Uzmanlar, hem İstanbul Boğazı'na 3. köprü yapılmasına hem de köprünün güzergâhına karşı çıkarak, bunun İstanbul'un kuzeyindeki ormanlık alanların ve su havzalarının yok edilmesi anlamına geldiğini savundular. Uzmanlara göre, yapılacak 3. köprü kent ulaşımına da katkı sağlamayacak.

Tekirdağ Kınalı ile Sakarya ili Akyazı-Hendek ilçe sınırı arasında yapılması planlanan Kuzey Marmara Otoyolu, 260 kilometre anayol ile 140 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplam 400 kilometre uzunluğunda.

Erdoğan da köprüye karşıydı
Eyüp Muhçu (Mimarlar Odası Genel Başkanı): "Köprülü geçişlerin çözüm olmayacağını hep açıklıyoruz. Hem ulaşım sorununu çözmüyor, hem de köprü ve bağlantı yollarının İstanbul'un kuzeyine yönelik getirdiği baskılar sonucu orman, su havzası ve tarım alanları üzerinde yerleşim artıyor. 1996'da Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken net olarak köprülerle geçişe karşıydı."

Şehir trafiğine yararı olmaz
Prof. Dr. Haluk Gerçek (İTÜ): "Bu güzergâhın İstanbul'un kendi trafiği üzerinde etkisi olmaz. Çok kuzeyden geçiyor. Transit trafiğe hizmeti düşünülüyorsa, transit trafiğin oranı yüzde 3'ün bile altında. Köprü ve çevre bağlantı yolları, orman alanları ve su havzasından geçiyor. Kaçınılmaz şekilde buraları yerleşime açılmış olacak. Bu köprü de kendi trafiğini yaratacak. İstanbul'un son su ve orman alanları da elinden gitmiş olacak."

Kene bile artabilir
Prof. Dr. Kadir Erdin (İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi) : "Köprü ve viyadükleriyle beraber düşündüğümüzde doğanın el sürülmedik yeri kalmayacak. 10 tane ağaç keselim, 100 tane ağaç dikelim şeklinde müteahhit anlayışıyla olmaz. Ekosistem bir bütündür, rahatsız ederseniz, bütünü bozulur. Toprak bozulur, su dengesi bozulur, hayvan topluluğunun yapısı değişir, bitki topluluğu orayı terk eder. Kene olayı bile artabilir. 2B'lik alanlar doğurur."

Planlara aykırı
Erhan Demirdizen (Eski Şehir Plancıları Odası Başkanı): "3. köprü için ortaya çıkan güzergâh kesinlikle İstanbul Çevre Düzen Planı açısından yapılamayacak bir yer. Garipçe'nin arkası Kilyos, Zekariyaköy, Demirciköy yapılaşmanın olduğu yer. Poyrazköy'ün arkası tamamen orman alanı, içinde de kırsal yerleşim alanı var. Her iki tarafın arkasında da içme suyu havzaları yer alıyor."

En kötü alternatif
Besim Sertok (Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı): "Olabilecek güzergâhların en kötüsü. En kuzeyden geçiyor, en yoğun ormanın bulunduğu alan. Bizi asıl korkutan yolun yarattığı tahribattan öte, yaratacağı çekim etkisi, yerleşimi özendirmesi. Bu bir ulaşım projesi değil, belli bir paranın paylaşılması sorunudur."

Ölüm fermanı
Mimar, Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp: "Bu açıklama İstanbul'un ölüm fermanının yazıldığının ifadesidir. İstanbulumuzun binalarının en az yüzde 75'inin kaçak ve ruhsatsız olduğunu hatırlarsak bu projenin gerçekleşmesi halinde İstanbulumuzu nasıl bir akıbet beklediğini tahmin edebiliriz."

Tekin: Çevre Bakanı neden yoktu?
Gürsel Tekin (CHP İstanbul İl Başkanı)
"İstanbul ve Marmara Bölgesi için tam bir çevre faciasına yol açacak projenin açıklandığı toplantıda Çevre Bakanı neden yok acaba? Bu projeye karşı olduğu için mi yoksa çevre konusu kimsenin umurunda olmadığı için mi? Açıklanan köprü çalışması tamamen korsandır."

GARİPÇE
Kadınlar temkinli erkekler umutlu
İstanbul'un Karadeniz kıyısında, bağlı olduğu Sarıyer'e 13 km. mesafede, lebiderya bir balıkçı köyü Garipçe. Yaklaşık 200 yıllık bir tarihi olan köy, dün "3. Köprü"nün Avrupa ayağında olduğunu öğrenmenin şaşkınlığıyla başladı güne. Birkaç saat içerisinde birçok canlı yayın aracı, gazeteci ve meraklısının akın ettiği köy 100 haneli ve yaklaşık 450 nüfuslu. Köy sakinlerinin çoğunluğu Trabzon Sürmene kökenli. Balıkçılıkla geçinen köy, sit alanında olduğu için imar izni bulunmuyor. Bu nedenle köprü haberi erkeklere "umut" aşılarken, kadınlar meseleye biraz şüpheci bakıyor.

Köyün dört dönemdir muhtarlığını yapan Feridun Berber, köprü yapımına sevinenlerden. Köyde yaşayanların sadece yüzde 60'a yakınının arsa tapusu olduğunu, hiçbir köylünün kat mülkiyet tapusu bulunmadığını anlatan Berber "Köyde imar yasağı var. İki defa Başbakan Erdoğan'a köylünün ağzından mektup yazdım. 3 odalı evde 10 kişi yaşıyor. 1 kat daha çıkıp evi genişletme imkânları yok" diye dert yanıyor. Berber köprüyle birlikte köye imar izni geleceğini umut ediyor ve "İsmimiz garip bari kendimiz artık neşeli olalım" diyor.

Balıkçı Eyüp Şengül ise, "Doğma büyüme bu köylüyüz. Arsamız bizim. Üzerindeki 3 odalı evde 7 kişi yaşıyoruz. Merdiven yapmaya bile izin yok. Biz de belki köprü sayesinde güzel bir ev sahibi oluruz" diye konuşuyor. Kadınlar köprü haberine temkinli yaklaşıyor. Saniye Çınar, "Köprünün İstanbul'a ne faydası olacak ki bize ne faydası olsun" derken, Müesser Bülbül, "İyi bir şey olup olmadığını biz değil uzmanlar söylesin. Ama burada taş üzerine taş koyamıyoruz. Buna da çare bulunması için bir fırsat olabilir" diye konuşuyor.
ŞÜKRAN PAKKAN İstanbul

POYRAZKÖY
Araziler değerlenecek diye halk sevinç içinde
Köprünün Anadolu yakasında ayağını koyacağı yer olan Poyrazköy'de sevinç hâkim. Bunun nedeni, imara kapalı olan köylerinde arazilerinin değerleneceği ve inşaat yapma ihtimalinin doğması...

Rize'den 200 yıl önce gelen bir ailenin kurduğu Poyrazköy'de yaklaşık 2 bin kişi yaşıyor. Herkes birbirini tanıyor. O nedenle farklı yerlerden gelenlere pek sıcak bakmıyorlar. Köy sit alanında, inşaata izin verilmiyor. O nedenle Poyrazköylülerin bir kısmı Beykoz'a taşınmış. Şimdi köprü inşaatıyla birlikte inşaat yapma ihtimalleri onları sevindiriyor.

Poyrazköy Muhtarı Özcan Bayraktar, "Bizim sorunumuz işsizlik ya da ekonomik sıkıntı değil, imar sorunu nedeniyle evlerimizi büyütemememiz" diyor. Köyün gençlerinden 25 yaşındaki Mustafa Uzun (yanda), "Köprüyle birlikte yetkililerin imar ve tapu sorununu çözmesini bekliyoruz. 3. köprü bizim başımıza konan talih kuşudur" derken, projeye olumsuz bakan ender kişilerden biri olan Mehmet Kum şöyle diyor: "İstanbul'un toprağı yeşil, denizi mavi kalan ender yerlerinden birisi Poyrazköy. Betonlaşmanın artmasıyla bu güzellikleri arayabiliriz. Köprü yapımını bilemem ama sadece köylülere yönelik imarın açılması gerekiyor."