Haberler

Metalin Metamorfozu

Tarih: 13 Ağustos 2009 Kaynak: A10 Çeviren: Betül Tuncer

SugarCity

Metal, mimari anlamda genç bir malzeme olup, mimari tasarımda sadece endüstriyel devrim sonrası önemli rol oynamaya başladı. Avrupa'da bina yapımında yüz yıllardır kullanılan ahşap, taş ve tuğlanın aksine çelik ve alüminyum, Avrupa bina geleneğinde çok yer almamış. Metalin mimari kökeni endüstri ve rasyonel üretimde yatıyor: standart boyutlardaki yuvarlanmış H, I ve U kesitler, prefabrike sandviç paneller ve oluklu demir çatı. Destek yapı sistemlerini bir kenara koyarsak, on yıl öncesine kadar metal malzemeler endüstriyel binalarda kullanılıyordu: hangarlar, garajlar, güç santralleri, depolar. Gösterişten mahrum, ucuz ve işlevsel kutular ya da Münih'teki BMW Kulesi veya Londra'daki Lloyds Binası gibi, endüstri ile doğrudan bağlantı kurulmasını sağlayan binalardı.

21. yüzyılın metal mimarisinin bu endüstriyel geçmişle çok bağlantısı yok. Tabi ki trafolar ve depolar hala çelik ve alüminyumdan yapılıyor ancak görünüşleri hiç de alışıldık değil. Hollandalı mimar Liesbeth van der Pol tarafından tasarlanan Corten çelik kaplamalı enerji tesisi bir katedrale benziyor. Herzog & de Meuron tarafından tasarlanan tren yolu ünitesi Signal Kutusu, bir müze sanılabilir. Bakır şeritlerden oluşan cephe, gündüz doğal ışığı içeri almak, gece de iç mekan aydınlatmasının dışarıdan görülmesi için belirli yerlerde burkulmuş. Bu nazik çözüm, öteki türlü sadece nötr bir kutu olacak binaya, etkileyici ve anıtsal bir kişilik katıyor.

Kulübeden Heykele
Signal Kutusu kulübeden heykele dönüştüğü için "metamorfoz"u temsil ediyor. 1990'lardan beri mimarlar, metali büyük kamusal binalarda kullanmaya uygun gördü. Herzog & de Meuron'un müzelerine bakarsak, de Young Müzesi'nin cephesi perfore bakır ile kaplı, Walker Sanat Merkezi'nin cephesi kabartılmış alüminyum ağ panel ile kaplı ve CaixaForum'un cephesi "yapboz" Corten çelik ile kaplı.Ya da UN Studio'nun tasarımlarına bakın: Lrystad'daki bir stadyum, turuncunun farklı tonlarını içeren perfore ve oluklu metal ile kaplı.Vreeland'deki bir çay evi, krom kaplı çelik ve üzerinde delikli desenleri bulunuyor. Burada rasyonelleştirme adına çok az delil var; tüm parçalar özel olarak üretilmiş ve özellikle tasarlanmış detayları ile farklılaşıyor. Sonuç, neredeyse el yapımı kalitesinde. Nasıl taş oluklu hale getirilip taşçı tokmağı ile işlem görüyorsa, metal de bükülüp, cephede doku ve kabartma yaratmak için örülebilir. Ahşabın şeritlere, panolara, latalara ve padavraya dönüştüldüğü gibi metal kaplamalar cephaneliği de çok geniş. Bir zamanlar binayı yağmurluk gibi saran malzemelerin artık kendi kelime dağarcıkları var.

Metalin yansıtma kapasitesi, sabitlikle birleşen hafiflik, biçimlendirilebilirlik, genleşme ve korozyon kat sayılarının küçüklüğü gibi özellikleri mimarlar tarafından yeni uygulamalar ve görünüm yaratmak için keşfediliyor ve kullanılıyor.

Örülmüş metal, New York'taki New Museum ve Graz'daki Mumuth Konser Salonu gibi çok prestijli ve göz önündeki binaları kaplamada kullanıldığı için şu anda çok popüler. Ben van Berkel, cephelerin üzerine ışık ve resim yansıyarak, yarı şeffaflık ve yansıtıcılık özellikleri ile oynadı. Sanaa belirli çevresel koşullara (egzoz dumanından çıkan kurşuna, ve deniz kenarı konumundan ileri gelen tuza) dayanacak hafif, esnek ve güçlü bir yüzey istedi. Doku, aynı zamanda müzenin içerisine girecek ışığı filtreleyip, dağınık ışık sağlayan bir yığın kutu görüntüsü yaratıyor. Son olarak, mimarlar kesintisiz bir yüzey yaratmak istedi ve bunu ağları üstüste çakışacak şekilde ayarlayıpp ek yerlerini kamufle ederek başardılar.

Diğer mimarlar metal ağ, delikli plak ve lataları kullanarak "nefes alan" cepheler yaratıp güneş kontrolü elde etti veya yeşil bir cephe oluşturmak için bitkilerin tutunarak büyüyebileceği bir çerçeve yarattı. Şimdi ise ses önleyici bariyerler delikli metalin ses emici yalıtım ile birleşmesi sayesinde kullanılıyor.

Seri Üretim
Mimarlıkta süsün canlanması metalin endüstriyelleşmeden kaçışına katkıda bulundu. İnce metal işçilerine benzer şekilde, mimarlar sadece dünyayı daha güzel göstermekten başka görevi olmayan trabzan, trabzan parmaklığı tavan ve cephe tasarımını iş edindi.

Mimarlar, üreticiler yeni mimari uygulama yöntemleri araştırırken metali denemekten mutlular. İkisi arasında kurulacak birliktelik sayesinde Ditzingen'de bekçi evi, Trumpg Grup'un "visitingcard"ı gibi nefis projeler oluşuyor. Mimar Barkow Leibinger, Trumpf'ın lazer ve metal işleme teknolojisini kullanarak yük taşıyıcı eleman üstüne oturan 20 metrelik 60cm kalınlığındaki altıgen desenli kaynaklanmış çelik saçağı yarattı.

Mimar ve araştırmacı olan Sixteen (makers) firması, metal üreticisi olan Stahlbogen ile Northumbria barakasını tasarlarken beraber çalıştı. Sixteen (makers) modern dijital üretim teknolojileri üzerine odaklanıyor. Uygulanacak olan bir projelerinden biri, bir seri spekülatif bağlantıyı,strüktürü ve birleşimi deneyen, dijital kesim ve katlama yöntemlerini kullanan "Kes ve Katla" projesi. Ofisin internet sayfasında mimarlar "dijital üretimin hassasiyetinin, seri üretimin kelepçesinden kurtulup seri özel üretim yapma imkanını sunuyor" şeklinde açıklamalar yapıyor.

Böylece "el ile işlenmiş" eğilime isim veriyorlar: seri özel üretim. Bu yeni gelişim sayesinde metal kutu gelecekte yeni biçimler alacak.

Alışılmadık Baraka
Baraka 55/02 Keilder Water & Forest Park, Northumberland UK'de bulunuyor ve adını koordinatlarından alıyor (55 derece 11.30 Kuzey, 02 derece 29.23 Batı). Parktaki altı yeni projeden biri olan Baraka 55/02 Sixteen (makers) mimarlık ofisi ve Alman çelik üreticisi Stahlbogen GmbH tarafından üretildi. Alışılmadık baraka 10 m uzunluğunda 3,5 m yüksekliğinde olup sadece kesilip katlanan çelikten yapıldı. 8.1 ton olan yapı parlak kızıla boyandı ve orman koşulları ile kontrast oluşturuyor.

Sixteen (makers) mimarlık ofisi, projeyle ilgili deney yapıp, tasarım ve üretim süreçlerini birleştirmeyi tercih eden bir ofis. Ofis mimarlarından Bob Sheil "Baraka 55/02, üretilmiş bir dekor için üretilmiş bir mimaridir. Avrupa'da yaratılmış en geniş rezervde yer alıyor: 647 bin metrekareyi kaplayan geniç çapta yönetilen ticari bir orman," diyor. Çevreye tepki veriyor ve zaten doğal ve yapay arasındaki buğulu farka katkıda bulunuyor.

Mimari ofisin tasarım ve üretim arasındaki bağa verdiği önem, projenin erken fazlarından itibaren barakanın mimari normlardan uzaklaşmasına neden olmuş. "Tasarımımızı en iyi şekilde sunmak için üretim uzmanlarının sessiz bilgisini anlamak ve kullanmak istiyoruz," diyor mimar Nick Callicott.

Baraka 55/02 neredeyse tamamen Almanya'da Callicott'un sahibi olduğu Stahlbogen fabrikasında tasarlandı. 21 adet çelik elemanının, 3 boyutlu yazıcılarda prototipleri üretildi ve çelik işçileri ile görüşülerek gerekli değişiklikler yapıldı. Araç kullanımı ve genel estetik anlamında denenmek üzere parçalardan biri erken fazlarda gerçek boyutta üretildi. Tüm tam boyutlu parçalar CNC plazma kesivi ve CNC baskı makineleri kullanılarak biçimlendirildi. "Amacımız, parçaları 3 boyutlu olarak tasarlayıp hemen üç boyutlu temsile dönüştürmekti." diyor Sheil. "Alışıldık, projenin ilhamını söndüren, tasarımcıdan yükleniciye, yükleniciden üreticiye şeklinde ilerleyen aşamalardan uzaklaşıyoruz. Callicott, "Üretilmiş bir sipariş yaratıyoruz," diyor. Baraka 55/02 halka Haziran ortasında açıldı. Müşterinin talebine göre belli bir seviyede koruma yaratıyor ancak daha önemlisi, Kielder arazisinde insanın etkisi hakkında kalıcı bir heykel manifesto görevi görüyor.

Kümes Teli


H-Arquitectes Spor Salonu
Barbera del Valles kasaba komisyonu H-Arquitectes'i endüstriyel bir bölgede diğer okul binaların yanında ince ve uzun bir parselde inşa edilmek üzere soyunma odaları olan bir spor salonu ve bahçe tasarlaması için görevlendirdi.

H-Arquitectes'in üç ana fikri vardı. En önemlisi, inşaat sırasında okul öğrencilerine rahatsızlık vermemeyi hedeflediler ve bu yüzden inşaat süresini azaltmak için prefabrike yapılar tercih edildi. İkincisi, yumuşak arazi koşulları yüzünden hafif prefabrike sistemler tercih ettiler. Son olarak, pasif iklim regülasyonlarını kullanmak ve binanın ömrü boyunca enerji tüketimini azaltmak için az enerjili malzemeler seçtiler.

Dış yüzey, çok hücreli polikarbonat panel ve binanın ahşap çerçevesine vidalanmış galvanize çelik takozlara sabitlenen dikenli telden oluşuyor. Transparan dış yüzey, spor salonunun asıl cephesini oluşturan ahşap strüktürü koruyor ve aynı zamanda insanların içeriyi kısmi olarak görmesine izin veriyor. Görsel sonuç özellikle geceleri muhteşem oluyor.

Yaz aylarında oluşabilecek sera etkisini azaltmak için mimarlar tırmanan bitki katmanı eklemeyi düşündü. Böylece, kümes teli iki problemi bir seferde çözüyor: birincisi, cepheye transparanlık veriyor, ikincisi ise sarmaşık bitkilere tutunacak desteği sağlıyor. Üçüncü olumlu özellik ise, kışın sera etkisi ile ortaya çıkan sıcak hava ortak kullanılan odaları ısıtmak için kullanılması. Kümes telleri aynı zamanda polikarbonat yüzeyi vandalizmden koruyor.

Bu proje, kümes teli gibi en basit malzemenin bile hafif, parlak ve çevresel duyarlılığa sahip bir bina oluşturup iyi etki yaratmak için kullanılabileceğini gösteriyor.

Şeker Kristalleri
Hollanda endüstriyel mirası genellikle tuğla motifler ve sert görünümlü binaları ile sönmüş zafer olarak tarif edilir. 19. ve 20. yüzyıllarda şeker granülü saklama depoları ile farklı bir miras bırakabilir.1992'de CSM şeker rafinerisi kapandı ve 110.000 metrekarelik alanı tekrar kullanım için boş bıraktı. Bugünlerde bu bölge SugarCity (ŞekerŞehri) olarak biliniyor ve ilerisi için mega ofis kompleksleri, restoranlar, kumarhaneler, otel ve çok katlı sinema planlanıyor. Eski şeker granül saklama depoları bu gelişimin tartışmasız logosu oldu.

İki adet 50 metre yüksekliğindeki kuleleri Soeters van Edlonk mimarlık tarafından dönüştürüldü. Amaç, binanın endüstrüyel karakterini korumak ve "ağırlık, hantallık ve soyut bina ölçeğine" vurgu yapmaktı. Ancak burayı pazarlanabilir bir ofis alanına dönüştürmek için bazı radikal yenilikler gerekiyordu.

Zemin kattaki tuğla duvarlar, eş merkezli betonarme silindir olan ana strüktürü dışa vurmak için yıkıldı. Köprü, ek bina, ulaşım kulesi gibi tüm ikincil detaylar yıkıldı ve böylece kuleler özüne kazar soyuldu. Katlar ve tüm servislerin (merdiven, asansör, kiler) hepsi boş kulelere yerleştirildi. Dışa vurulan strüktürün dışında, cephe en çok dikkati çekiyor. Betonarme silindir, baklava biçimli pencerelerle delindi. Bu "araç" ve yatay çizgilerin tümden yokluğu sayesinde binada kaç kat olduğunu tahmin etmek imkansızlaşıyor çünkü pencerelerin yarısı "kör" ve sadece baklava desenin bozulmaması için orada.

İki kule de gri alüminyumla kaplı. Profilleştirilmiş ve bükülmüş kaplama baklava şekilli pencerelerle birleşince derinlik izlenimi ve gölge oyunları yaratıyor ve bu sayede de mimarlar renk eklememeye karar veriyor. Gün batımından sonra binalardev ışık heykellerine dönüşüyor ve pencereler şüpheli biçimde şeker tanelerine benziyor.

Anlık Heykel


Landmark Lausitzer Seenland
Almanya'da neredeyse 100 yıldır Uluslararası Bina Fuarları (IBA) yapılıyor. Alışıldık fuarların aksine IBA'da tam ölçekli kentsel gelişim çalışmaları yapılıyor ve günler veya haftalar boyunca değil, yıllar boyunca sürüyor. Yakın zamanda, tekrar gelişim için endüstriyel alanları hedef seçtiler. Fürst-Pückler-Land IBA (2000-2010) Brandenburg'da yapılıyor ve konu "Arazi". Açık ocak kömür madenciliğinin yapıldı dönemde ve onu takip eden arazi iyileştirme sürecinde milyonlarca metreküp toprak götürülmüş ve yapak göller yaratılmış. Şimdi "Lusatian Lakeland" olarak bilinen, eskiden GDR'nin enerji kaynağı olan bu alan Avrupa'nın en büyük "arazi inşa alanlarından" biri. Son IBA (Emsherpark 1989-1999) ile birlikte, eski büyük endüstriyel araziye yeni bir kullanım bulunması gerektiği ortaya çıktı.

Organizasyon sorumlusu, uluslararası yarışmalar için 25 anahtar proje gündeme getirdi. Bu projelerden biri IBA ve Senftenber şehri tarafından 2004 yılında ortak düzenlenen bir yarışma sonucu olan "Landmark Lausitzer Seenland". Kazanan projenin sahibi Stefan Giers. Proje Lausitz'in endüstriyel tarihine, malzeme ve inşaat anlamında atıfta bulunan bir gözlem kulesi.

Sedlitzer Gölü kenarında bulunan 30 metre yüksekliğindeki kulenin alışılmadık üçgen bir içdüşümü var. Göle bakan iki cephesi kapalı ve üçüncü cephesi farklılık yaratan bir merdiven strüktürü ile araziye bakıyor. Burada, insanlar 360 derece manzara izleyebilecekleri zirveye zigzag çizen bir yolu takip ederek, korunaklı bir şekilde ulaşabilir.

111 tonluk bina paslandırılıp karekteristik paslı kırmızı rengini almış Corten çelik içeriyor. İnce Cortel çelik plaklar ve boş yapı sayesinde inling bir akustik deneyim gerçekleşiyor: her adımda bina ürperiyor ve titreşime giriyor. Bina hem bölgenin yakın endüstriyel geçmişine kulak veriyor hem de dinamik "anlık heykel" olarak duruyor.

İnce Yüzey

ODOS
Yokuşlu bir Dublin sokağının üst sonuna doğru ODOS Mimarlık renkli sıra evlerle dizininde kitap ayracı gibi görünen bir ev yaptı. Pencerelerin, kapıların ve parapetlerin aşırı detaylandırıldığı bu dünyada, bu monokrom, soluk gri kutu hemyüzey bitişleri ile cesurca oturuyor. Minimalist, üç katlı cephesi hiçbir sırrı ele vermiyor.

Bu bir motorsiklet hayranının evi. Zemin kat, motorsiklet onrım atölyesi olarak tasarlanmış. Birinci katta yatak odaları var ve en üst katt açık plan yaşama alanı olarak, batıya açılı yerleştirilmiş alüminyum güneşlikten bakcak şekilde tasarlanmış.

Binanın cephesi pahalı bir motorsikletin pürüzsüz gövdesini anımsatan, saten anotlanmış alüminyum yüzeyle kaplanmış. Sokağa bakan cephe çok ince ve pahalı bir perde dduvar cephe izlenimi veren, hemzemin alüminyum ve cam yüzeylerden oluşan bir kompozisyon. Betonarme blok duvarlar prefabrike alüminyum panallerle kaplı. Detaylandırma ise oldukça doğrudan. İki kısım duvar da birbirine uyan soluk gri ile boyanmış. Bahçeye bakan cephe de sokağa bakan cephe gibi alüminyum ile kaplı ancak daha fazla açıklığı vezeminden yağmur suyundan korunma amacı ile yükseltilmiş olduğu için bu cephe daha eğlenceli. Cesur bir müşteriye sahip olan ODOS Mimarlık komşu binalar arasında öne çıkan, iyi görünümlü bir ev yaratmış.
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.