Haberler

Asya - Avrupa Koridoru'nda Kentsel Büyüme ve Koruma Tartışıldı

Tarih: 24 Mayıs 2010 Derleyen: Dilek Öztürk, Derya Yazman
Arkitera Mimarlık Merkezi, Japon Mimarlık Enstitüsü (AIJ), İstanbul Metropoliten Planlama ve TAGO Mimarlık işbirliğiyle düzenlenen "İstanbul Sempozyumu 2010", Asya-Avrupa Koridoru'nda Kentsel Büyüme ve Korumada Uluslararası Politikalar Forumu kapsamında 20-21 Mayıs 2010 tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde gerçekleştirildi. Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı, Mitsubishi Plastics ve YA-SA'nın ana sponsoru olduğu sempozyum iki gün boyunca çok sayıda uluslararası konuşmacıyı ve katılımcıyı İstanbul'da ağırladı.

Avrasya Koridoru'nun tarihsel ve çevresel iletişime katkı yapmasının amaçlandığı forumda, Doğu Asya'dan Avrupa'ya geniş kıtasal alanlarla yayılan ve doğu ile batı arasındaki çeşitli medeniyetleri birleştiren bir hat özelliği taşıyan Avrasya Koridoru'nun tarihsel ve çevresel iletişimin güçlendirilmesi ve bölgeler arası iletişimin ve gelişimin güçlenmesiyle birlikte ortaya çıkan sorunların altı çizildi.

Kentsel büyüme formunun ilk gününde, kentlerin gelişme dinamikleri, kentlerin gelirleri ve büyüme kapasiteleri, tarihi kent merkezlerindeki koruma stratejileri, kentler için yeni tanımlar ve gelecekleri hakkında konuşmalar yapıldı ve tartışıldı.


Tetsuo Furuichi

Sempozyumun ilk oturumunda Tetsuo Furuichi, kentsel büyümede yüksek teknoloji ve gelenekselleşme ile ilgili bir konuşma yaptı. Kentlerin son zamanlarda, ışık, su, güneş gibi elemanları kullanarak ekolojik gelişmeler yaşadığını, oysa tam tersine anti-ekolojik bir yaklaşım benimsenirse, kentlerin daha geleneksel ve daha sürdürebilir gelişme göstereceğini belirtti. Endüstrinin, tarım ve doğal kaynakları yok ettiği günümüzde, fakir şehirlerin her zaman zengin şehirlere kaynak ve gıda sağlayacağını söyledi. Dünya'daki yeni ekonomik güçlerin, dünya nüfusunun %42'sini kapsayan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin olduğunu söyleyen Furuichi, aynı zamanda bu ülkelerin, gelişmiş ülke tanımında şu anda en son sıralarda kaldığını da vurguladı. Dünya'daki gelişmiş ülke tanımında, Danimarka, İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Norveç Fransa ve Finlandiya başta geliyor.


Global Aile Portresi

Peter Mentzel ise, "Global Aile Portresi" başlıklı konuşmasında, ilginç bir fotoğraf projesi gösterdi. Rusya'da gerçekleştirilen çekimlerde, aileler, kendilerine ait ne varsa, bütün mallarını evlerinin önünde, sanki bir sergi alanındaymış gibi teşhir ediyor ve kendileri de objektife poz veriyorlar.

Oturumda, daha sonra Japonya ve Kore için kentsel büyümenin çok kritik olduğu tartışıldı. Japonya'nın geleceğinde, mega kentler iyi bir fikir mi, kötü bir fikir mi? Japonya'da, tarihi ahşap evler, kentlerin içine serpiştirilmiş gibi dağılmış durumdalar. Kentler, giderek büyüyor ve Japonya'da yasa dışı konut alanları çoğalıyor ve kenti estetik açıdan çok olumsuz etkiliyor. Bu durum "ugly duckling syndrome" yani, "çirkin ördek sendromu" olarak adlandırılıyor. Peki bu sendromu yenme stratejileri neler? Çözüm olarak bir senaryo hazırlanmış: İyileşmeye Ulaşma Senaryosu... Bu senaryoya göre, kültürel miras yaratıcı bir araç olarak kullanılmalı, şehir hayatına ve teknolojilere yenilikler getirilmeli, yerel işçiliğe önem verilmeli, yerel ortaklıklar çoğaltılmalı.

Çin'de ise, farklı yerel kimlikler üzerinde duruldu. Pekin, modern zamandaki mimari uzmanlık bölgesi, Şangay ise tarihte mimari kimlik olarak öne çıktı. Çin, reformdan önce ulaşım ve konut üretim süreci ile ilgili sıkıntılar yaşıyordu. Reformla birlikte kentleşme süreci de başlamış oldu ve nüfus 2007'de en üst seviyeye ulaştı. Bütün bu gelişmeler doğrultusunda, emlak sektöründe de büyük bir hareketlenme oldu.


2. oturum

İkinci oturumda ise, Çin, Gürcistan, Taşkent ve Azerbaycan gibi ülkelerin kentleşme süreçleri ve tarihi değerlerinden bahsedildi. İpek yolu üzerinde bulunan bu ülkeler, kentsel gelişmenin aynı coğrafya içinde farklı dinamiklerle geliştiğinin göstergesi oldu.


Bukhara kenti için sorun tanımlamaları

Taşken'te bulunan Bukhara, eski bir Selçuklu şehri. Şehirde, Sovyetler Birliği'nden kalma bir merkez, yeni merkez diye adlandırılan modern merkez bulunuyor. Kentli için en önemli bölge olan şehrin çekim merkezi, yani tarihi merkezin yayalaştırılması gerektiğinin altı çizildi. Tarihi merkezde kontrolsüz gelişen otellerin, bölgeye zarar verdiği, otellerin merkez dışında konuşlanması gerektiği belirtildi. Böylece şehir merkezini olumsuz etkileyen ve bundan kar güden turizm sektörü de durdurulabilir.

Profesör Fikret Hüseynov ise, Azerbaycan'daki tarihi şehirler ve yerleşme modelleri üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Azerbaycan'da son yıllarda emlak piyasasının hızla geliştiğini ve ülkedeki planlama sisteminin artık bölgesel planlama sürecine girdiğini söyledi.


Tiflis şehrinin eski hali

Profesör Maria Mara ise Gürcistan'ın Tiflis şehrindeki zamanla meydana gelen değişimlerden bahsetti. İpek yolu üzerinde bulunan kervansaraylar, Tiflis için çok önemli. Kervansaraylar, hem İslami hem de klasik mimari özelliklerini taşıyor. Şu anda Tiflis'te eskiden var olan birçok kervansaray yok. Çünkü 19. yüzyıldan önce Persler tarafından yıkılan kervansarayların hepsi, yeniden inşa edilememiş. Tiflis, çok uluslu bir şehir. Bu, mimariye ve kente de yansıyor. Gürcistan'da, tarihi evlerin dış cepheleri, klasik ve art nouveau tarzında inşa edilmiş. Balkonlarıyla meşhur kent için "çok balkonlu" yakıştırması yapılıyor.


Özdemir Sönmez'in sunumu

Türkiye'deki kentleşme sürecini ise, İstanbul Metropoliten Planlama'dan Özdemir Sönmez anlattı. İstanbul'un ülke için önemli bir çekim noktası olması, Marmara'nın giderek gelişerek göç alması ve tüm servislerin de bu nedenden dolayı burada toplandığını belirten Sönmez, bu nüfus artışını durdurmamız gerektiğinin altını çizdi. İstanbul metropolitan alanının tek merkezli geliştiğini ve bu yüzden de İMP'nin hazırladığı İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda kent içinde farklı kimliklerde alternatif merkezler yaratıldığını söyledi.

Forumun 21 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen oturumlarında "Yaratıcılık ve Yerel Yönetim", "Toplum Yönetimi ve Politika Geliştirme", "Sınır Ötesinde Miras Ağı" ve "Miras Yönetimi ve Kültür Politikaları" konuları ele alındı.


Prof.Dr. Neslihan Dostoğlu

"Yaratıcılık ve Yerel Yönetim" konusunda, katılımcılar kendi yaşadıkları şehirlerden örnekler ile sunumlarını gerçekleştirdi. Yaratıcılık konusunda kentlerde neler yapılabileceğine dair fikirler tartışıldı ve bu konuda kentlerde gerçekleşen tasarım örnekleri tanıtıldı. Kentlerin yaratıcılıklarının ortaya çıkarılması ile yerelleşmenin mümkün olabileceği vurgulandı. Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Prof.Dr. Neslihan Dostoğlu da Bursa'da gerçekleşen kentsel dönüşüm ve tasarım projeleri ile Cumalıkızık Bölgesi için gerçekleşen proje çalışmalarından bahsetti. Yaratıcılık konusunda Fransa Montpellier'den örnek veren Elodie Nourrigat, geçen seneki mimarlık festivali kapsamında tarihi yapılara ait avlularda gerçekleştirdikleri çalıştaylardan örnekler gösterdi. Yaptıkları çalışmalar oldukça ilginç olmakla beraber, farklı ülkelerden gelen tasarımcılarında katılımı ile farklı konseptlerin ortaya çıkarıldığı görülüyor.

"Toplum Yönetimi ve Politika Geliştirme" başlıklı oturumda, Avustralya, Tokyo ve Romanya'dan gelen katılımcılar kendi şehirlerinden kentsel dönüşüm ve tasarım projesi örnekleri gösterdiler. Daha çok bu projelerin sosyal boyutuna dikkat çekerek, projelerin kamusal mekânların arttırılması yönündeki temel hedefi içerdiğini belirttiler.

Diğer bir oturumun konusu olan "Sınır Ötesinde Miras Ağı" hakkında Tokyo, Irkutsk (Rusya), Azerbaycan'dan gelen profesörler de kendi ülkelerinde sahip oldukları miraslardan örnekler vererek, şehir dokularının tarihsel süreç içersindeki değişimlerden nasıl etkilendiklerini gösterdiler. Dünya Miras Listesi'ne aday şehir olan Irkustk'daki yapıların cephe süslemeleri oldukça ilgi çekti. Ahşap dokunun hâkim olduğu bu bölgede, cephe süslemelerinde kullanılan motiflerin birer sembolü teşkil ettiği ve özel anlamlar taşıdığından bahsedildi.

Forumun son tartışma konusu olan "Miras Yönetimi ve Kültür Politikaları" konusunda da katılımcılar kendi uzmanlaşmış oldukları çalışmalar ile miras yönetiminin nasıl olabileceğinden bahsettiler. Mimar Sinan Üniversitesi'nden Prof.Dr. Aykut Karaman da İstanbul'un geçmişten bugüne sahip olduğu planlarının içeriklerinden ve nasıl bir gelişmeyi öngördüklerinden söz etti. Daha sonra'da Dünya Miras Listesi'nde yer alan Tarihi Yarımada'dan söz ederek, sahip olduğu potansiyelleri tanımladı.


Romualdo Del Bianco

Tartışmalarının sonunda, Floransa'dan katılan Romualdo Del Bianco Vakfı Başkanı Paolo Del Bianco kurumunun faaliyetlerinden ve amaçlarından söz etti. Şehirlerin yaratıcılıklarının ortaya çıkarılmasında ve mirasın korunması konusunda turizmi bir araç olarak kullanarak fikirler ürettiklerinden bahsetti.

Forum, TAGO Mimarlık Ofisi ortaklarından Tatsuya Yamamoto'nun kapanış konuşması ile sona erdi.


Forum katılımcıları
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.