Tokyo'nun ortasına dikey kampus
Tokyo'daki Cocoon Tower her ne kadar bir ofis kulesi görünse de aslında içerisinde üç ayrı özel okulun bulunduğu dikey bir kampus. 10 bin öğrenciye ev sahipliği yapacak dikey eğitim binası Tokyo'nun en kalabalık bölgelerinden Nishi-Shinjuku'da bulunuyor. Binanın dikey oval şekli temasını ipek kozasından alıyor. Aynı zamanda mimarlık öğrencileri tarafından tasarlanması bakımından da önem taşıyan bu bina 2008'den beri dünyanın en ilginç dikey kampuslarından biri olarak dikkat çekiyor. Binanın dikey yapısı klasik, dikdörtgen oditoryumları ise ilginç bir özellik taşıyor. 50 kattan oluşan yapı öğrencilere Tokyo manzarası da sunuyor. Dünyanın en kalabalık ve yüksek şehirlerinden birinde olmasına rağmen karbondioksit emisyonları dikkat alınarak minimum emisyon fikrinden hareketle yapılan projede kojenerasyon teknolojileri ile enerjinin geri dönüşümü sağlanıyor.

Güney Kore'nin dalgalı üniversitesi
Güney Kore eğitim alanında yaptığı önemli atılımların yanı sıra sadece eğitim değil sistem okulların mimarisi üzerinde de büyük oynamalar yapıyor. Güney Kore'deki Postech Üniversitesi'nin Denizcilik Fakültesi de böyle bir yaklaşımla yeniden ele alındı. Arazinin yatay yapısı nedeniyle uzun ve geniş bir alana yayılan kampus yeşil ve yuvarlak hatlı bir mimari ile güncellendi. Mimarisinin yanı sıra inovatif mühendislik teknikleriyle de dikkat çeken kampüste dalga teknolojisi kullanılarak hem mimarinin şekillenmesi sağlandı hem de arazinin en etkin kullanımı... Üstelik bina sadece üniversite kampüsünden de oluşmuyor.

PROJEDE EKOPARK DA VAR
Öğrencilerin kalabileceği rezidansların yanı sosyal alanlar ve öğretim görevlileri için otopark alanları da düşünüldü. Bunun yanı sıra proje içine bir ekopark da dahil edilerek kampus yeşil projeden de nasibini aldı. Su parkları, yürüyüş ve rekreasyon alanları da projeye dahil edildi.

Yetişkinler burada eğitilecek
Eğitim binaları artık modern mimariden hak ettiği payı alıyor. Yetişkin eğitimine de en az çocukların eğitimi kadar önem veren Danimarka'da denizin içinde yapılan Yetişkin Eğitim Merkezi (VUC) katmanlı ve çok katlı mimarisi ile dikkat çekiyor. Beyaz dış mimarisinin yanı sıra cam teknolojisi ile de dikkat çeken yapıda iç ve dış alanların birbiriyle iletişimine de özen gösterildi. Konser salonları, tiyatro salonları, performans alanları gibi çok fazla sosyal imkan da proje içinde yer alıyor. Kuzey Avrupa ülkesi olması nedeniyle soğuk iklim koşullarının egemen olduğu ülkede, projenin iç bölümü de özel teknolojilerle iklimlendirildi. Antibakteriyel teknolojilerin kullanıldığı iklimlendirme sistemleriyle önemli oranda birlikte enerji tasarrufu da sağlandı. Teraslarda ise güneş panelleri aracılığıyla enerjiye çeviren teknolojilere yer verildi. Bu şekilde çevre dostu bir proje hazırlanmış oldu.

TATA'nın eğitim merkezi 'ilginç yapı'
HİNDİSTAN'DA proje aşamasında olan bu ilginç yapı ise bir eğitim merkezi. Ancak diğer projelerin aksine bu bina bir eğitim kurumunun değil de ülkenin en büyük şirketlerinden TATA'nın çalışanlarının eğitimi için hazırladığı Ambitious Illinois Teknoloji Enstitüsü mimarlık öğrencisi Seth Ellsworth ve JaYoung Kim tarafından düşünüldü. Bombay'da hayata geçirilen proje iyi kötü güzel ve çirkin temalarını içeriyor. İyi temasında TATA'nın ülkenin en büyük ve en ucuz otomobil üreten şirketi olmasına vurgu yapılıyor. Kötü denen bölümde Hindistan'nın en eski altyapı teknolojilerini sahip olmasına, çirkin ile 2030'a kadar şehrin yüzde 25'inin park alanlarından oluşacağına değiniliyor. Ortaya çıkan en iyi ürünü yaratma temasında ise hem TATA hem de çalışanlarının tüm bu faktörleri gözönüne alarak en iyi üretmi yapması için en uygun çalışma ve eğitim koşullarının oluşturulması hedefleniyor.

Birbiri etrafından dönen üç yörünge
2008 yılında tasarım yarışmasına katılan ancak yapımına yeni başlanan Singapur'daki üniversitelerin kampus alanı içinde yer alan NUS Kampüsü projesi, bölgenin en dinamik mimari örneklerinden birini içeriyor. Birbiri etrafında dönen üç yörüngeyi andıran yapı mimarisiyle dikkat çekiyor. Merkezdeki diğerlerine göre daha büyük olan oval bina bir atrium olarak düşünülürken yandaki binalar ise konferans alanları gibi fonksiyonel ve sosyal alanlara ayrıldı. Proje içinde 450 kişilik bir tiyatro salonu, konferans odaları, görsel sunumları ve şovların yapıldığı bir alan da yer alıyor. Merkez bina mimarisinin yanında mühendisliğiyle de dikkat çekiyor. Doğal bir klima yaratmak için bölgedeki rüzgar enerjisinden faydalanılarak temiz havanın projenin de içine girmesi sağlandı. Bunun yanı sıra güneş enerjisinden yararlanıldı ancak güneşin içeri girmesi engellenerek sıcaklığın artışının da önüne geçildi.