Haberler

Keşfedilmemiş cennet: Kabak Koyu

Tarih: 7 Haziran 2010 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Görkem Gün
Şehir stresinden sıkılanlara, dingin bir yaz isteyenlere Fethiye- Kabak Koyu tatilini ısrarla önerir şimdiden iyi tatiller dileriz.

Her şey bir anda gelişti desem yeridir. "Hadi Kabak'a gidelim" cümlesinin ardından "gitsek mi? Olur mu? İzin alabilir miyiz.." gibi yaşanan kaygılar sonrasında kendimi çanta hazırlar buldum. İzin alınır, para durumu ayarlanılır, gidiş geliş otobüs biletleri de halledildikten sonra ver gelini Fethiye. Tabi siz şimdi ilk cümleyi okuduğunuzda "Kabak da nasıl bir isim ya da burası nerede?" gibi sorular geçirdiniz aklınızdan, farkındayım. Ama inanın gidip görülesi, görülüp kalınası ve hatta bir daha, bir daha gidilesi bir yer.

Ben daha önce Kabak'a gitmemiştim. Ama Kabak koyunun yanında bulunan Kelebekler Vadisi'nde çok güzel bir hafta geçirmiştim. O da ayrı bir hikaye tabi... Konumuza geri dönersek en sonun Nisan ayında Kabak Koyu'na ayak bastım! Nisanda gidilir mi demeyin, Aralık'da giden bile var. Hatta denize giren bile!

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, hareketli bir tatil istiyorsanız Kabak size göre bir yer değil. Ama "doğanın içinde kaybolmalıyım, stres ve şehir gürültüsü beni gerdi, dinginlik istiyorum" diyorsanız işte aradığınız yer burası.

Macera dolu yolculuk

Ölüdeniz'in 16 km doğusunda bulunan Kabak Vadisi'ne, Faralya Köyü'nün Kabak Mahallesi'nden yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş ya da kısa bir traktör yolculuğundan sonra ulaşabiliniyor. Peki biz nasıl ulaştık bu eşi benzeri az rastlanan koya?

Şimdi biraz başa dönersek bizim Fethiye'ye ulaşma hikayemiz de biraz macera dolu oldu. 23 Nisan haftasında yola çıktığımız için otobüslerde boş yer bulamadık. Ancak gece 22:00 otobüsüyle yola çıkabildik. Hal böyle olunca sabahın 04:00'ünde Fethiye garındaydık. İki kafadar yani benle en yakın arkadışım Özge o saatte ne yapacağız? Geçtik garın kafesine açtık laptopu (iyi ki almışız yoksa onca saat nasıl geçerdi bilemiyorum?) "Prison Break" dizisini seyrede durduk. Siz diyin 3, ben diyeyim 4 bölüm seyretmişizdir. Gün aydınlandı biz hala gardayız... Tabi soğuk da vurmuyor değil hani. Kafedeki amca bize acıda da sıcak sıcak çay verdi. Oh mis gibiydi hani. Neyse, Ölüdeniz'e giden dolmuşların saati gelince bizde toparlandık ve durağa gittik. Gar ile Ölüdeniz arası 15-20 dakika. Ama iş burada bitmiyor tabi. Fethiye - Likya yolu üzerindeki duraklardan biri olan Kabak Koyu'na ulaşım biraz zorluyor diyebilirim.

Ölüdeniz'e vardığımızda bir dolmuş daha yapmalıyız. Henüz sezon açılmadığı için dolmuşlar çok sık kalkmıyor. Bu arada biz Kabak koyuna giden dolmuşu kaçırmışız. Eh Özge ile ben varsak bir yolculukda böyle olayların olması mümkündür! Gelelim yolculuğa. Bir sonraki dolmuş 11:00'de. Saat ise 08:00. Hava güzel mi güzel... Kumsalda kimsecikler yok. Geçtik kumsala uzandık boylu boyunca. Oh bizden keyiflisi yok. Önümüzde masmavi, berrak bir deniz, gökyüzünde yamaç paraşüdü yapanlar, yüzümüze çarpan hafif bir meltem... İnanın zamanın nasıl geçtiğini anlamadık.

Bir sonraki dolmuş saati gelince koyulduk yola.

Manzara patikada

Ölüdeniz'den Kabak koyu mesafesi de 15 dakika. Tabi vardığımızı sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Çünkü dolmuşlar sizi Faralya köyünde bırakıyor. Buradan aşağıya doğru inmeniz gerek. İki seçeneğiniz var. Ya engebeli araba yolunu tercih edip taksi ya da köyün traktörleri ile aşağıya ineceksiniz ya da dağdan koya inen patikayı tercih edeceksiniz. Valla bana kalsa taksi derdim ama benim dağ taş, payır çimen seven çok sevgili arkadaşım Özge, patikayla gidersek müthiş manzaralar göreceğimizi söyledi. Ve koyulduk yola. Doğanın içinden koya varmak o kadar yorgunluğu geride bıraktı. Patikayı çok güzel düzenlemişler, çok rahat bir şekilde inebildik aşağıya. Fakat tavsiyem şudur ki, yanınızda mutlaka su bulundurun. Heleki sezonda gidecekseniz güneş fazlasıyla yakabilir. Laf aramızda manzara da görürmeye değer hani.

Kabak koyu öyle pöpüler alanlardan olmadığı için burada dağınık bir şekilde kurulmuş şirin kamp mekanları göreceksiniz. Patikadan inerken gözünüze çarpan en güzel yere girip konaklayabilirsiniz. Bu arada sezonda gidildiği zaman önceden rezervasyon yaptırmanızda yarar var. Çünkü az alan olduğu için yer bulamayabilirsiniz. İsterseniz bungolavlarda kalabilirsiniz isterseniz de çadırda. Daha önce Kabak'ı ziyaret eden arkadaşlarımız bize gitmeden önce birkaç kamp alanı ismi verdiler. Özellikle Shambala kamp alanı çok güzelmiş. Ama biz tabi dön dolaş, bakın dur bir türlü bulamadık... Bir de baktık ki en aşağıya gelmişiz. Bu arada ne bende ne de Özge'de hal kalmadı ve en sonunda attık kendimizi denize en yakın yere Shanti Garden Camping'e. Aman allahım bizi bir anne Golden Retriever ile onun 8 tane minik yavrusu karşıladı. Ve dedik "burada kalıyoruz." Ve maceramız böyle başladı.

Nisanda yüzmek bambaşka

Tabi yol boyunca çok terledik ve küçük bungalov evimize yerleşir yerleşmez kendimizi denize atmak için yola koyulduk. Şimdi diyeceksiniz "Nisan'da denize mi girilir?" Öyle bir girilir ki tadından yenmez. Berrak mis gibi bir deniz hemde. Tamam biraz soğuk ama girdikten sonra çıkmak istemiyorsunuz inanın. Yalnız dağdan gelen polenler denizi ele geçirmiş bu yüzden açıldıkça güzelleşen bir denize sahip Kabak Koyu.

Bir ekleme bu arada ilk önceleri fazla tanınmadığı için az kamp alanı bulunuyormuş. Şimdi ise kamp alanları bir hayli artmış. Artık siz geze geze hoşunuza giden bir yere yerleşirsiniz.

Başta da söylediğim gibi sakin tatil arayanların en ideal adresi Kabak Koyu. Ayrıca burada sıcak kanlı bir dayanışma arasında insanlar. Çok rahat bir şekilde hiç tanımadığınız kişilerle şehir hayatındaki gibi mesafeli davranmak yerine bir anda kaynaşabiliyorsunuz. Artık oranın doğasından mı geliyor bu davranış bilemedim? Kampda konaklamak da çok uygun. Tabi sezona göre değişiyor ama konaklamanın içinde açık büfe sabah ve akşam yemekleri bulunuyor. Şunu özellikle söylemeliyim ki burada çok lezzetli yemekler yiyeceksiniz. Hele zeytinyağlı çeşitleri nefis... Demedi demeyin!

Doğal sit alanı

Aslında Kabak koyu, lüksle işi olmayanların, doğayla iç içe olmak isteyenlerin tercih edebileceği bir yer. Salaş kıyafetleriniz ile birlikte rahat rahat dağda dolaşmak, ağaç evlerde konaklamak, denizi doyasıya yaşamak... Eğer böyle bir tatil aklınızdan geçiyorsa ya da hiç düşünmediyseniz bir kere de olsa gitmekten bir şey kaybetmezsiniz. Alışılagelmiş tatil anlayışının dışında tamamen doğal bir ortamda tatil yapmak için en ideal rota. Bu arada aklıma gelmişken Kabak Koyu, 1. derecede doğal sit alanı ve 3. derecede tarihi sit alanıdır. Ayrıca kendisini çevreleyen yüksek kaya duvarların içlerinde gizlediği Aladere Şelaleri ve Sandal, Ardıç, Çam ormanlarından oluşan bir doğa ziyafeti sunuyor. Kaldığımız kamp alanı Aladere Şelalerine yürüyüş yapıyorlardı. Bizi de çağırdılar ama biz gidebildik mi? İşte bunu üzülerek söylemek zorundayım ne yazık ki gidemedik. Çünkü çok hızlı hazırlandığımız için yürüyüş için gerekli kıyafetleri yanımıza almamışız. Eh bu da bize ders oldu tabi... Neyse bir daha ki sefere artık. Aslında Kabak koyu keşfedilmemiş cennetler arasında diyebilirim. Samimi olmak gerekirse çok da keşfedilmesinden yana değilim. Aksi takdirde bu güzelliği yitirmemiz an meselesi. Lafın kısası benim gibi miskin bir insanı bir günde kandırıp bu tatile çıkmama vesile olan can dostum Özge'ye sonsuz teşekkürler. Eğer gitmeseydim çok şey kaçıracaktım, eğer gitmesiydim böyle bir güzelliği göremeyecektim, eğer gitmeseydim bir daha gitme planları kuramayacaktım... Eğer gitmeseydim sizlere bunları anlatamayacaktım...

Nerede kalınır?

Çok sayıda kamping alanı bulunuyor. Ve hepsi de güleryüzlü misafirperverliğini sunuyor. Kendinize uygun gördünüz yeri seçmenizi tavsiye ederim.
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.