Haberler

Eğlence tüm yurtta yasaklanır ama İzmir'de asla!

Tarih: 19 Mayıs 2010 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Kemal Sağlam
Osmanlı ülkesinde, dönem dönem sosyal toplantılar ve eğlenceler yasaklansa bile, İzmir her zamanki muhalif tavrının etkisiyle olsa gerek, şenlikli günlerinden hiç ödün vermemiş.

İzmirliler mükemmel bir konukseverdi. Halk yabancılara kibar davranıyordu. Gazinolar ise, her milletten centilmenin toplandığı, Avrupalıların Fransızca sohbet ettiği, genel bir uğrak yeriydi.

İzmir'de iş merkezinden Türklerin yaşadığı bölgeye doğru ilerledikçe sokaklar genişliyor ve daha da temiz bir hal alıyordu. Zenginlere ait evler oldukça geniş ve süslüydü. Sokağa bakan evlerde, özellikle bayanların oturduğu pencereler, genellikle kapalıydı.

İzmir kıyılarında, sıcak yaz aylarında deniz kenarında İzmirlilerin seçkin partilere katılmak için gittikleri hoş ve kırsal mevkiiler bulunuyordu. Çınar ve zeytin ağaçlarının, asmalıkların altında önceden hazırlanmış (eşyalı) gölgeliklerde, soğuk içeceklerini yudumlayarak, şarkılar ve danslar eşliğinde günlerini gün ediyorlardı.

Konuksever tacirler

Bütün Avrupalı Hıristiyanlara "Frenkler" deniyordu ve birkaçı hariç, adlarını taşıyan, kentin yarısını baştanbaşa kat eden yaklaşık 4,5 metre genişliğinde bir sokakta yaşıyorlardı. Evleri, geceleri asma kilit ile kilitlenen hantal bir giriş kapısı ile muhafaza ediliyordu. Sokağın arka tarafından koya, yürüyüş yoluna, limana, gemilere ve tüm şehir manzarasına hakim olacak şekilde, tüccarların mağazalarının çatısı konumundaki teraslar vardı.

İstanbul'da büyükelçiliği olan ülkelerin konsolosları bu muhteşem şehirde saltanat içinde yaşıyordu. Emirlerine verilen, kemerleri kılıç, hançer ve tabancalı, belli sayıdaki yeniçeri, (konsoloslara ait) girişte sigara içerek otururdu. Frenkler ile Türkler arasında çıkan herhangi bir sorunda, karar konsolosa bırakılıyordu ve konu genellikle uyum içinde çözümleniyordu.

İzmir'de çok sayıda han veya kervansaray vardı. Dört köşeli, iki katlı, ortasındaki açık alanda mutlaka bir çeşmesi olan, yukarıda namaz için bir odası bulunan yapılardı. Büyük binanın üst katı yabancıları ağırlamak üzere, alt katı ise tüccarlara ambar olarak; develer, eşekler ve katırlar için ahır olarak tahsis edilmişti.

İngilizlerin, Fransızların, Yunanlıların ve Ermenilerin, kendi hasta ve yoksul vatandaşlarına bakıldığı hastaneleri vardı.

Her ne kadar Türkiye'de halk eğlenceleri hemen hemen yasaklanmış da olsa, İzmir'in neşeli halkının eğlenceleri meşhurdur. Mükemmel misafirperverlik bu şehrin tacirlerine özgü bir şeydi ve yabancılara oldukça kibar davranılıyordu. Gazino, tüm uluslardan centilmenlerin toplandıkları, Avrupalıların ise Fransızca sohbet ettikleri, genel bir uğrak yeriydi.

Gazino, şehrin saygıdeğer sakinlerinin aidatları ile desteklenen kahvehane gibi bir yerdi. Binanın birkaç dairesi bulunuyordu. Geniş bir salonda değişik ülkelerin gazeteleri ve seçkin edebi dergiler mevcuttu. Kağıt oyunu oynayanlara, satranç ve bilardo oyuncularına konaklamak üzere tahsis edilen odaların yanı sıra özel sohbetler için ayrılmış odalar da bulunuyordu. Gazino her akşam hizmet veriyordu ve girişte kişi başı bir fincan muhteşem kahve gazinonun ikramıydı. Bunun yanında, gazinoda, konsoloslar ve şehrin ileri gelen tüccarları tarafından gece eğlencesi olarak tertip edilen balolar da oldukça rağbet görüyordu.

Meltem ve inbat

Türkiye'nin bu kısmında, asfalt yollar yoktu ve şehrin son derece dar olan sokakları, ticari ya da gezinti amaçlı kullanılan tekerlekli arabalar (faytonlar) açısından pek elverişli değildi; malları taşımada "hamal" veya deve kullanıyorlardı; ne var ki, denizin şehri baştan başa katettiği, ticari hayatın yoğun olduğu kesimde su ile yapılan çok kolay başka bir taşımacılık da vardı. Kısa gezintiler için, hem kadınların, hem erkeklerin binebildiği atlar ve merkepler kullanılıyordu.

İzmir'den İstanbul'a posta servisi her ayın başında ve ortasında, İstanbul'dan İzmir'e her ayın 10'unda ve 25'inde yola çıkıyordu.

İzmir'in iklimi ılımandı, havası da temizdi. Yaz sıcaklarında sabah saat 10.00'dan akşam güneş batana kadar denizden esen rüzgar, meltem ya da imbat, şehri serinletiyordu ve güneş battıktan sonra bunu karadan denize doğru esen rüzgar izliyordu. Bu her gece böyle devam ediyordu.
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.