Konuyu bilmeyen bu konudaki hassasiyetimi anlayamaz. 1991'de Belek'le birlikte turizm bölgesi ilan edilmişti İnciraltı. İzmir'in ünlü "İstemezükçüler"inin çomak sokması sonucu bölge bir SİT ilan edildi, bir tarım alanı. Belek uçtu gitti, İnciraltı kilitlendi. Şimdi Bakan Günay'ın bu kilidi çözmesiyle oradaki 2 bin 500 dolayındaki tapu malikinin ekonomisi düzelecek, EXPO'ya yer açılacak. Aportta bekleyen yerli ve yabancı yatırımcıların raflarda bekleyen otel, motel, termal sağlık merkezi projeleri yaşama geçecek.
Sayın Bakan'a teşekkür borcumuz vardı. Neyse ki önceki günkü Yeni Asır ziyaretinde ödedik.
Yakışıyor
Şimdi burada bir paranteze ihtiyaç duyuyorum. Ertuğrul Bey'in siyasi konumu umurumda değil. Düşmanları bile kabul eder ki Ertuğrul Günay kültür zenginidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı kendisine yakışıyor. Konulara hakim, sorunları ezberlemiş. Çok da heyecanlı. Konuşurken, anlatırken, bilgilendirirken karşısındakini de heyecanlandırabiliyor.
İzmir ve Ege turizmini ayağa kaldırmayı ibadet düzeyinde görev kabul ediyor. Bugüne dek ihmal edilmiş, atıl kalmış bu bölgenin müthiş potansiyelini uluslararası arenada görücüye çıkarmanın yollarını arıyor. Bu konuda belediyeleri, meslek odalarını, turizmcileri de çaba harcamaya çağırıyor. Dünyaca ünlü turizm yazarlarının, televizyoncularının, müzisyenlerinin, mankenlerinin, Hollywood'un süper yıldızlarının ağırlanmasını öneriyor.
Çeşme müjdesi
Sayın Bakan'ı soru yağmuruna tuttuk, İzmir'in vekili olarak bundan böyle kendisini daha fazla sıkıştıracağımızı, daha çok yoracağımızı söyledik.
Öğrendik ki Çeşme'nin yılan hikayesine dönen turizm planlaması yeniden ele alınıyor. Bakanlık kurmayları bu hafta içinde Çeşme'ye gelip yeniden arazi çalışması yapacaklar. "Yeni plan için takvim verebilir misiniz" diye sorduk. Yerli ve yabancı yatırımcılardan üç ay daha dişlerini sıkmalarını istedi.
Ecrimisili sorduk. Sorunun, Çeşme'deki emlak vergi beyannamelerinin yüksek tutulmasından kaynaklandığını, tarifenin yeni bir teknik yöntemle iki puan daha düşürülmesi için Maliye uzmanlarıyla tartıştıklarını anlattı.
Bornova tamam
Müze konusuna değindik, "Yer gösterilsin ertesi gün projesine başlarız" yanıtını aldık.
Son olarak kaplumbağa hızıyla yol alan Bornova Kültür Merkezi'nin akıbetini anımsattık. Bornovalıların, "Böyle giderse 2030'da filan bitecek" söylemini aktardık. Bakan Günay bu konuda dertliydi, şöyle bir özet yaptı:
"1990'lı yıllarda siyasi mülahazalar öne çıkmış. Salt Bornova'da değil, birçok ilçede Bornova örneğindeki gibi çok abartılı ve pahalı projelerin temeli atılmış. Hepsi de yarım. Bu kültür merkezleri mezarlığını temizleyeceğiz. Projeleri revize edip lüzumsuz üniteleri iptal edip maliyetleri düşüreceğiz. Bornova Kültür Merkezi'nde de aynı yöntemi uygulayacak ve burasını 2012 yılında hizmete açacağız."
Namık Kemal'li
Ertuğrul Bey'i uğurlarken öğrendik ki İzmir'i gerçekten seviyor ve bu sevgi, gençlik yıllarından kaynaklanıyor. Orta öğrenim döneminde yaz tatillerini buradaki akrabalarının yanında geçirmiş. Hatta burada okumak istemiş ve Namık Kemal Lisesi'ne kaydolmuş. Ancak ana baba hasreti ağır basınca yarı dönem sonra Ordu'daki aile ocağına dönüş yapmış.