22 Mayıs'ta başlayan Açık Kapı Festivali tüm hızıyla sürüyor. İstanbul'un dört bir yanında yayılmış binalardan oluşan gezi programına her kesimden insan yoğun ilgi gösteriliyor.

Festivalin 3. gününde gezme şansı bulduğumuz binalardan ilki Taksim'deki Atatürk Kitaplığı'ydı. İstanbul Büyüşehir Belediyesi'ne bağlı olan kitaplık bilindiği üzere Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlandı.

Kitaplık ile ilgili bilgi alırken.

Daha önce Koç Ailesi'ne ait olan kitaplığın arsası, Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Divan Oteli'nin arazisi ile değiştirilir. Arazide kütüphane, müze ve sergi salonlarından oluşan bir kültür kompleksi yapılması düşünülür fakat sadece kütüphane inşa edilir. Kitaplığın altıgenlerden oluşan plan şeması, Eldem'in sık sık denediği daha önce inşa etmeyi fırsat bulamadığı bir tipolojiyi yansıtıyor.

Pek çok kez tadilattan geçen kitaplığın okuma salonunun üzerindeki ışıklıklara Koç Ailesi'nin isteği üzerine dokunulmuyor. Onun dışındaki bütün tadilatlar Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Yapı Dairesi tarafından sürdürülüyor.

300.000 kitabın bulunduğu deposu dışında okuma salonları ve restorasyon bölümünü ziyaret etme şansı bulduğumuz kütüphane Türk Çağdaş Mimarlık Tarihinin önemli eserlerinden biri.

Serge Spitzer'in "Moleküler İstanbul" Sergisi
Fotoğraf: Sinan Koçaslan

Pazartesi gününün ikinci durağı adını Serge Spitzer'in "Moleküler İstanbul" sergisi ile duyuran Mayör Sinagogu oldu. Hasköy'ün merkezindeki, gizlenmiş sinagogun esas sahipleri Osmanlı zamanında İspanya'dan gelen Yahudiler. 1950'li yıllara kadar çevrede yaşayan kişiler tarafından amacına uygun kullanılmayan sinagog şimdi de oldukça kötü durumda.

Kadınların sır beklediği merdivenler.

Üst katları ve alt katının bir kısmı vakfı tarafından döküm atölyesi ve kauçuk atölyesine kiralanan sinagoga oldukça fazla müdahalede bulunulmuş. Serginin ardından oldukça ilgi çeken sinagogun tamir edilmesi planlanıyor.

Sağda tersanenin atölyeleri.

Son durağımız ise Haliç kıyısındaki 3 tersaneden biri olan Camialtı Tersanesi oldu. Yoğun bir ilginin olduğu gezide tersanenin bütün atölyeleri ziyaret edildi. İş olmadığı için neredeyse atıl durumdaki tersane İstanbul'daki önemli endüstri binalarından bir tanesi. 1990'lara gelene kadar 1.800 kişinin çalıştığı tersanede şu an 120 kişi çalışıyor. Tersane ile ilgili özelleştirme konusundaki belirsizliklerin bir an önce kalkması, eski işlevi ile ya da yeni işlevi ile kent yaşamına kazandırılması gerekiyor.

Mıknatıslı dev vinç.

Büyük gemi atlöyesi.