Haberler

Denizin Üzerinde 20.000 Millet

Tarih: 11 Ağustos 2009 Kaynak: Reason Online Yazan: Brian Doherty Çeviren: Dilek Öztürk

Kaynak: www.inhabitat.com

Yüzmek, Özgürlük İçin En İyi Umut mu?

Friedman aile ağacında düşünceler çabuk evrilir. Chicago Üniversitesi'nde bir ekonomist olan Milton Friedman klasik liberalizm alanında 20. yy.'ın en saygın ve etkili avukatlarından biriydi. Okul kitapları ve popüler makalelerde, en iyi sağlık ve özgürlük imkanlarını istiyorsak, devlet, polis ve mahkemelere kısıtlanmış olmamalıdır görüşünü savunmuştur. Her ne kadar eğitim, ekonomi ya da askeriye katılımı gerektirecekse de bu, seçimlerimizin dikte edilmesi ya da manipülasyon ile ilgili olmamalıdır.

Milton'un oğlu David, bu davranışı politik psikoloji ve ekonomi ile ilgili birçok kitapta daha ileriye taşımıştır. Devletin yetersizliklerine karşın, en sağlıklı ve yeterli sosyal ve ekonomik sistemin hiçbir devleti gerektirmediğini savunmuştur.

Şimdi David'in oğlu Patri bu aile geleneğini bir adım öteye almıştır. Babasının 1973 tarihli kitabı "The Machinery of Freedom"dan ilham alarak Patri Friedman o toplumun tasarım noksanının devletin kendisinden daha derine dayandığı sonucuna varmıştır. Bu durumu, içine girebilmek için çok büyük engellerin olduğu bir iş dünyası olarak ele alırsak, iş dünyasında da olduğu gibi yetersizlikler ve müşterilere kötü davranma eğilimi bazı sklerozlara sebep olacaktır.

Patri'nin bakış açısına göre, Milton'un sabit yolu ve özgürlüğün avantajları hakkındaki dengeli eğitim, temeldeki negatiflikleri çok değiştirmiyordu. David devletin bile gerekli olmadığı konusunda haklı olsa da, hükümetlerin, yetersiz olsalar da, yeryüzünün her noktasını sanal olarak kontrol ettikleri gerçeği kalıcıdır.

Bir toprak parçasının kontrolünün kazanılması, düşük bir ihtimal başarıyla birlikte kan dökülmesini de getirir. Gerçekten içeri girebilmek için yüksek engeller söz konusudur.

Özgürlükçü hareket, geleneksel yönünü bilim, gazetecilik ve politik aktivizme karşı koruyorken, hükümetler hiçbir enstitünün başaramayacağı ölçekte bir katliam için hazırdılar. Herkesin hayatını geliştirebilecek piyasa değerlerini karıştırmak ve milyonlarca hayatı özel fakat illegal yollardan mahvetmek, illegal ilaç tüketimi gibi...

Patri Friedman'ın durumu iyiydi. Karısı ve çocuğu ile küçük bir komün hayatı yaşıyordu. Dağ manzarası, Kaliforniya, San Fransisko'nun biraz güneyi... Büyük bir şirkette harika ve zorlayıcı bir işi vardı, Google'da. Fakat onun tutkuları her yere uyabilirdi. Toplumu üzen gerçek sorunun ne olduğunu kavramaya başladığını düşündü ve bu sadece hükümetlerin kendilerinden de derine indi. Gerçek çözüm; sınırsız evren, boş okyanuslarımız ve uçsuz bucaksız dünyamızdı.

Friedman merak ediyordu: Sadece taşınabilseniz ne olurdu? Sadece kendinizi değil, sahip olduğunuz her şeyi, eviniz dahil ve eğer komşularınız da sizinle hemfikirse, tüm cemiyetiniz? Hiçbir hükümetin sizi sıkmayacağı bir yere taşınıp, daha iyi ve yeni bir toplum yaratabilseniz ne olurdu?
Friedman bu teorisine "dinamik coğrafya" adını vermiştir. Babasının kitabından herkesin karavanlarda yaşaması ve eyalet baskısından kolayca kaçabilmesi ile ilgili bir bölüm hatırladı.
Eğer toprağın, arazinin kendisi kalkıp gidebilse, hükümetin teşvik edici yapısı daha da değişebilir, özgürlükçü bir yöne kayabilirdi.

Geçmişte, bu tür düşünceler birçok özgürlükçünün kolonileşen mekan hayalleri kurmasına neden olmuştur. Fakat gezegeni terk etmek zorunda değilsiniz. Friedman'a göre "sadece araziyi denizin üzerinde yüzdürün."

Böylece Friedman artık Google ile çalışmamaktadır. "Seasteading Institute" adı verilen bir kuruluşun başkanıdır. Ne babasının ne de büyükbabasının başarabildiği olası bir fikre sahip olduğunu düşünmektedir. Bütün ilham kaynaklarının, yüzlerce, binlercesinin bir araya gelmesiyle, aslında özgürlükçü bir toplum yaratmak amacındaydı. Yüzen, küçük bir komün bile olsa... Friedman, "Eğer bu benim ömrüm zarfında olmazsa üzüleceğim. Olumlu senaryolara baktığımızda bile; gerçekten dünyayı değiştirdim diyebilmek için onlarca yıl gerekecektir," demektedir.


Kaynak:shaunchng.com

Yüzen Ulusların Batmış Tarihi
Wayne Gramlich konuşkan, beyaz sakallı, teknoloji delisi, bilim kurgu fanatiği birtakım şeyler nasıl çalışır, çalışabilir diye diğer insanlardan daha derin düşünen bir adamdı. Eski Sun Mikrosistemleri Mühendisi olarak, Ocenia olarak bilinen fakat başarısız olan Atlantis Projesi'nin web sitesinden esinlenerek okyanusta serbest bölgeler oluşturmaya ilgi duymaya başadı. Gramlich özgürleştirilmiş okyanus hayatını, deneysel bir sosyal ve psikolojik mühendislik projesi olarak ele aldı. Fikirlerini 1990'ların sonunda "Seasteading: Homesteading the High Seas." (Denizde Yüzer Halde, Yüksek Denizlerde Yüzer Halde Olan Evler) başlığı altında tüm dünya çapında internette duyurdu.
Gramlich'in okyanusta yeni araziler inşa etmesi çözümü ucuz ve yaratıcıydı, iki tane boş soda şişesini birbirine bağlayıp yüzdürmek, şişeden yapılmış salı, 5 mil kalınlığında siyah plastikle çevirerek kullanılabilir bir arazi yaratmak. (Daha sonra açık denizdeki dalgaları küçümsediğinin farkına vardı ve şimdi plastik şişe fikrini "sadece abartılmış bir intihar formu" olarak elemektedir. Fakat bu fikir sakin sularda işe yarayabilir.)

Friedman, Gramlich'in bu fikrini 21. yüzyılın başlarında farketti. İki adam online olarak sohbet etmeye başladılar ve yakın oturduklarını farkettiler ve Nisan 2008'de Seasteading Institute adı altında bir ortaklık kurdular. Organizasyonun şimdi iki tane yarı zamanlı işçisi vardı. (Friedman maaşlı, Gramlich ise projeye hemen hemen aynı vakti harcamasına rağmen maaşsız çalışıyordu.) Bu kuruluş insanların özgürce, eyaletsiz, devletsiz bir şekilde okyanus üzerinde yüzen arazilerde yaşamalarını destekliyordu. Enstitü konferanslar veriyor, suya dayanıklı platform tasarımlarını patentliyor ve CNN ve Wired'dan dostça destek alıyordu.

Özgürlükçülerin elinde "denizde yaşama" uzun vadede eski bir fikir gibi duruyordu. Bütün bu çabalar efsanedir, tarih tarafından zorlu bir şekilde kaydedilmiştir.

Bütün bu masallar destekçiler tarafından nakledildi. 1960'larda özgürlükçülük hareketini destekleyen en etkili küçük ölçekli dergilerden biri de Innovator idi. Daha sonra derginin editörleri Friedman ile aynı düzeyde düşünmeye başladılar.

Innovator'un denizleri özgürlük için ele alan en önemli teoristlerinden biri anarşist yazar Kerry Thornley idi. Thornley'in okyanusları özgürleştirme ile ilgili makaleleri bilim kurgu yazarlarına ilham kaynağı oldu. Robert Shea ve Robert Anton Wilson'ın 1975'te yazdıkları Illuminatus isimli romanlarının kaynağı yarattıkları anarşist bir sarı denizaltıdır.

Diğer özgürlükçüler 1970'lerde aslında açık denizde özgür milletler oluşturma girişiminde bulundular. Bazen halihazırda olan adaları kullandılar, bazen de gemiler ve sanal adaları kullandılar. Bu girişimler aslında tarihte hem komik hem de korkunçtur. Seasteading Enstitüsü'nün en akılda kalan girişimlerinden biri, Atlantis Operasyonu'ydu. New York lu bir eczacılık ürünleri imalatçısı olan Werner Stiefel 1969 yılında, bir grup hevesli genç özgürlükçüleri "Atlantis 2" isimli gemiyi inşa etmek için yardıma ikna etti. Geminin, ekibin davalı bölgelerden Anguilla ya da Haiti'nin yanındaki Silver Shoals gibi, arazi alabilmesi için Karayipler'e doğru gitmesi gerekiyordu.

Bu planı yapanların kendi gümüş paraları vardı, Esquire dergisinde kendi basınları ve kendilerine ait el yapımı tekneleri vardı. Fakat bu tekne bir kasırgada battı ve hiçbir yeni özgürlükçü Karayipler'e geçemedi.

"Var olan araziyi almak" planının önderi Mike Oliver idi. Oliver, Nevada kökenli bir gayrimenkul uzmanı ve 1968'de yayımlanan "Yeni Ülke İçin Yeni Tüzük" isimli kitabın yazarıydı. Oliver'ın kendi hayali için "asla bitti deme" yaklaşımı vardı. 1972'de Pasifik'in güneybatısında, küçük krallık Tonga'nın 260 mil uzaklığında bulunan Minevra Cumhuriyeti için bir bölge talebinde bulundu. Belki de "yaratmak", "talep etmek"ten daha iyi bir fiil. Oliver, birkaç dayanıklı kayalık arasında kullanılabilir araziler inşa etmek adına, teknelere para ödemek zorundaydı. Bundan kısa bir süre sonra; Tonga Kralı kolonisini bir tekneyle aldı ve Oliver'ın inşası için parasını ödediği arazi de birdenbire okyanus tarafından ıslah edilmiş oldu.

1970'lerin geri kalanında, Oliver halihazırda olduğu için avantaja sahip, ama yönetilmesiyle dezavantaja sahip olan adalar üzerinde yoğunlaştı. Espiritu Santo'daki New Hebrides Adaları ve Abaco' nun Bahama Adaları'ndaki bölücü gruplarla ortak hedefler saptadı. Herhangi bir bağımsız ulusu teşvik etmek gibi. Bu sadece bazı isyankar milletlerde sonuç vermişti.

2007 yılında "Kapitalizm için Radikaller" isimli kitabımın araştırmaları sırasında Oliver'ı bir ropörtaj yapmak için aradım. Kızgınlık, pişmanlık ve başarısızlık duyguları boğazını düğümlemiş olacak ki, geçmişteki özgürlükçü uluslar yaratma fikri ile ilgili söyleyecek herhangi bir şeyinin olmadığına dair beni bilgilendirdi.

Peki Neden "Seasteading"in Çalışması Bekleniyor?
Önceki ütopyalara paralel olarak bazı sığ kayalıklarda gezinen Patri Friedman, geçmişteki başarısızlıkların farkında olduğunu ve onlardan çok şey öğrendiğini söylüyor. Seasteading Enstitüsü'nün web sitesi daha önce yüzen yeni devletler oluşturmayla ilgili o kadar çok veriye sahiptir ki bu konuda bir rehber niteliğindedir ve Friedman'ın görüşüne göre bu sıralar açığa çıkacak bazı önemli hareket noktaları olacaktır.

Öncelikle seasteading hiçkimse için varolan arazilerin alınmasını gerektirmiyordu. Bu durum ümitsizceydi, arazinin tamamına devlet tarafından sahip çıkılmıştı, hatta suyun üstündeki yüzeylere bile... Ve var olan bir rejime açık ayıklanma da büyük ihtimalle başarısız olacaktı. Böylece deniz sakinleri kendi arazilerini yapacaklardı.

İkincisi, deniz sakinleri modülerdir. Özgürlük Gemisi, Kova Projesi gibi asla su yüzüne çıkmayan yüzen uluslar gibi, enstitünün planı milyon dolarlık bir ön ödeme almak değildir. Denizde yaşamak küçük başlamalı ve Friedman da bunun küçük adımlarla başlayacağından emindir. Küçük ölçekte "sahil sakinleri" diye adlandırılan, ana araziye yakın ve bir laboratuvar gibi işleyecek ve komün ölçeğinde uluslararası sulara açılmaya hazır oluncaya kadar oluşturulacak aile platformları ile başlayabilir.

Friedman bu tip geçici deniz evlerinin çok maliyetli olmayacağını düşünmektedir, özellikle insanlar yarı zamanlı kullanım modasına uyarsa... Aslında belirli, bir deniz evi ya da oteli için en yakın tasarım fiyatı, her metrekaresi için 258 Dolar'dan fazla olmayacaktır, ki bu fiyat da şu anda San Fransisko Bay bölgesindeki tek ailelik ev fiyatlarından daha ucuzdur.

Üçüncü olarak, denizde yaşamak sadece özgürlükçülerin teorilerine bağlı değildir. Friedman, denizde yaşamanın bazı ticari faaliyetleri de getireceğinin farkındadır ve bu yönleri çalışmakla meşguldür. Yüzen bir medikal turizm şirketi olan Surgi Cruise risk finansmanı aramaktadır. Eğer Amerikalılar daha ucuz tıbbi bakım ilaçları için, Birleşik Devletler denetim maliyetlerinden muaf, Meksika, Hindistan ya da Tayland'a uçarlarsa fikir işe yarar. Neden bunun için 12 millik bir yola yelken açmasınlar?

Dördüncü olarak, açık okyanus dinamik bir coğrafya olduğundan sadece özgürlükçülere değil herkese açık deneysel bir alandır. Tabii ki Friedman denizde yaşayan herkesin mümkün olduğunca anarşizme yakın olmasını ister. Fakat, bu alanda devletin etkisi olmadan, kendi hayatlarını barış içinde şekillendirecek farklı tip ideolojilerlerden insanlar olmalı; çevreciler, değişik komünler, dini ya da psikolojik olarak farklı gruplar vb. gibi... Bu topluluklar, kendi iç politikalarında kişisel olmayabilirler, fakat kendilerine özgürce seçebilecekleri sosyal durumlar sunabilecek olan "denizde yaşama" fikri çerçevesinde özgürlükçü düşünceye uyarlar.

Nisan 2008'de, Friedman'ın vizyonu PayPal'ın kurucu artaklarından özgürlükçü Peter Thiel tarafından yarım milyon Dolar değerinde cesaretlendirici bir ticari ödüle layık görüldü. Friedman' ın internetteki yüksek profili, blog sayfası, Silikon Vadisindeki kişisel tarihi, birçok insanın ve yerel programcıların dikkatini çekmeye yetti.

Thiel'in yöneticisi olduğu Clarium şirketi ile yaptığı ropörtaj daha sonra Thiel'in kendisiyle yaptığı ropörtaj haline döndü.

Thiel, pek çok muhteşem bilim kurgu fikirlerini destekler. Friedman'ın vizyonu için doğal bir izleyiciydi. Thiel'in meslektaşı Joe Lonsdale'in bana söylediği gibi "Thiel ve diğerleri Silikon Vadisi' nde pek çok farklı keşiflere katıldılar. Bu yaratabileceğin en ilginç yeni şeydir: Yeni bir devlet. Kulağa hoş geliyor..."

Friedman'ın daha yayımlanmayan, denizde yaşamak ile ilgili kitabında da dediği gibi: "Yeni bir sistemi deneyimleyebilme kabiliyeti, deniz sakinlerine kendi içlerinde de dış dünya için de fayda sağlamaktadır. Deniz sakinleri kendi iç değerleri ile uyumlu bir topluluk seçebileceklerdir. Her topluluk da sistemin pratikte nasıl işlediğini görmek için bir deneyim olarak hizmet edecektir."


Patri
Friedman
Kaynak: www.weburbanist.com

Bir Deniz Sakinleri Konferansı
İlk Denizde Yaşam Konferansı, Ekim 2008'de Kaliforniya-Burlingame'de yaklaşık 50 kişinin katılımıyla Büyükelçilik süitlerindeki toplantı odasında yapılmıştı. Hepsi değil ama katılan çoğu özgürlükçüler, bilgisayar endüstrisinde çalışan Amerikalı erkeklerdi. Friedman ve Gramlich konferansta konuşmanın çoğunu yaptılar. Denizde yaşamın nedenlerini ve yapılması gerekenleri anlattılar. Bir deniz mühendisliği şirketi olan Marine Innovation-Technology firmasının temsilcileri, küçük ölçekli, ücreti karşılanabilecek, makul modüler ünitelerin nasıl tasarlanabileceği ile ilgili detaylı bir tartışma başlattı. (Firma daha sonra Seasteading Enstitüsüne, denizde yaşamı deniz üzerinde yüzen 7 üniteli bir otel-casino resort fikriyle destekledi.)

Denizde yaşam, su kırılmaları gibi konularda bu kadar çok zekice fikirden sonra, ne kadar az insanın bunu deneyimleyebileceği beni şaşırtıyor. Çünkü bu insanlar damarlarında tuzlu su olan insanlar değiller. Onlar bilgisayar tipleri, sosyal ve fiziksel mühendisler ve yeni sosyal formlar denemenin son derece heyecan verici olduğunu düşünen vizyon sahipleri... Birçoğu denizde yaşamın prototipleri için uygun değiller. Onlar bunun yerine bu fikir ticari açıdan rayına oturuncaya kadar ya da kendilerine göre bir konfor değeri oluncaya kadar bekleyecek türde insanlar.

Okyanusta yaşamak eşsiz deneyimler sunabileceği gibi maliyet de yaratır. Friedman bunlara "okyanus vergisi" adını verdi. Bu, herkesin de algılayabileceği gibi devlet vergilerinden daha düşük bir miktardır. İnsanoğlu ıssız yerleşimlerde gücü nasıl kontrol edeceğini bilir. Okyanus büyük ihtimalle rüzgar gücü için uygun bir çevre yaratacak. Her ne kadar deniz sakinleri kendi yiyeceklerini yetiştirmek zorunda kalacaklarsa da, ihtiyaç olduğunda gemiyle temin edilebilir. Okyanus her zaman büyük şeylerin taşınması için ucuzluk sağlar.

Friedman'ın ideal deniz yaşamı toplumu küçük ölçekli başlayabilir. Fikir ya da teknik daha çok insanı çekecek düzeye gelinceye dek marjinal büyür ve her deniz sakini için bu sosyal ve fiziksel deneyimin kişisel anlamda başarılı olduğu noktasında da yayılır. Fredman her teknenin herkes için yeterince yiyecek ve kişisel ihtiyaç için yer sağlamayacağından korkar. Uzun dönemli denizde yaşam için kişisel mekanlara kısıtlama getirilmesini çözüm olarak sunmuştur. "Sadece tekneleri kullanın!" fikrine sadıktır. Çünkü, gemiler böylesi bir vizyon ve yaşam için çok eski modadır.

Deniz sakinlerinin yasal bir danışmanı var: Jorge Schmidt. Deniz hukukunda tecrübesi olan bir avukat. Schmidt Fredman'ın temel düşünce yapısını onaylasa da gelecekte deniz sakinlerini pek çok bilinmeyenin beklediğini düşünmektedir. Açık sularda sadece ulusların hakları vardır. Belirli bir bayrağı olmayan, ulus olmayan kişisel gruplar korsan ya da kaçak olarak adlandırılırlar.

Bu projeye fakir ülkeler kendi bağımsızlıklarını, bayraklarını satmaları açısından fayda sağlıyordu. Bu durum alıcının çıkarı için iyiydi. Friedman "Bu ülkeler kesinlikle ekonomik açıdan kendilerine fayda sağlamak istiyorlar ve biz de şu durumda iyi bir pazarlık noktasındayız. Dünyadaki tüm ülkelerle konuşabiliriz ve teklifimizi kabul edecek sadece bir ülkeye ihtiyacımız var."

Schmidt ise bu pazarlığın asla olamayacağını vurgulamıştır. Belki istediğimizin sadece %95'ini alabiliriz. Esas önemli olan bu işi yürütmek, işi yürütecek bir dinamiğe sahip olmamız. Bundan sonrasında temel şartlar da birbirini tetikleyecektir."

Herkes bu cümlelerin arasında kayıp kalmıştı. Bir yanda yasalar bir yanda da denizde yaşamanın verdiği heyecan vardı. Fakat tabi ki bu durum modüler bir anarşi modeline dönüşmeden önce bazı uluslar " Var olan uluslar arası hukuğu boşverin, biz bunun olmasına izin vermiyoruz" da diyebilirler.

"Libertopia'yı İnşa Edemeyiz!"

Bu projenin konsepti ile ilgili pek çok insanla konuştum. Özgürlükçülerle değil, normal insanlarla... Herkes en azından bir fikir önerdi. Friedman ve ekibi bunların hepsini duydu ve hepsinin her şeye verilecek bir cevabı vardı.

Örneğin korsanların açık denizde yol alan gemilere saldırmalarıbüyük bir olasılıktır. Deniz sakinlerinin bu durumda bir donanmaya ihtiyaçları olacaktır. Peki ya fırtınalar? Bu denizde yüzen şehri dalgakıranlarla birlikte öyle bir platformda tasarlamak gerekir ki, mekan fırtına sonrası hiçbir zarar görmesin.

Bütün yeni dünya hayalcisinin tersine Friedman ve ekibi oldukça bilimsel düşünüyorlardı ve böylesi bir tekniğin mümkün olabileceğini savunuyorlardı.

Aynı zamanda mutlu bir anarşizm fikri etrafında toplanıyorlardı. Friedman o ve ekibinin küçük adımlarla bu işe başlamaları gerektiğini biliyordu. Sadece devletlerde birtakım marjinal hareketlenmeler görmek istiyordu ve "dinamik coğrafya"nın çözüm olduğuna inanıyordu.
"Libertopya'yı inşa edemeyiz. Ne inşa edersek edelim, nükleer silah ya da teröre yardım suçundan kapımızı basacak güvenlik güçleri olacak," diye de ekliyor.


Kaynak: www.weburbanist.com

"Biz Sadece Bir Laboratuar Kurmak İstiyoruz"

Friedman kendi konferansında, hapishanedeyken kanserden dolayı ölen bir adamın hikayesini anlattı. Bunun sebebi sadece 20. yüzyılda milyonlarca insanın birtakım saçma göç kurallarından dolayı öldürülmesi ve bazılarının da hapishaneye konulması olarak açıklamıştır. Yani bir şekilde devletlerden kurtulmalıyız.

Denizde yaşamak fikri hala daha çok hayal gibi gelmektedir. Seasteading Enstitüsü'nün hala resmi bir statüsü yoktur. (Kağıt işlemleri hala devam etmektedir.) İlk hotel-casino tasarımı fikri ise hala beklemededir.

Şu andaki ekonomik kriz kısa dönemde enstitünün durumunu hem iyi hem kötü yönde etkiledi. Dünyanın çaresizce yeni bir düzene ihtiyaç duyduğu dönemde bu radikal fikri satmak kolaydır ama uzun sürede insanları ikna etmek çok zordur.

Denizde yaşam destekçilerinin ilk fiziksel aktivite planı 2009 sonbaharında gerçekleşecek olan Ephemerisle olarak adlandırılan, bir nevi suda Burning Man. (Burning Man Friedman'ın da her sene katıldığı çölde yapılan bir sanat festivali) Bazı yüzen üniteler tasarlayarak, denizde özgürce yaşamanın nasıl olduğunu deneyimlemeyi planlamaktadırlar.

"Özgürlüğün daha iyi bir sistem olduğunu söyleyen her kitabı okumuş olabilirsiniz. Fakat insanlar günlük hayatlarında polisler ve silahlarla kaplanmışsa, devlet de bunu teşvik ediyorsa, her ürün devlet tarafından test edilip onaylanıyorsa, her şeyin özgürce elinize getirilebileceği fikri çılgınca geliyor..." Friedman sonra bana şunları söyledi: "O zaman, haydi bunu yaşayalım. Bir felaket olabilir. İnsanlar ölebilir. Fakat bunu yaşamak, konuşmaktan daha güçlü bir şey..." Burning Man'den deneyimlediği üzere, "İnsanların algılarının neyin mümkün olabileceği çerçevesinde şekillenmesinin nasıl bir şey olduğunu gördüm."

Konuyla İlgili Linkler
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.