Haberler

Taşkışla Öğrencilerinin Düzenlediği Panel Önemli Tartışmalara Sahne Oldu

Tarih: 28 Aralık 2010 Yazan: Pınar Koyuncu

Ferhan Yürekli, Semra Aydınlı, Uğur Tanyeli, Şevki Pekin, Nurbin Paker Kahvecioğlu, Deniz Aslan, Ertuğ Uçar, Boğaçhan Dündaralp ve Ayşe Şentürer

27 Aralık 2010 tarihinde İTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencilerinin Taşkışla'da düzenlediği "Günümüz Mimarlık Düşünceleri ve Tasarıma Yansımaları" paneli, öğrencilerin yoğun katılımı ile gerçekleşti.

Prof.Dr. Ayşe Şentürer'in moderatör olduğu panelde ilk konuşmacı olan Prof.Dr. Ferhan Yürekli 1960'lı yılların mimarlık ortamı ile günümüzdeki ortamı karşılaştıran bir konuşma yaptı. Konuşmasında mimarlık, düşünce ve tasarım pratiklerinin 1960'larda pek de bir arada olmadığını belirten Yürekli, o yıllarda sadece tasarım yapıldığını, okulda zengin bir kütüphane olduğu halde fazla kullanılmadığını söyledi. Yürekli'ye göre 1960'larda eğitimde modernist bir hava vardı, ancak her şey bir "stilleştirme" çabası içinde, "yüksek kitle ile alçak kitleyi buluşturma kaygısı ile" yapılıyordu. Yine de bu ortamda eğitimde tutarlı bir hava vardı ve bu durum dışarıya da yansıyordu. Yürekli, o dönemde işverenlerin (kendilerine villa yaptıranların) mimarlarına karışmadığını, devletin yaptırdığı tip projeler ve yarışma projeleri olduğunu, okullarda ise "rasyonel olsun, iş görsün" mantığıyla projeler gerçekleştirildiğini anlattı. Yürekli, o günlerden günümüze, her okulda olmasa da İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde eğitimin geliştiğinin üzerinde durdu. Geçen yıllar içinde tasarımın serbestleştiğinin, malzeme olanaklarının geliştiğinin altını çizdi. Yürekli konuşmasını düşünce, tasarım ve uygulamanın birbirinden ayrı düşünülemeyecek unsurlar olduğunu belirterek bitirdi.

Yürekli'den sonra söz alan Prof.Dr. Semra Aydınlı, 60'lardan sonra görülen bu değişimin sebebinin biraz da öğrenciler olduğunu dile getirdi. Artık günümüzde dijital enformasyonun geliştiğine ve bilginin sürekli devingen olmasının mimarlığa etkisine değinen Aydınlı, mimari tasarımın eskiden "çözüm aramak" olarak algılandığını, ama artık özellikle kentsel ölçekte çok daha karmaşık sorunlarla karşılaşılması sebebiyle bu tanımın da değişiyor olduğunu belirtti. Bu noktada "dil"in önemine de değinen Aydınlı, sadece kitap değil "çevreyi okuma"nın da artık çok önemli olduğunu ve dili geliştirecek bir etken olduğunu söyledi. Aydınlı, tüm bu bahsettiği konuların uygulamaya gelince kesintiye uğradığını belirterek, uygulama ile eğitim arasındaki kopukluğun düşünce ile giderileceği görüşünü ortaya attı.

Bir sonraki konuşmacı olan Prof.Dr. Uğur Tanyeli, panelde ortaya atılan bu konuların çok geniş konular olduğunu söyleyerek, konuşmasında sadece belli bir kısmı ele alacağını belirterek konuşmasına başladı. Tanyeli, mimarlık düşüncesi ile tasarımın bir türlü buluşamadığını düşünüyor. Aslında 1960'lardan beri yinelenen bu inanç, Tanyeli'ye göre problemleştirilmesi ve sürekli tartışılması gereken bir konu. Tanyeli'ye göre, "Tasarım yaparken başvurduğumuz yöntemler tasarım yapmamızı mümkün kılar. Biz, mimarlar olarak asla çıplak gözle sorunları gözlemleyip, çözüm üreten olağanüstü varlıklar değiliz. Tasarımlarımızı da söylemler üzerinden yaparız." Tanyeli, bu söylemlerin aslında okullarda öğretildiğini, ancak çok içselleştirdildiği için bunların farkına varılmadığını belirterek konuşmasını noktalarken, "Düşüncenin tasarımla ilişkisi nedir?" sorusunun cevabının her şeyi problemleştirmek olduğunu belirtti.

Tanyeli'den sonra söz, mimar Şevki Pekin'deydi. Pekin, bardağın boş kısmını Türkiye'deki mimarlığın batının kopyası olması, TOKİ'nin yaptıkları ve eğitimin bugünkü durumu olarak değerlendirirken, dolu kısmında ise "zamanında çizdiği dört duvar bir hangar projesinde tek isteğinin (köşelerin birbirine dik olmasının) gerçekleştirilemediği günlerden, eğri çizdiği projelerin aynen istediği gibi yapıldığı günlere gelinmesi"ni gördüğünü söyledi. Pekin'e göre artık yapılması gereken şey, bardağı tamamen doldurmak. Yale, Harvard, Viyana, Zürih Üniversiteleri'ni gördüğünü ve İTÜ'deki eğitimin bu okullardan aşağı kalır yanı olmadığının altını çizen Pekin, yapılan işlerin düşünce ve fiziki yapı olarak zamana direnmesinin önemini vurguladı.

Yrd.Doç.Dr. Nurbin Paker Kahvecioğlu konuya yaratıcılık perspektifi üzerinden bakılması gerektiğine değinen bir konuşma yaparak, işini severek yapmak, keşfetmek konusunda doyumsuz olmak, yetişkin kaygısından uzaklaşmak gibi bazı konuların yaratıcılığı desteklediğini, mimarlığın aslında "ellerimizle düşünmek" olduğunu ve yaptığımız binaların içinde yaşayarak empati kurmanın önemini anlattı. Paker'e göre, tasarım, düşünce ve uygulama üçlüsünü bağladığımızda, sunduğumuz çözümün ortama bir katma değer sağlaması çok önemli. Bu katma değeri sağlayabilmenin yolu da yenilikçi girişimden ve özgür olmaktan geçiyor. Italo Calvino'nun da dediği gibi, "İki noktayı birleştiren çizgi her zaman doğrusal olmayabilir."

Paker'den sonraki konuşmacı olan Dr. Deniz Aslan, kendinden örnekler vererek başladığı konuşmasında, hayatının üniversite ile piyasa arasında ikiye bölünmüş olduğunu anlattı. Mimarlığın birçok gerçeklik üzerinden devam ettiğini belirten Aslan, bu gerçekliklerin de günümüzde her an değişebilir olduğunu söyleyerek, son yıllarda mimarlığın pratik alanındaki konuların sıkıştırıldığından ve indirgendiğinden dem vurdu. Aslan'a göre, üniversite hayatında temel mimarlık konularına artık yeterince yer verilmiyor. Ayrıca yarışmalar da Türkiye'de mimarlığa en çok zarar veren şey haline gelmiş durumda. Çünkü artık "yarışmacı" diye bir kavram var. Kendilerini yarışmacı olarak adlandıran mimarlar, yarışmalara konunun öneminden veya o yere ait bir söyleme sahip olduklarından değil, bir sonuç elde etmek için katılıyorlar. Aslan, bireysel gelişim için iyi bir araç olan yarışmaların, arkasında durulması ve elde edilen iyi sonuçların üretilmesi gerektiğini belirterek konuşmasını bitirdi.

Söz sırası kendisine geçen mimar Ertuğ Uçar, bu panele gelirken ne hakkında konuşacağını bilemediği için, kendisine bir soru sorarak, onu cevaplamaya çalıştığını söyleyerek konuşmasına başladı. Uçar'ın kendisine sorduğu ve bu vesileyle tartışmaya da açtığı soru şuydu: "Tasarımlarınızı nasıl yapıyorsunuz, biraz bahseder misiniz?" Başta basit gibi görünen bu soru, Uçar'a göre üzerinde düşündükçe, daha çok düşünülmesi gereken zor bir soru. "Tasarımı yapan herkesin tasarımı nasıl yaptığını düşünmesi ve belki yazması, tasarımı şu an bulunduğu mistik konumdan yere indirmeye yarayabilir," diyen Uçar, bu konuda düşünmenin tasarımcının kendisine de faydalı olacağı kanaatinde.

Uçar'dan sonra mikrofonu eline alan mimar Boğaçhan Dündaralp da kendi bakış açısından Ertuğ Uçar'ın sorusunu yanıtlamaya çalıştığı konuşmasında, yaptığı işi nasıl konumlandırdığından ve mimarlığın sadece çizerek veya proje üretilerek yapılmadığından bahsetti. Beş yıldır proje çizmediğini belirten mimara göre, dünyadaki hiçbir şeye hazırlıklı değiliz ve olmamız mümkün değil, bu sebeple her yeni durum karşısında yeni bir strateji geliştiriyoruz. Bu bağlamda, mimarlıkta da neyin nasıl yapılması gerektiği değil, ne yapıldığı konusu öne çıkıyor.


Paneli düzenleyen öğrenciler konuşmacılara sorular yöneltti.

Dündaralp'in konuşmasını bitirmesi ile, bu panelin düzenlenmesine önayak olan İTÜ Mimarlık Fakültesi seçmeli dersi "Günümüz Mimarlık Düşünceleri ve Tasarıma Yansımaları" öğrencileri, konuşmacılara önceden hazırlamış oldukları soruları sordular. Sorulan sorular bağlamında yapılan tartışmalar mimarlığın ne olduğu, mimarın yapabileceklerinin sınırları, mimarlıkta kullanılan ortak dil ve bu dilin anlaşılırlığı, düşünsel ve teknolojik gelişmelerin eğitime yansımaları gibi konular üzerinden dallanıp budaklanarak devam etti.

Konuşmacıların neredeyse hiçbir konuda fikir birliğinde olmaması ile ortaya çıkan zengin ortamda, tartışmaların faydalı bir çerçevede devam etmesi ile, panel planlanandan 1,5 saat kadar geç sona erdi. Herhalde panelden ayrılan tüm konuşmacı ve dinleyicilerin Taşkışla'dan çıkarken kafalarında cevaplar değil, panel öncesi olduğundan çok daha fazla soru vardı...

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.