Haberler

Mimarlar ve Mezarları

Tarih: 5 Kasım 2010 Kaynak: hg.hu, Wikipedia Çeviren: Pınar Koyuncu
Mimarları diğer meslek temsilcilerinden nasıl ayırt edebiliriz? Bu konuda şimdiye kadar pek çok teori üretildi: düşüncenin yanı sıra, kıyafet rengi veya gözlük şekli bile bir gösterge olabiliyor, ama bundan daha heyecanlı bir soru da sorulabilir: Ölmüş mimarları nasıl ayırt edebiliriz? Örnekler üzerinden mimarlık hayatının mezarları aracılığıyla mimarlara nasıl teşekkür ettiğini incelemek mümkün.

Adolf Loos (1870-1933)


Adolf Loos ve en çok bilinen işi, Viyana Goldman und Salatsch binası

Keskin çizgileri olan Viyanalı modernist Loos, tüm yapılarını şekillendirirken ve yazdığı tüm mimari yazılarda akademik mimari yaklaşımını savundu ve 1912'de kendi mimarlık okulunu kurdu, ancak kısa bir süre sonra bu okul kapandı.

Viyana'da bulunan ve pek çok kişi tarafından bilinen eseri Michaelerplatzon'da. Yakın geçmişte yenileme çalışması yapılmış olan ve şu anda banka olarak kullanılan "Goldman und Salatsch" yapısı, Loos'un mimarlık hakkındaki fikirlerini sadık bir şekilde temsil ediyor. Loos süslemelerin kullanılmasını reddediyordu ve düşüncesi yapının fotoğraflarda güzel görünmek yerine, içinde yaşayan insanlar için rahat olmasıydı. İç mekanlarda oranlara ve malzeme kullanımına çok önem veriyordu.


Adolf Loos'un Viyana Zentralfriedhof'taki mezarı

Mezarı da mimarın ortaya attığı mimari görüşleri temsil eder nitelikte. Mezar, altın oran kuralıyla yapılmış, kaidesi olan küp şeklindeki bir taş. Üzerinde Adolf Loos'la özdeşleşmiş yazı tipi ile mimarın ismi görülüyor. Ne bir süsleme, ne fazladan bir şey, sadece biçim ve taşın gri dokusu... İşlevselliği inkar etmek mümkün değil: Adolf Loos burada yatıyor.

Le Corbusier (1887-1965)

Le Corbusier ve Ronchamp Notre-Dame-du-Haut şapeli

Avrupa'nın ünlü, akademinin yollarından hiçbir şekilde geçmemiş olan mimarlarından biri olan Le Corbusier, "gönüllü" öğrenme yıllarında sanatçıların ve şairlerin peşinde koşturuyordu. Mesleğini de bu şekilde Viyanalı, Parisli ve Berlinli ustalardan öğrendi. Dünya çapında isim yapmasını sağlayan, "Bir Mimarlığa Doğru" isimli kitabı 1923'te çıktı. Neşeli bir dil kullandığı yazılarında "üsluplar"ı karşılaştırıyor. Cephe mimarlığına karşı, mimarlığın anafikrinin en sade haliyle ortaya çıktığını düşündüğü, temel biçimleri uygulayan mühendislik yapılarının tarafını tutuyor. Le Corbusier'nin kurgusal işleri bütün hayatı boyunca süreklilik gösteriyor. Modern Ortodoks yaklaşımı ile yarım yüzyıl boyunca dünya mimarlığının yönünü tayin eden Le Corbusier, geç dönem işlerinden biri olan 1955'te yaptığı Ronchamp Şapeli aynı zamanda biçimsel kaygıları da içeren bakış açısıyla, hayatında belirlemiş olduğu esaslarla ve modernizm görüşüyle çelişiyor.


Le Corbusier'nin mezarı Güney Fransa'daki Roquebrune-Cap-Martin mezarlığında

Bu çelişki mimarın mezarında da hissediliyor. Geometrik olarak düzenlenmiş, köşeli, gri beton altlığın üzerine, bu betonla zıtlaşan rengarenk levha ve üzerine rahat bir el yazısı karakteri ile yazılmış olan yazı, Le Corbusier ve eşinin burada yattığını belirtiyor. Levhanın yanındaki içi oyulmuş bir silindire dikilmiş olan küçük bitki ile kompozisyon tamamlanmış.

Carlo Scarpa (1906-1978)

Carlo Scarpa ve en bilinen işlerinden biri olan Brion-Vega mezarlığı

Loos ve Corbusier'nin tersine, İtalyan mimar Carlo Scarpa mimarlığını daha sezgisel bir yoldan yürütmeye çalıştı. 1906'da doğan mimar tüm modernist - işlevsel yollardan ve şekilci tarihselcilikten kendini uzak tutmak için çaba gösterdi. Scarpa'nın mimari dili bir tür kendine has iç soyutlama ve üslup hissi ile, üst düzey çizim bilgisine dayanıyor, mükemmel bir dünya yaratmak isteyen bir ideolojiye değil. Scarpa konuşmak yerine, eyleme ağırlık veren bir mimar. Aynı gayretle, binaların içini ve dışını tasarladığı gibi, Venedik Teknik Üniversitesi'nde çizim dersleri verdi. İncelikle işlenmiş süslemeleri ve geometrik şekilleri memnuniyetle kullandı, ancak önemli bir nokta bunları her zaman sadece önceden belirlenmiş bir prensip ile ele alıyor olmasıydı.


Carlo Scarpa'nın San Vito d'Altivolében'deki mezarı

Kendi düşünsel çerçevesi içerisinde hayatı boyunca önem verdiği konular, mezarında da kendini belli ediyor. Bir araya gelince yine yumuşak bir kavis oluşturan düz ve dik çizgilerin ortasına dikkatle yerleştirilmiş süs noktaları da aynen geometrik düzeni koruyor. Kenarı tırtıklı ham beton kısım, mermer parça ile birleşiyor. Basamaklı olarak derinleşen çiçek saksısı, mezar taşında çizgilerin buluştuğu başlangıç noktası niteliğinde. Scarpa yazı tipi ile yazılmış olan yazı, çizgiler arasında serbest olarak yer buluyor kendisine.

Alvar Aalto (1898-1976)

Alvar Aalto ve Helsinki batı mezarlığındaki mezarı

Tabi ki, her mimarın mimarlık yaklaşımının mezarından anlaşılması mümkün değil. Örneğin korint başlıklı sütun ve Yunan kornişini akla getiren mezar taşı, Aalto'nun Fin modern mimarlığının babası olduğunu pek de belli eden bir tasarım değil. İsmini bilmesek, sadece bu mezarın bir mimara ait olabileceğini tahmin etmek mümkün olurdu; ama kesinlikle Aalto'ya değil.


Sullivan'ın mezarı Amerika Illinois'teki Graceland Mezarlığı'nda

Öte yandan, mimari işlerini aktarmayı istemeyen veya etrafındaki mezarlara uyum sağlayan mimar mezarları da var. Amerikan mimar Louis Henri Sullivan'ın (1856-1924) mezarının etrafında da herhalde bu sebeple düzlük bulunuyor.

Türkiye'den Örnekler
Türk mimarların mezarlarına bakılırsa hayatlarını yapı üretmeye adamış bu meslek adamlarının dünyada son uğrayacakları yapıların oldukça mütevazi olarak tasarlanmış olduklarını görüyoruz.


Mimar Sinan ve Süleymaniye'deki türbesi

Örneğin Mimar Sinan Türbesi, İstanbul Müftülüğü'nün sütunlu kapısından çıkınca hemen solda, iki caddenin kesiştiği noktada Fetva Yokuşu başında sağda, Süleymaniye Cami'nin Haliç duvarının önünde, yeri bilinmezse fark edilmeden önünden geçilip gidilmesi mümkün olan beyaz taşlı sade bir türbe. Mimar Sinan'ın türbesi kendi tasarımıdır.


Mimar Kemaleddin'in Beyazıt Camii avlusunda bulunan kabri

Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın önde gelen isimlerinden olan Mimar Kemalettin (1870-1927) için Can Çinici ve Zeynep Mennan tarafından tasarlanan mezarın yapımı 2007 yılında gerçekleştirildi.


Emin Onat'ın İstanbul Zincirlikuyu mezarlığındaki mezarı

Anıtkabir'in mimarlarından Emin Onat'ın (1908-1961) Tekeli-Sisa tarafından tasarlanmış olan mezarı, 1966'da açılan yarışma sonucunda yapıldı.

Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.