Yortanlı Barajı'nın suları altında bırakılmak istenen Allianoi, uzun bir hukuk maratonunun konusu olmuştu. Barajın acil ihtiyaç olduğunu savunan DSİ, zaten yüzyıllardır sular altında olan kalıntıların üzerinin kapatılarak su altında bırakılması, barajın 50-100 yıllık ömrü bitince kazının yeniden başlamasını öneriyordu. Ancak kalıntıların üzerinin siltli kille kaplanarak ‘korunması' önerisi Danıştay'dan döndü. Bunun üzerine yeni bir bilimsel heyet kararı doğrultusunda Koruma Kurulu'ndan "Kil yerine kumla kaplansın" kararı çıkarıldı. Antik kalıntıların bir kelime oyunuyla sular altında bırakılmak istenmesine isyan edenler bir kez daha mahkemeye gitti.
Tüm bu hukuki süreç devam ederken, Yortanlı Barajı'nın inşaat işlerininin ihalesini alan firma elini çabuk tutarak kumlama işlerine başladı. Kumla kaplama için önceki gün 120 kadar işçi çalışmalara başladı. Gün yüzüne çıkarılan eserlerin üzerine önceden horosanharcı olacağı açıklanan bir malzeme döküldü. Ancak Yaraş'ın verdiği bilgiye göre bu harç da horosanharcı değil, kiremit tozu karıştırılarak horasanharcı rengi verilmiş bildiğimiz beton harçtı. Ardından kumla işlemine girişildi.
‘Bize düşman gibi bakıyorlar'
Allianoi'da 12 yıl boyunca kazı çalışmalarının başkanlığını yapan Doç. Dr. Ahmet Yaraş, kumla kaplama çalışmasının başlamasıyla ilgili gözyaşları içersinde şunları söyledi:
"21. yüzyılın tarih ve insanlık katliamı. Tüm aydınlara, sanatçılara selam olsun. Herkesin gözü önünde tarih katliamı yaşanıyor. Demokrasi havarisi geçinen insanlara selam olsun. Göz göre göre bir dram, katliam yaşanıyor insanlar da üç maymunu oynuyor. Alanda 120 işçi çalışıyor. İşçilerle bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Alana giremiyoruz. Adamları işinden edecekmişiz gibi algılanmasını istiyorlar. İşçinin tarih kıyımından haberi yok, korunacağını söylüyorlar. Bu şekilde korunması mümkün değil. Anlatamıyoruz ve bize düşman gibi, vatan haini gibi bakıyorlar."