Türkiye 26 Ağustos'ta resmen Kyoto Protokolü'nün tarafı oldu. Böylece küresel iklim değişikliğinde mücadele edeceğini dünyaya ilan etti.
Bilimadamlarına göre hiçbir tedbir alınmadığı takdirde dünya sıcaklığı 2.4 derece artacak. Bu da tarımda kuraklık, rekolte azalması, şiddetli yağışlar gibi ciddi sorunlara gebe... Kutuplardaki buzulların erimesi ise ürkütücü bir şekilde hızlanıyor. Fazla zamanımız yok 15-20 yıl içinde önlem almak zorundayız.
Bu tehlike ile mücadele için 1997'de Birleşmiş Milletler'in gündeme getirdiği bir protokol Japonya'nın Kyoto kentinde imzalandı. Hedefi ülkelerin sera etkisi yaratan gazların salım oranlarını 2008-2012 yılları arasında yüzde 5 oranında azaltmaktı. 2001'den beri 84 ülke anlaşmayı imzaladı. 34 ülke ise onayladı. Ama hâlâ somut adım yok.
Protokolü imzalamayan ülkeler arasında ise sera gazı salınımının yüzde 25'ini yapan ABD var. Ancak işin ciddiyeti artınca yeni Başkan Barack Obama'da ortaya çıkan bir yumuşama umut veriyor.
Kyoto Protokolü aralık ayında Kopenhag'da görüşülecek. Dünya liderleri bir araya gelecek ve yeni bir yol haritası belirlenecek.
Diğer bir konu da bireysel gaz salınımlarına kota getirilmesi. Bu konuda bireylere çok sorumluluk düşüyor. Peki neler yapılmalı?
LCD televizyon salımı azaltıyor
Bu konuda Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ile Sabancı Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yıldız Arıkan "Açık Toplum Vakfı"nca basılan "Farkındalık ve Fark Yaratmak" başlıklı yeni rapor yayımladı.
Raporda 2 bin 422 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen bir anket de yer alıyor. Ankette ilginç sonuçlara ulaşılmış.
Rapora göre karbondioksit salımı açısından Ege ilk sırada yer alıyor, Doğu'ya gittikçe azalıyor. Ulaşım kaynaklı salımda Ege yine başı çekerken Güneydoğu minimumda.
Raporda kişi başına salımların azalmasına yönelik öneriler ise şöyle sıralanıyor:
- Televizyonu kumandasından değil de düğmesinden kapatarak, bir yıl boyunca 32.91 kg daha az korbondioksit salımı elde edilebilir.
- LCD televizyon kullanılarak karbondioksit salımı yüzde 25 azalır.
- Masaüstü bilgisayar, dizüstü bilgisayara oranla beş kat daha fazla karbondioksit salımına neden oluyor.
- Gaz salımı en yüksek elektrikli ev aletleri ise çamaşır kurutma makinesi, fırın ve su ısıtıcı.
- Enerji verimli ampul tercih edilirse salım, yüzde 70 oranında azalıyor.
- Klima yerine tavan fanı kullanılması halinde ise yüzde 91'lik karbondioksit salımının azalışı gözlemleniyor.
- İstanbul-Ankara arası uçak yerine otobüsle gidilirse karbondioksit salımları yüzde 90, trenle gidilirse yüzde 94 oranında azalıyor.
- Türkiye'de özel araçların ortalama yaşı 8-13. Bu araçlar aynı kategorideki yeni bir araca göre kilometre başına daha fazla akatyakıt tüketiyor.
- Nüfusun yüzde 40'ı şehiriçi ulaşımda hiçbir toplu taşım aracı kullanmıyor. Şehirlerarası ulaşımda tren kullananların oranı yüzde 1'in altında. Toplu ulaşım mutlaka desteklenmeli.
Durum ciddi. Dünya ise tek bir önlem tartışıyor. Karbon ticareti ile ortaya çıkacak "yeşil piyasa." "Kirletmeye devam et ama öde" anlamına gelen bu ticaret dünyayı mı kurtaracak, finansçıları mı? Merakla bekliyoruz!
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!