Haberler

Şimdi Boğaz'ın mavisine dalıp gitme vakti...

Tarih: 7 Haziran 2010 Kaynak: Zaman Yazan: Rahime Sezgin
Vakit Boğaz'ın mavisine dalıp gitme vaktidir! Her mevsim ayrı bir güzel olan Boğaz, yazın da muhteşem tablonun en güzelini sunuyor insana.

Yahya Kemal'in, Aziz İstanbul'unda yaşayanlar, işte bu yüzden bin kere daha şanslıdır. Boğaz'a karşı yapılan bir dost sohbetinin de lezzeti başkadır, yalnız başına oturmanın da... Dünyanın incisi Boğaz bambaşkadır ama Boğaz'ı Kanlıca'dan, Arnavutköy'den, Bebek'ten ve Beylerbeyi'nden seyre dalmak daha başkadır.

O halde Boğaz sefasına Kanlıca'dan başlamak lazım. Sezen Aksu'nun şarkısında "Uzanıp Kanlıca'nın orta yerinden bir taşa, gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar'a" dediği semtte seyre dalma vakti çoktan geldi. İnsanın yolu hafta içi Kanlıca'ya düşünce kendini bir sahil kasabasında hissediyor. Fakat evlerinin önüne inip bir sandalyede güneşlenen, yaşı 80'leri bulan son derece bakımlı İstanbul hanımefendileri, insana İstanbul'da olduğunu hatırlatıyor. Tarihi yapıları, yalıları kadar Kanlıca'nın yoğurdunun da meşhur olduğunu bilmeyen yoktur. Bu yüzden insan, Kanlıca'da bir bardak çay eşliğinde Boğaz'ı seyre dalmak yerine Çınaraltı'nda üzerine pudra şekerli yoğurt yemeyi tercih ediyor. Kanlıca sahili insanı gün boyu kendine hapsediyor. Bu gönüllü hapsoluş bitsin hiç istemiyor. Boğaz'ın diğer yakasında bulunan Emirgan'a selam çakıp Beylerbeyi'ne doğru yol alıyoruz.

Sabırsızlıkla yazın gelmesini bekleyen insanlar, şimdiden kuşatmış Beylerbeyi'ni! Balık tutanlar, manzaraya dalanlar, tavla oynayanlar, okulu ekip Beylerbeyi'nde gelenler... Boğaz buradan bir başka güzel görünüyor insanın gözüne. Sandalına binmiş Boğaz'da kürek çekenler Boğaz sefasının en hasını yaşıyor. Bir kitap kapıp çay eşliğinde Boğaz'ın bu güzide semtinde saatlerce oturmak insana bir tatil hissi yaşatıyor. Tam bu esnada I. Abdülhamid tarafından annesi Rabia Sermi Sultan için yaptırdığı Hamid-i Evvel Camii'nden yükselen ezan sesi bir anda atmosferi değiştiriyor. İstanbul'un dört bir yanından yükselen minareleri ezan sesiyle adeta "ben buradayım" diyen camilerin silüetlerini daha belirgin kılıyor. İstanbul'un, Boğaz'ın camilerle, ezan sesi ile bir bütün olduğunu da insan o anda hissediyor. Beylerbeyi'nin hemen karşısından göz kırpan Arnavutköy, Bebek sahillerine doğru yol alıyoruz.

İstanbul'un en eski semtlerinden Arnavutköy sahili, uzun uzun yürüyüş yapmak isteyenler için en güzel yerlerden biri. Arnavutköy'ün yerlileri her ne kadar dışarıdan gelen kalabalıktan çok mutlu olmasa da Boğaz hepimizin! Balık tutanların mekânı olan Arnavutköy sahilinde yol alırken oltalara ayrı bir dikkat kesilmek gerekiyor. Fakat bu bile insanı Arnavutköy sahilinden vazgeçirmeyi başaramıyor. Boğaz'ın eşsiz manzarasından mahrum kalmadan uygun bir bütçe ile yemek yemek isteyenler hemen rotayı sahildeki belediye tesislerine kırabilir. Fakat soğuk bir limonatanın yanında tatlı için mutlaka Arnavutköy'ün yerlisi olan Bahar Pastanesi'ni tercih etmek gerekiyor, bizden söylemesi!

Boğaz'ın en güzel karelerini izleyip geçen gemilere selam durduktan sonra sıra Bebek'te. Bizans döneminde Boğaziçi kıyılarındaki en belli başlı semtlerinden Bebek hâlâ gözdeliğini koruyor. Son dönemlerde ünlülerin Bebek Parkı modası semtin tadını biraz kaçırsa da Bebek her daim güzel. Bebek Parkı'nda banklara oturup etrafı seyre dalmak, meşhur Bebek badem ezmesinden tatmak için bile bu semte uğramaya değer. Çay, deniz ve masanın altında bir köpekle huzurlu bir günü insana yaşatan Bebek Kahve de insanın güzel bir gün geçirmesini sağlıyor. O zaman yaz bitmeden şöyle bir Boğaz keyfi yapmaya ne dersiniz!
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.