade her önüne gelenin at koşturduğu, bazı istisnalar hariç tutulursa, hiçbir çağdaşlık iddiası taşımayan yüzlerce panayır etkinliğiyle kısa bir süre içinde amatörleşti ve kendini tüketti. Ankara Atatürk Kültür Merkezi de Ankara'nın son 10 yıl içinde geçirdiği bu amatör devrimin başka bir anıtı olarak karşımızda duruyor.

Evet yakında Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni binasına komşu bir 'sergi mekânı' olacak. Malum özel günler, hediyelik eşya fuarları, el emeği göz nuru yığınlarca zanaat etkinlikleriyle elbette bu sergi mekanımız ziyaretçilerle dolup taşacak. Bakanlığımız da niteliksel değil niceliksel göstergeleri ölçüt alarak 'sanatı halka getirdik' diye övünecek. Bu mekânın adı müze olsa da, bu anlayışla Ankara Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin içi sıradan sergilerle dolup taşacak. Ankara kendini bu yüzden uluslararasılık / karşılıklılık platformuna oturtamayacak. Müze kendisi için uluslararası öncü kurumlarla rekabet edecek bir vizyon belirlemez ve tüm bu uyarılarımızı dikkate almazsa kimse boş yere Ankara'da çağdaş sanatın geleceğinden umutlanmasın.

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.