Haberler

"New Trends of Architecture" Sergisi Türkiye'de

Tarih: 12 Şubat 2010 Derleyen: Dilek Öztürk
Arkitera Mimarlık Merkezi, 9 Mart'ta İstanbul Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergilenecek olan "New Trends of Architecture in Europe and Asia‐Pacific (Avrupa ve Asya-Pasifik'te Yeni Mimarlık Trendleri 2008-2010)" sergisini İstanbul 2010 desteği ile Türkiye'ye getiriyor. Asya ve Avrupa'dan seçilen mimarların işlerinin sergileneceği etkinlikte, Türkiye'den de Han Tümertekin'i de görmek mümkün.

Arkitera Mimarlık Merkezi direktörlerinden Ömer Kanıpak, gerçekleştirecekleri sergiyle ilgili şunları diyor: "Avrupa ve Asya-Pasifik'te Yeni Mimarlık Trendleri 2008-2010"u İstanbul'da size sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Beşinci sergi için, aralarında İstanbul metropolisi 2010 Avrupa Kültür Başkentleri'nden biri olarak belirlenen AB üye adayı Türkiye'nin de yer aldığı 15 Avrupa ve Asya-Pasifik ülkesinden 15 mimar, delegeler Sir Peter Cook ve Toyo Ito tarafından seçildi.

İstanbul, 2001'den bu yana başarıyla sürdürülen dev projenin bitiş noktası olacak. 2010'un Türkiye'de Japonya yılı olarak belirlenmiş olmasını da, Tokyo'da dokuz yıl önce başlatılan projeye ayrıca önem kazandırması açısından belirtmek gerekiyor."

Mimarlık artık dünyada etkin bir imaj bırakmak, ünlü olmak, tanınmak, anılmak, konuşulmak, bir şekilde egonun tatmin edilmesi için bir araç. Mimarlıkta ün ve ünlü olan da zamanla sıradanlaşıyor. Yeni ve farklı alternatiflere ihtiyacımız var. Dünyanın farklı coğrafyalarında eğitim görmüş, ufku açık tasarımcıların keşfedilmesine ihtiyacımız var. Ya da şöyle diyelim, itiraf edelim, bizim onlara şans vermemiz gerekiyor. Kişiler arası bağlantıların üst seviyede olduğu, herkesin tanıdık, bildik mantığı ile hareket ettiği, belirli camialara ait olan "mimarlık dünyası"nın, kendi ellerimizle ördüğümüz kalıplarını yıkmamız gerekiyor.

Merhaba Dünya...

"New Trends of Architecture in Europe and Asia‐Pacific" de bu kalıpları yıkmak için kurulmuş bir oluşum. Asya ülkeleri ve Avrupa'nın köşede kalmış kentlerini ön plana çıkarmak, aralarındaki ilişkileri güçlendirmek ve bundan bir fayda sağlamak amacıyla oluşturuldu. Kişisel, özel insiyatiflerin arttığı mimarlık dünyasında son zamanlarda alternatif çözüm arayışları açısından sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Mimarlığın ne olduğunu ve hatta bizim ne yaptığımızı sorgumaya bile varan her türlü inisiyatif, ileride mimarlık ve tasarımın gelişmesi ve aslında gündelik hayatımıza oturması için önemli birer adım.

"New Trends of Architecture in Europe and Asia‐Pacific", 2001 yılında, Japonya'nın bir grup kültür ve basın vekili, 15 adet Avrupa Birliği üyesi devlet, Avrupa Kültür Endüstrileri ve Avrupa Komsiyon Delegesi tarafından kuruldu. Bu oluşum, yaratıcı fırsatların ortaya çıkması, Avrupa ve Japonya arasında fikir ve deneyim alışverişinin sağlanması için tasarlandı. Böylece ümit vaad eden tasarımcı ve mimarlar, Japonya ve Avrupa'nın kültür başkentlerinde düzenlenen yıllık organizasyonlarda tanıtılacaktı. Proje, Tokyo, Porto, Rotterdam, Gent, Salamanca, Bordeaux, Lisbon, Madrid, Lille, Hong Kong, Cork, Melbourne, Anyang, Patras, Perth, Barselona ve Luksemburg gibi Avrupa'nın gelişen kentleri ve Asya Pasifik'teki bölgeler için yeni avantajlar sağlıyor.

Tokyo'da yapılacak olan açılış sempozyumunda, sadece seçilen 15 mimar değil, daha önceki senelerden katılımcılar da olacak. Bu durum, iletişim ağını genişletmek ve bir sonraki adıma daha sağlam hazırlanmak açısından bir avantaj sağlıyor.

Seçim Süreci
Komisyon üyeleri mimarlar Sir Peter Cook ve Toyo Ito, yeni trendlerin ne olduğunu ve farklı ülkelerden seçtiği mimarlar için aradığı kriterlerden bahsediyor.

"Trendy, bugünlerde İngiliz kültüründe nitelediğine 'eksi veya artı' değer katan, karışıklıklara yol açabilecek bir sözcük. 'O çok trendy' cümlesi, muhtemelen modayı yakından takip eden birini tanımlar ve söz konusu kişinin kendine ait yaratıcı fikirlere sahip olmadığını da ima eder. Dolayısıyla bu kişi, (eski ve hala Püriten olan İngiliz zihniyetine göre) bir sonraki trend sayesinde gözden düşecek ve sonunda ortada kalacak, aslında ne kadar yeteneksiz ve önemsiz olduğu anlaşılacak...

Gelelim 'yeni'ye. İtalya mücadeleyi çoktan kaybetti, ama Fransa'da eğlenceli birşeyler oluyor. Trend ticareti, orada zekice oluşturulmuş bir kültürün parçası. Bu kültür, "avangart" konseptinin vatanıydı (aslında, psikolojik olarak hala da öyle). İngilizler, (pratik anlamda çok etkili olmadığı sürece) eksantrik olana tahammül ediyor, ancak Fransızlar avangart yaklaşımları sevinçle kutluyor. Sonuçta, François Roche gibi yetenekli, ancak kusurları olan bir mimarın önce güzel, akıllıca işler yapmasını, fakat sonra yolunu gereksiz tavırlar ve garip abartılarla tıkamasını izleyebiliyoruz. Ama bu zaten hep oluyor. Çok daha büyük bir yeteneğe sahip olan Jean Nouvel'e bakıyoruz. Gerçek mimarlık aşkı ve fikirleri sayesinde, eğer isterse hala gençleri oyuna getirebilecek olan Frank Gehry gibi "yaşlı bilge" rolünü kabullenmektense o, 'yaramaz çocuk' olmak istiyor."

Peter Cook, performans kadar, davranış biçiminin ve güyüm kuşamın da ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Cool bir duruş, markalaşmış gözlükler, (Le Corbusier), saç (Odile Decq), çilekeşlik (Kazuo Sejima), puro (Wolf Prix)... Bunlar mimarların ayırt edici özellikleri olarak da adlandırılabilir. Bir nevi farkılılıklar...

Cook'a göre mimarlık oldukça aldatıcı bir kavram. Çünkü ne tam olarak sanat, ne de tam anlamıyla bir uzmanlık alanı. Mimar sanatçıyla da çalışıyor, tesisat projeleriyle de.... Mimar tasarımcı da oluyor, Chanel'le de çalışıyor, kendini marka olarak pazarlıyor. Ayrıca sosyal projeleri de yönetebiliyor ve egosunu bir kenara kaldırabiliyor.

"Şimdi bir düşünün. Böyle bir adama "trend" kavramını nasıl uygularsınız? Fikir üzerine fikir üzerine fikirden oluşan bir ilerleyişten bahsediyoruz. Hangi trend? Eğer isterse ikonografi meselesiyle baş edebileceği açık. Fakat sorun, tam da bu, konunun ikonlar olmaması."

Cook, genç veya neredeyse genç bir sürü mimarla dolu olan bir kıtadan neden özellikle bu kişileri seçtiğini açıklıyor.

"Pekala, öncelikle, birilerini Avrupa'nın kıyılarından alıp getirmek hoşuma gidiyor. Cool fakat orijinal olmayan Berlin'den değil. Paris'ten de değil, çünkü defilelerde boy gösterenlerin çok azı gerçek manken. Fakat Stavangar'dan: Bir Avusturya - Kuzey Avrupa karışımı olan Helen ve Hard çifti örneğin. Petrol endüstrisinin geride bıraktıklarını dönüştürüp farklı yollara saptırıyorlar. Norveç'in ahşap bina sendromuyla, "el sanatları"na fazla bulaşmadan başa çıkabilecek kadar da rahatlar. Yakın zamanda önceden tanışma fırsatı bulamadan onları Londra'ya getirdim ve kriterleriyle, zaman, ekip ve fırsatlar hakkındaki açık sözlü tavırlarıyla dinleyicileri ne kadar etkilediklerine şahit oldum. Zekice bir dolaysızlık. Mantık ve ekonominin bir tutam Romantizm'le yorumlanması."

Seçilen Mimarlar

Bernardo Rodrigues
Rodrigues, Porto'da, Alvaro Siza - Souto de Moura ekseninin şatafatından kaçınan az sayıdaki mimarlardan biri. Porto'nun diğer ruhunu yakalamayı başarıyor. Rodrigues, sürdürülebilirlikle de ilgileniyor. Çin'in Xian kentindeki bir otel binası için, dev fakat tanımlanabilir formları büyük göletler üzerinde katlıyor ve böylece enerji döngüsüne iönemli bir katkı yapmalarını sağlıyor.

Izaskun Chinchilla


"Tabakalera Donostia", İzaskun Chincilla'

Izaskun Chinchilla, geniş bölgelere yayılan ilgi alanları ve bunların birkaçını bir projede birleştirebilme yeteneği olan bir mimR. Chinchilla'nın işleri, sosyoloji, ekoloji, kaybolup beliren bileşenler ve simülasyon peyzajı bir araya getiriyor.

Herauld Arnod Architectes


Herault, Arnod Architectes

Isabel Herault ve Yves Arnod, tekno mimarlığa iz bırakmadan değiniyor, ondan tekrar uzaklaşıyor ve aynı zamanda mimarlık ile doğanın bir araya geldiği projeler üretiyorlar. Bundan önceki ürünleri ise, akıp giden bir zarafet ve malzemenin nitelikli bir "göz" tarafından yorumlanarak rahatça kullanılmasıyla kendini belli ediyor.

Helen&Hard AS
Norveçli ikili Helen ve Hard ise, enerjik küçük bir şehirde, Londra, New York veya Tokyo'nun abartısından kaçınarak mimarlık yapmaya odaklanmışlar.

C.J. Lim/Studio 8 Architects
C.J. Lim, iki yüz proje, dokuz kitap, öğretmenlikteki hayranlık uyandırıcı ünü sayesinde kazandığı birçok madalyaya sahip. Şu anki öğrencilerinden oluşan kendini adamış bir grup ile bir yandan kağıt keserek çizimler yapıyor, diğer yandan da ciddi, dev ölçekli master planlar çiziyorlar. Lim, Londra'ya bir yaklaşıp bir uzaklaşanlar arasında ve kültürel bir yok oluştan ancak insan üstü bir çabayla çalışarak kurtuluyor.

Diğer delege mimar Toyo Ito ise, son yıllarda Asya Pasifik ülekelerinde yaşanan zenginlikten bahsediyor.

Ito'ya göre, belki Bangkok değil, ama Pekin, Şangay ve Dubai gibi şehirler batıdakilerden veya Tokyo'dan çok daha farklı bir ilerleme gösteriyor. Kültür ve spor yapıları, göz açıp kapayıncaya dek dev gökdelenler kümesi halinde yükseliveriyor. Görünüşte, bildiğimiz bütün kentsel oluşumlardan çok daha büyük ölçekli bir düzene ait gibi görünüyorlar. Ancak oradaki insanlar, diğerleriyle aynı kentsel yaşamı sürdürüyormuş gibi yiyor, içiyor ve çalışıyor. Yine de, bu hayatların geleneksel yapıya sahip diğer şehirlerdekinden farklı olduğuna şüphe yok. "Gerçeklik hissinden arınmış günlük hayatlar", bu durumu tanımlamak için kullanılabilir. Çünkü bu, farketmeden bir rüyada yaşamaktan başka bir şey değil.

Asya-Pasifik bölgesi mimarları hiper-gerçek şehirlerinde yaşarken ve bu zenginleşmeyi adım adım izlerken, bir yandan da tasarım yapmaya devam ettiler. Bu gerçek dışı kamusal alanları nasıl algıladılar, nasıl bir algılama duyusu geliştirdiler? Peki ya bunu mimari dile nasıl dönüştürüyorlar?

Bu yıl, Asya civarından sekiz mimarlık ekibi davet edildi. Çalışmaların büyük bir kısmını henüz görmedim, bu nedenle arkalarında yatan felsefe ve konseptler hakkında tam bir fikrim olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama edindiğim kısıtlı izlenimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, hepsi birbirinden oldukça farklı tarzlara sahip. Bilginin çok hızlı yayıldığı bir dünyada yaşamamıza rağmen, her bölgeye ait karakteristik özelliklerin çalışmalara yansıdığını görmek mutluluk verici.

Han Tümertekin


Han Tümertekin

Ito, 2004 Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi Türk mimar Han Tümertekin'in, seçkin atmosferinden asla ödün vermeden sürdürdüğü neredeyse klasik denebilecek bir stile sahip olduğunun altını çiziyor. Çalışmalarının, özellikle hassas bir hacim dengesiyle küplere bölünen cepheleriyle göze çarptıını belirtiyor.

Sui Fujimoto
Japon Sui Fujimoto, ise son yıllarda adını duyurmuş genç bir mimar. Ito'ya göre Fujimoto, mantıksal kompozisyon ve duyarlı mekan bölümlemesini bir araya getirdiği işleri, var olan konut mimarisinde rastlanmayan bir tazelik, cesaret sergiliyor ve gelecekteki tasarımları heyecanla bekleniyor.

Scenic Architecture of China
Şangay merkezli Scenic Architecture of China, Zhu Xiaofeng tarafından yönetilen bir mimarlık ofisi. Ekip, Şangay'ın hiper-gerçekliğine gömülmüş bir halde, bir kentin veya topluluğun dinamik hareketliliğini tasarım diline dönüştürmek için stratejik teoriler geliştirmeye odaklanıyor. Ayrıca, çalışmalarını yerel kaynaklı tuğla ve ahşap kullanarak yapıyor ve böylece yerel gelenekler bağlamında gösterilmesi gereken hassasiyete katkıda bulunuyor.

GA.A. Architects
Ofisi Seul'da bulunan Koreli öncü genç mimar Moongyu Choi, aynı zamanda Yonsei Üniversitesi'nde profesör. Choi, son yıllarda uluslararası arenada giderek daha fazla tanınır oldu ve aralarında Venedik, Sao Paulo ve Hong Kong'un da bulunduğu bienallere davet edildi.

AleppoZONE'dan Tayvanlı Yu-Tung Liu da, Moongyu Choi gibi hem tasarım hem de eğitim alanlarında aktif bir mimar. Ito, Yu-Tung'u, sadece öncü bir Tayvanlı bir mimar değil, aynı zamanda deniz aşırı ülkelerdeki mimarlarla oldukça kapsamlı iletişim ağları kurabilen bir yönetici olarak tanımlıyor. "Düşüncenin tarihi" tanımıyla ifade edilen kendine özgü bir mimarlık teorisi geliştirdi. Liu bu teoriyle, birbirine dik çizgilerle başlayan mimarlık tarihinin zamanla poligonal çizgilere, en sonunda da eğrilere ulaştığını anlatıyor. Bu bağlamda, tamamen bilgisayar teknolojisi kaynaklı üç boyutlu eğri bir yüzeyden yola çıkan bir proje de başlattı.

WOHA


WOHA

Wong Mun Summ ve Richard Hassell ortaklığı olan Singapur merkezli tasarım ofisi WOHA, yapılaşmış çevreye odaklanıyor. Ofiste, bölgesel kalkınma kapsamında master planlama, mimarlık, peyzaj tasarımı, iç mekan tasarımı, aydınlatma ve mobilya tasarımı gibi farklı alanlarda deneyime sahip, çeşitli geçmişlere sahip tasarımcılar çalışıyor. Ekibin en önemli eserlerinden Sanat Okulu bir konser salonu, tiyatro ve stüdyoların da aralarında bulunduğu farklı birimleri içeren bir kompleks yapısı. Ustaca organize edilmiş bina, farklı bir toplumsal mekan yaratıyor.

Suriya Umpansiriratana
Taylandlı mimar Suriya Umpansiriratana ise, kendine özgü bir stile sahip. Küçük olmasına karşın "açıklığıyla" dikkat çeken projeleri Tayland'ın iklimini yansıtıyor. Basit mimarisi, ince ahşap ve çelik borularla inşa edilmesi ve çıplak dallarla örtülmesine rağmen narin ve güzel bir görüntü oluşturan barakalarla kendini gösteriyor. Bu dinginlik, mimarın kendini Budist inanışa adamasından kaynaklanıyor olabilir.

Avustralyalı Simon Pendal ve Stephen Neille için mimarlık, "ölçülü olma, dikkat ve uygun mekansal şiiri üretebilmek" anlamına geliyor. Ekibin projeleri ekolojik kaygılar taşıyor ve toplumsal mesajlar taşıyor.

Toyo Ito soruyor: "Farklı vizyonlarıyla Asyalı mimarların bu projeleri, Avrupalı meslektaşlarınınkilerden farklı özellikler mi sergileyecek, yoksa hızlıca ortak bir mimari dilde harmanlanacaklar mı?"

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.