Karşılaşmalar: Türkiye ve İtalya'dan Örneklerle Mimari Mirasa Yaklaşımlar Sempozyumu 26 Nisan 2010 tarihinde Ulusal Mimarlık Yapı Dalı/Koruma Yaşatma Ödüllü bir proje olan Gölcük Kazıklı Kervansarayı'nda düzenlendi. Konusu itibariyle İtalyan ve Türk akademisyenler ve profesyonellerin bir araya geldiği konferans, Kocaeli Universitesi ve Politecnico di Milano Universitesi'nin ortak çalışması ve Gölcük Belediyesi'nin desteği ile gerçekleşti. Açılış konuşmasını Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş yaptı. Konuşmasında Gölcük'ün bir deprem şehri olmasının yerine adını kültür ve sanat faaliyetleri ile duyuracaklarından ve bu tip organizasyonları destekleyeceklerinden bahsetti. Daha sonra sözü alan Kocaeli Üniversitesi rektörü Sezer Komsuoğlu organizasyondan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Sabahki ilk oturum Kazıklı Kervansarayı mimarları Yrd.Doç.Dr. Gül Köksal ve Y. Mimar Burak Altınşık ile başladı. Projenin tarihi araştırmalarından ve tasarım sürecinden bahseden tasarımcılar, tarihi yıkıntılara yaklaşırken aldıkları kararlardan yola çıkarak, uygulama sürecinde karşılaştıkları zorlukları anlattılar. Kutu içinde kutu anlayışı ile tarihi yapının içinde yeni bir yapı gerçekleştirdiklerini ve sonucunda elde ettikleri ürünün, çevreye uyumlu, bölgeyi kalkındıracak bir sosyal merkez haline geleceğini umduklarını söylediler. Sunumun ardından sorulara geçildi. Tarihi yapının tekrar kullanımı üzerine hangi standardların göz önüne alındığı sorusu üzerine, Burak Altınışık, konu ile ilgili normların çok geniş bir yer tutmadığını, bu yüzden bazı sorunlar yaşadıklarını söyledi.
Daha sonra ikinci konuşmacı olarak Politecnico di Milano Universitesi'nden sözü Dr. Elisabetta Rosina aldı. Rosina öncelikle üniversitenin kısa bir sunumunu yaptıktan sonra kendi çalışmalarından bahsetti. Hasar vermeyen testler ile tarihi yapılar üzerinde çalışan Rosina, bu testlerin neler olduklarını ve testlerin sonucunda neler elde ettiklerini anlattı. Termokamera ile tarihi yapılar üzerinde çekim yapmanın, daha sonra yapılacak yeni müdahaleler için ne tip veriler sunabileceğini ve yapıların restitüsyon projeleri için arşivlerde bulunamayan bazı bilgilerin bu ölçümler sayesinde nasıl elde edebileceğinden bahsetti.
Bir sonraki sunum, Politecnico di Milano doktora öğrencisi Marta Maria Sesana'ya aitti. Sürdürülebilir Yenileme için Bütüncül Yaklaşımda Strateji ve Metodlar: Avrupa'dan Örnekler isimli sunumunda, kendi tez çalışmalarından karbondioksit salınımının azaltılması ve enerji etkin tasarımdan bahsetti. Tarihi yapıların rehabilitasyonu için önerdiği malzemeler ve yapım teknikleriyle, enerji etkin ve yüksek sınıf yapılar elde etmenin mümkün olduğundan bahseden Sesana, konuşmasına Avrupa'da uygulanan yenileme projeleri örnekleriyle devam etti.
Oturumun dördüncü konuşmacısı Fener-Balat Rehabilitasyon Programı Yerel Eski Eş Başkanı Y. Mimar Burçin Altınsay, Avrupa Birliği Komisyonu Fonu ile gerçekleştirilen projenin Türkiye'de şehirsel ölçekte uygulanan ilk örneklerden olduğu ve bu yüzden proje tasarım ve uygulama sürecinde müşterilerle birçok sorun yaşadıklarından bahsetti. Projenin bütününün soylulaştırma düşüncesi gözetmeksizin, mevcut ev sahiplerinin daha iyi standardlarda yaşamaları için yapılan onarım ve iyileştirme çalışmalarının sonunda yaklaşık 90 ev ve işyerinin restorasyonun bittiğini ve projenin tamamlandığını söyledi. Kentsel dönüşüm adı altında yürürlüğe giren yeni Fener Balat projesinin, rehabilitasyonu tamamlanmış olan 33 evi de içerdiğini ve bu evlerin akıbetinin bilinmediğini söyledi. Sunumun ardından geçilen sorulara yanıt veren Altınsay, yeni kentsel dönüşüm projesinin kapsamındaki 33 yapının, Avrupa Birliği Fonu'na karşı sorumluluğu olup olmadığı sorusuna, kağıt üzerinde bir sorumluluk bulunduğunu ama bunun takibinin yapılıp yapılmayacağını bilmediğini belirtti.
Verilen öğle arasının ardından, ikinci oturum Politecnico di Milano öğretim uyesi Doç.Dr. Manuela Grecchi ile başladı. Genel olarak restorasyon ve yeniden kullanım üzerine bilimsel bilgiler vererek başlayan sunum, İtalya ve Avrupa'da uygulanan örnekler ve detaylarının incelenmesi ile devam etti. Bazı yenilemelerin farklı ve baskın tasarımları ile birer mimarlık manifestosu olarak değerlendirebileceği konusunda örnekler gösteren Grecchi, daha sonradan bu konu ile ilgili aldığı sorulara kisisel tasarım yaklasımı üzerine cevap verdi.
Bir sonraki sunum Politecnico di Milano Universitesi doktora öğrencisi Y.Müh. Emre Kishalı'ye aitti. Kishalı, Fener-Balat Rehabilitasyon projesinin üzerine yaptığı çalışmalardan, proje kapsamındaki güçlendirmeleri daha ileriye götürebilecek yenileme tekniklerinden bahsederek, İtalya'da çalışmış olduğu Umbria bölgesinden hareketle olusturacağı rehber hakkında ve ileriki uygulamalar için zemin oluşturması üzerine bilgiler verdi.
Kocaeli Üniversitesi öğretim görevlisi Y. Mimar Nurdan Kuban doktora tezi kapsamında çalıştığı "Koruma Uygulamaları için Kalifiye Elemanların Yetiştirilmesi: KORFED Örneği" üzerine bilgi verdi. Amacının Türkiye'nin kültürel mirasının korunması, restorasyonu ve bakımı uygulamalarında kültür değerlerinin sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak ve bu konuda hizmet veren firmaların gelişmesine olanak vermek olduğunu belirttiği KORFED'in çalışmalarından örnekler sunan ve eğitimlere katılanların fotoğrafları ile bir albüm sunan Kuban, mezunların yüzde kaçının uzun süreli bu işe devam ettiklerinin sorusu uzerine yaklaşık yüzde 50'sinin edindikleri mesleği sürekli devam ettirdiklerini belirtti.
Atölye Mimarlık'tan Y. Mimar Sinan Omacan ile devam eden sempozyumda, kültürel mirasa, arkeolojik kazı alanlarının üzerlerine tasarlanan ve uygulanan örtü sistemlerine ile yaklaşan projelere değinildi. Omacan, Zeugma Açması (Antep), Çatalhöyük Açmaları (Konya) üzerine gerçekleştirdiği 3 örtü tasarımını sundu.
Son sunum İtalya'dan Studio Andreooli ofisine aitti. Ofis adına sunum yapan Y. Mimar Beril Alpagut, Rovereto'daki İtalya'nın en büyük modern sanatlar müzelerinden biri olan MaRT ve proje kapsamında yeniden kullanım projeleri yapılan Grano ve Alberti Sarayları'ndan bahsetti. Büyük ölçekte yeni MaRT projesininin, tarihi yapılarla birleşim ve kesişim noktalarının tasarlanması sırasında alınan kararları ve 2 sarayın geçirdiği değişimleri anlatan Alpagut, küçük ölçekte de sergi mobilyaları tasarımları ve detayları üzerine konuştu. Sunum sonunda bölgenin küçük olmasına rağmen böyle büyük bir projenin yer almasının getirdiği avantajlar konusunda gelen bir soru üzerine, Alpagut, bölgenin büyük ölçüde kalkındığını ve birçok ünlü mimar ve sanatçılara evsahipliği yaptığını belirtti.
Konferans, katılımcılara Kocaeli Universitesi tarafından verilen katılım sertifikalarının dağıtılması ile son buldu.