Dünyada iklim değişikliği ile ilgili ilk kitabın yazarı ve atmosferdeki karbondioksit oranının 350 pmm'yi geçmesine dikkat çekmek için oluşturulan 350.org çevre hareketinin yürütücülerinden Bill McKibben, "artık çok geç" dememek için herkesi harekete geçmeye çağırdı.

Yıl içinde küresel ısınmaya ilişkin tüm dünyada 1500 eylem planladıklarını belirten McKibben, 24 Ekim Uluslararası Dünya Çevre Hareketi Günü'nde, Türkiye'nin de içinde bulunduğu dünyanın dört bir yanında, insanların sokaklara çıkarak, yaşanabilir bir dünya için haykıracaklarını söyledi.

Küresel Eylem Grubu'nun (KEG) daveti üzerine Türkiye'ye gelen, dünyada iklim değişikliği ile ilgili ilk kitabın yazarı ve "350.org" çevreci hareketinin öncülerinden Amerikalı Yazar-Aktivist Bill McKibben, son yıllarda dünya için büyük önem arz eden küresel ısınma konusu, devletlerin çevre politikaları ve bu politikalara karşı gerçekleştirilecek eylemlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Küresel ısınma ile ilgili son yıllarda medyada önemli haberler çıktığını, ancak uzun yıllar önce başlayan bu tehlikeye 20 yıl önce yazdığı kitapta dikkat çektiğini hatırlatan McKibben, ancak yeterli önlemlerin alınmaması nedeniyle dünya için artık geri dönülemez noktaya gelinmek üzere olunduğunu söyledi. Alarm veren küresel ısınmanın en önemli belirtisinin 2007 yılında buzulların erimeye başlaması olduğunu ifade eden McKibben, "Dünyada, özellikle yenilebilir enerji politikalarının dışında politikalar uygulayan devletler nedeniyle atmosferdeki karbondioksit oranı 350 ppm'yi geçmiş durumda. 350 ppm sayısı artık, dünya için çok önemli ve radikaldir. Yani dünyanın birçok noktasında küresel ısınmada bir derecelik artış sağlandı. Bu da birçok şeyin değişmesine neden oldu. Mesela buzulların erimesi, bununla birlikte dünyanın birçok yerinde su taşkınları olması ve iklimlerde farklılıklar meydana gelmesi gibi. İşte bu nedenle 350 derecesine ulaşılması, dünyanın geleceği açısından önemli bir nokta oldu" dedi.

'ABD enerji politikalarıyla öldürüyor'
İklim değişiklikleri ve ısınma nedeniyle bozulan doğanın sonucu olarak çeşitli hastalıkların ortaya çıkmaya başladığını aktaran McKibben, bu hastalıkların özellikle 3. dünya ülkelerini çok fazla etkilediğini kaydetti. McKibben, "Geçtiğimiz yıllarda Bangladeş'e bir ziyaret gerçekleştirmiştim. O dönem artan ısınma nedeniyle ‘denge humması' adlı bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkmıştı. Ben de bu hastalığa yakalanmıştım. Atlatması çok zor bir hastalık olmuştu benim için, ama orada binlerce insan hayatını yitirmişti. Ülkemin nüfus oranı çok fazla değil, ama uyguladığı enerji politikaları nedeniyle dünya atmosferine yüzde 25 karbondioksit üreterek, Bangladeş'teki insanların ölümüne neden oluyor" dedi.

'Harekete geçmezsen içecek su bulamayacağız'
Devletlerin, tehlikenin farkında olmalarına rağmen harekete geçmekte çok yavaş davrandıklarını, bazı bilim insanlarının da, dünyanın geleceğini kurtarmak için "Artık çok geç" açıklamalarında bulunduklarını ifade eden McKibben, her iki yaklaşımı benimsemediğini ve hızlı harekete geçilmesi durumunda hâlâ bir şans olduğuna inandığını belirterek şu tespitlerde bulundu: "Şimdi ‘Çok geç kaldık' diyorlar. Belki ısınmayı durdurmanın sözünü veremeyiz, ama bu iklim politikalarına karşı, en ciddi mücadeleyi yürüteceğimizin sözünü verebiliriz.

Çünkü atmosferde ısının bir derecelik artması, buz tabakasının erimesi için yeterli oldu. Eğer hızlı bir önlem alınmazsa, bu yüzyıl içinde ortak ısı 5 derece artacak. Ve bunun sonucunda dünya türlü felaketlerle karşı karşıya kalacak. Örneğin en başta içecek su yetmeyecek, okyanus suları yükselecek, tarımda üretim ciddi bir şekilde azalacak. Sağlık sorunları ve beslenme sorunları yaşanacak."