Haberler

Dünya Müzeler Günü

Tarih: 18 Mayıs 2011 Derleyen: Bahar Bayhan, Selin Biçer
Uluslararası Müzeler Konseyi tarafından oluşturulan ve 1977 yılından bu yana her yıl 18 Mayıs'ta dünya çapında kutlanan Müzeler Günü ile, müzelerin, toplumun gelişmesi üzerindeki rolünün topluma duyurulması ve bu yönde kamusal bilincin yaratılması amaçlanıyor. Türkiye'de ise 1982 yılından bu yana her yıl 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan ve bu yıl 30.'su kutlanacak olan Uluslararası Müzeler Günü'nün 2011 yılı teması "Müzeler ve Bellek" olarak belirlendi.

Müzeler ve Bellek: Her Nesne Bir Hikaye Anlatır
Müzeler Günü'nün 2011 yılı teması olarak belirlenen Müzeler ve Bellek, toplumların hafızasını tazelemeyi amaçlıyor. Her müzedeki nesnelerin, toplumların geçmişini gösterdiğine vurgu yapılarak bunların doğal ve kültürel mirasımızın kanıtları olduğunun üzerinde duruluyor. Müzeler Günü'nün 2011 yılı teması, ziyaretçilerin, ortak belleği keşfetmeleri için bir fırsat olarak görülüyor.

Dünyanın Çeşitli Yerlerinde Gerçekleştirilecek Aktiviteler
Müzeler Günü dolayısıyla dünyanın pek çok yerinde müzelere giriş ücretsiz olacak ve ziyaretler geç saatlere kadar sürecek. Bu müzelerde hafta boyunca çeşitli temalarda workshoplar, konferanslar, eğitim programları düzenlenecek. Bu aktivitelerden bazıları şöyle:

Avustralya, Melbourne'deki Ulusal Sporlar Müzesi, "Bizi Yaratan Anları Hatırlamak" konulu bir program ile ziyaretçiler, hafızalarda yer etmiş sporun efsaneleri ile tanışıp, konuşma imkanı bulacak.

Sudan, Khartoum'da Doğa Tarihi Müzesi, Doğal Tarihimizi Belgelemek temalı fotoğraf yarışmasına katılacak aileler ve öğrenciler için bir eğitim programı düzenleyecek.

Arjantin, Caba'da Museo Argentino de Ciencias Naturales, "Musecuentos" başlıklı bir program gerçekleştirecek. Kişiler, müzedeki nesnelere vurgu yapan hikayelerini paylaşacak.

Belçika'da Musée royal de Mariemont, "Nesneler" temalı rehberli turlar düzenleyecek.

Dünya'da ve Türkiye'de Müzecilik
Bugün dünyadaki müzecilik anlayışının temelini müzelerin toplumla etkileşim içinde olmasını, hümanist, evrenselci bir tarih bilincini temel alarak, toplumda barış ve karşılıklı anlayışı yaygınlaştırmaya aktif bir biçimde katkıda bulunmasını öngören "çeşitlilik içinde birlik" anlayışı oluşturuyor. Dünyada müzeler, geniş destekleyici grupların katkılarıyla kişilerin gelişminde, eğitiminde rol oynayan etkin bir kültür merkezi işlevi görüyor. Müzelerin dünyada yarattığı bu etkiye karşın Türkiye'de müzelere ve müzeciliğe verilen değer ne yazık ki dünya çapında bir düzeye ulaşamıyor. Türkiye'de "müze" kavramı, özellikle genç nesilin "sıkıcı mekanlar" algısını yıkamıyor. Toplumun ilgisini çekmeyi başaramamış, belki de yalnızca yabancı turistler tarafından ziyaret edilen bu müzelerin toplumdaki hangi belleği yansıtacağı ise merak konusu.

Türkiye'deki müzelerin sayısının, dünyadaki birçok ülkeyle karşılaştırıldığında çok sınırlı olduğu görülüyor. Türkiye'de, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı müzelerin sayısı 188'dir. İstanbul'a bakıldığında ise müzelerin sayısı 40 civarında. Bu sayı, New York, Paris, Londra gibi tek bir metropol kentte bulunan müze sayısından çok daha düşüktür.

Üç Büyük Metropoldeki Önemli Müzeler

New York'daki Ünlü Müzeler

Amerika Doğa Tarihi Müzesi



Amerika Doğa Tarihi Müzesi, 125 yıldır dünyanın evrimi konusunda gerçekleştirdiği sergileri ve koleksiyonları ile dünyanın seçkin müzelerinden biri.

Solomon R. Guggenheim Müzesi

Frank Llyod Wright'ın inşa ettiği bina, bugün New York'un yeni kent simgesi. Müze'de Brancusi, Braque, Calder, Chagall, Robert Delaunay, Giacometti, Kandinsky, Klee, Leger, Miro, Picasso ve Van Gogh gibi 19. ve 20. yüzyıl sanatçılarının birçok eseri bulunuyor.

Modern Sanatlar Müzesi



Modern Sanatlar Müzesi, 100 binin üzerinde resim, heykel, fotoğraf, mimari modeller ve çizimler, tasarım objesi bulunduruyor. Aynı zamanda müze kütüphanesinde 14 bin civarında film, 140 bin civarında kitap, sanat kitapları ve süreli yayınlar bulunuyor.

Londra'daki Ünlü Müzeler

British Museum

British Museum, Dünya'nın her yanından getirilen seçkin Eskiçağ yapıtları ve etnografya koleksiyonlarını kapsayan müze. British Museum koleksiyonları dört ana bölümde toplanmıştır: Eskiçağ yapıtları bölümü; sikkeler ve madalyalar bölümü; baskılar ve çizimler bölümü; günümüzde ayrı bir yapıda bulunan "Museum of Mankind" ("İnsanlık Müzesi") adı verilen etnografi bölümü.

Bilim Müzesi



Ulusal Bilim ve Sanayi Müzesi'nin bir parçası olarak 1857 yılında kurulan Bilim Müzesi bugün, Stephenson'un Roketi, ilk jet motoru, ilk buhar motoru, Francis Crick ve James Watson'ın DNA modelleri gibi 300 binden fazla parçayı bulunduruyor. Aynı zamanda müzede bilimsel ve doğal belgelerin gösterildiği 3D bir sinema bulunuyor.

Londra Doğa Tarihi Müzesi

Londra Doğa Tarihi Müzesi, Botanik, Entomoloji, Mineraloji, Paleontoloji ve Zooloji alanlında bulundurduğu 70 milyon parça ile dünyadaki en önemli müzelerden biri. Müze, bulundurduğu dinazor iskeletleri ve gösterişli mimarisi ile turistler için bir cazibe merkezi. İçinde bulunan kütüphanede kapsamlı kitaplar, gazeteler, el yazmaları, ve sanat çalışmaları koleksiyonları yer alıyor.

İstanbul'daki Önemli Müzeler

İstanbul Arkeoloji Müzesi



İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eserle, dünyanın en büyük müzeleri arasında. Türkiye'nin müze olarak inşa edilen en eski binası. 19. yüzyılın sonlarında ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından İmparatorluk Müzesi olarak kuruldu ve 13 Haziran 1891 tarihinde ziyarete açıldı. Müzenin koleksiyonunda, Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait eserler bulunuyor.

Müze üç ana birimden oluştuğu için İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak adlandırılıyor:
Arkeoloji Müzesi (ana bina)
Eski Şark Eserleri Müzesi
Çinili Köşk müzesi

Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne miras kalmış bir kurum olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde topluyor. Aslında Osmanlı'da tarihi eser toplama merakının izleri Fatih Sultan Mehmed döneminden itibaren takip edilebiliyor. Fakat sistemli bir şekilde müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin 1869 yılında 'Müze-i Hümayun' yani İmparatorluk Müzesi olarak kuruluşuna denk geliyor. Aya İrini Kilisesinde o güne değin toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin temelini oluşturuyor. Dr. Dethier'ın yaptığı çalışmalar sonucunda Aya İrini kilisesindeki mekan yetersiz kalır ve yeni bir inşaatın yapılması gündeme geldi. Maddi imkansızlıklardan ötürü yeni bir bina yapılamadı, fakat Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılmış olan "Çinili Köşk" müzeye dönüştürüldü. Halen İstanbul Arkeoloji Müzelerine bağlı olan Çinili Köşk restore edilerek 1880 yılında açıldı.

Askerî Müze



Askerî Müze, İstanbul'un Harbiye semtinde Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan, 54.000 m²lik bir alan üzerinde kurulu 18.600 m²lik binasıyla bir yapılar kompleksi. Geniş bir alana yayılan Mekteb-i Harbiye binası, Osmanlı Devleti'ne subay yetiştirmek amacıyla kuruldu ve 1862'de inşa edildi. II. Abdülhamid tarafından yaptırılan okul binası, 1936'ya kadar okul, 1964'e kadar Kolordu Karargahı olarak kullanıldı. Binanın güney bölümü Harbiye Orduevi inşa edilene kadar orduevi olarak hizmet verdi. 1964'te asıl binanın askeri müze olarak kullanımına karar verildi ve 1966'da restorasyonuna Mimar Prof. Dr. Nezih Eldem tarafından başlanarak, 1991'de bitirildi. Başlangıcından bugüne kadar yapıda işlevsel ve mekansal değişiklikler meydana gelmiş ve bina okuldan müzeye çevrilene kadar gerek iç, gerekse dış görünümü itibariyle birçok değişiklik geçirmiştir.

Atatürk Müzesi
Atatürk Müzesi (İnkılap Müzesi), İstanbul, Şişli'de Halaskargazi Caddesi'nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce müzeye dönüştürülmüş Atatürk'ün Şişli'de oturduğu ev.

Mustafa Kemal I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi üzerine Suriye cephesinden ayrılarak 13 Kasım 1918 günü İstanbul'a geldi. Daha sonra Şişli'de, bugünkü Halaskargazi Caddesi'nde Osep Kasabyan'ın 1908 yapımı üç katlı evini kiraladı. Samsun'a hareket ettiği gün olan 16 Mayıs 1919'a kadar bu evde oturdu. Şişli'deki ev 1924'te eski valilerden Erzurum milletvekili Tahsin Uzer tarafından satın alındı. Bu tarihte Atatürk'ün 1919'da bu binada oturduğunu gösteren tabela kondu. İstanbul Belediyesi binayı 1928'de Tahsin Uzer'den satın aldı ve Atatürk'le ilgili eşya, tarihi belge ve hatıraları bu binada toplamaya başladı. Bina 1942'de Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar döneminde müzeye dönüştürüldü ve Atatürk İnkılabı Müzesi olarak 15 Haziran 1942'de ziyarete açıldı. 1960 askeri yönetimi sırasında Belediye Başkanı Refik Tulga'nın girişimiyle binada onarım yapıldı.9 Ocak 1962'de kısmi bir yangın geçiren müze Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü (1981) yaklaşırken yeniden büyük çaplı bir onarım gördü. Türkiye İş Bankası'nın mali desteği ile yapılan onarımın, dekorasyon ve düzenleme işleri de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nca üstlenildi. Bina kapı tokmaklarından camlara kadar 1910'lu yılların üslubuna uygun olarak onarıldı.19 Mayıs 1981'de Atatürk Müzesi olarak yeniden açıldı.

Müzede Atatürk'ün doğumundan ölümüne kadar geçen yaşamı ile ilgili fotoğraflar, giysileri, kullandığı eşyalar, Atatürk ve inkılaplarla ilgili belgeler, Milli Mücadele ve Atatürk tabloları sergileniyor. Ayrıca Atatürk ve devrimlerle ilgili belgeler, Milli Mücadeleyi yansıtan, Atatürk ile ilgili tablolar da onları tamamladı.

Beylerbeyi Sarayı



Beylerbeyi Sarayı, 1861-1865 yıllarında, İstanbul'un Beylerbeyi semtinde, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a yaptırıldı. İnşaası 4 yıl sürdü ve yapımında 5.000 kişi çalıştı. Çalışan işçilere moral ve şevk vermek amacıyla müzisyenler sürekli müzik çalmışlar.

Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanıldı. Denize düşkünlüğüyle bilinen Sultan Abdülaziz ayrıca tavanları bol miktarda deniz ve gemi tabloları ile döşetti. İki katlı yapı haremlik ve selamlık bölümlerini ihtiva eden 26 oda 6 salon ve 6 banyodan ibaret. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve diğer eşya olduğu gibi korundu. Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerler. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer aldı. 1970'li yıllara kadar kullanılan eski ana yol bir tünel ile saray bahçesinin altından geçmekteydi. Yazlık bir saray olarak yapıldığından ısıtma donatımı yok. Serinlik vermesi amacıyla ve yapılan görüşmelerin duyulmaması için sarayın içine havuz yaptırıldı.

Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de ağırlanırdı. Tahttan indirilince Selanik'e gönderilen II. Abdülhamit Balkan Savaşı patlak verince Beylerbeyi Sarayı'na getirildi ve 1918'de burada öldü.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi



İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Atatürk'ün emriyle, 20 Eylül 1937'de Dolmabahçe Sarayı'nın Veliaht Dairesi'nde kurulan Türkiye'nin ilk Güzel Sanatlar Müzesi.

Günümüzde Türkiye'nin birçok büyük ilindeki sanat müzelerinin ve Devlet Sanat Galerileri'nin kaynağı olan İstanbul Resim Heykel Müzesi'nin bulunduğu bina, 1856 yılında, Veliaht Dairesi olarak Dolmabahçe Sarayı'nın da mimarları olan Garabet Amira Balyan ve Nigoğos Balyan tarafından tasarlandı ve inşa edildi. Bina ampir, barok ve rokoko üsluplarının bir sentezi. Müzenin koleksiyonunda, Türk ve dünya sanatçılarına ait resim, heykel, özgün baskı yapıtları, Antik ve Rönesans dönemlerinden heykel mülajlarının yanı sıra müzeye bağış yoluyla gelmiş özel koleksiyonlardan yapıtlar da bulunuyor. Türk sanatının seçkin örneklerinin sergilendiği salonlardan Resim Bölümünde, çoğunlukla yağlıboya olan yapıtlar mevcut.

Devlet Resim ve Heykel Sergileri'nde ödül alan çalışmalar, satın alma ve bağışlarla gelişen Müze koleksiyonundan bazı eserler İzmir, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Yalvaç gibi yerlerin Devlet Galerileri'ne yollandı.

İstanbul Deniz Müzesi



İstanbul Deniz Müzesi, Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesi, içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biri. Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 adet eser bulunuyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi Türkiye'de kurulan ilk askeri müze.

Türk Deniz Müzesi; 1897 yılında, dönemin Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa'nın emirleri, Miralay (Albay) Hikmet Bey ve Yüzbaşı Süleyman Nutki'nin büyük gayret ve çabaları sonucu Tersane-i Amire'de (Osmanlı Devlet Tersanesi Kasımpaşa, İstanbul'da) küçük bir binada "Müze ve Kütüphane İdaresi" İsmi ile kuruldu.

Önceleri düzenlemesi yapılmamış, müze deposu olarak sergiye açıldı. II. Dünya Savaşı 'nın başlamasıyla, eserler korunma amacıyla Anadolu'ya nakledildi. Savaş sonunda 1946 yılında müzenin tekrar İstanbul'a taşınmasına karar verildi ve müze o günün koşullarında en uygun yer olan Dolmabahçe Cami Külliyesi'ne taşındı, yeni müze müdürü Haluk Şehsyvaroğlu idaresinde iki yıllık bir çalışmadan sonra 27 Eylül 1948 yılında ziyarete açıldı. 1961 yılında müze Beşiktaş İskele Meydanı'nda Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'nın anıtı ve türbesi yanında, bugünkü bulunduğu yere taşındı.

Ana sergi binası 3 katlı olup, 1.500 m² lik alana sahip. Binada bulunan 4 büyük salon ve 17 oda sergileme alanı olarak kullanıldı ve salonlara rüzgar yönlerinin isimleri verildi. Müzede, saltanat kayıkları, bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar ve portolanlar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ile silahlar sergileniyor.

Müzenin yenilenmesi için 2005 yılında İstanbul Deniz Müzesi Ulusal Mimarlık Yarışması düzenlendi ve birincilik ödülünü Teğet Mimarlık aldı. Yapımı neredeyse tamamlanmak üzere.

Sakıp Sabancı Müzesi
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, zengin bir hat ve resim koleksiyonunu bünyesinde barındıran ve düzenlediği geçici sergilerle birçok ünlü sanatçının eserlerine ev sahipliği yapan bir sanat müzesi. 2002 yılında ziyarete açılan müze, İstanbul'da Boğaziçi'nin en eski yerleşimlerinden Emirgan'da bulunan Atlı Köşk'te hizmet veriyor. "Picasso İstanbul'da" ve "Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul'da" sergileriyle son yıllarda uluslararası alanda dikkat çekmeyi başardı.

1927 yılında İtalyan mimar Edouard De Nari'ye yaptırılan köşkün ilk sahipleri Mısır Hıdiv ailesiydi. Uzun yıllar yazlık konut olarak kullanılan villa, kısa bir süre de Karadağ Sefareti olarak hizmet verdi. Hacı Ömer Sabancı tarafından 1950 yılında satın alınan köşk, aynı yıl bahçesine yerleştirilen Fransız heykeltıraş Louis Doumas'ın 1864 yapımı at heykelinden ötürü "Atlı Köşk" olarak anılmaya başlandı. 1966'dan itibaren köşkte yaşayan Sakıp Sabancı, 1998 yılında zengin hat ve resim koleksiyonuyla birlikte köşkü içindeki eşyalarla müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi'ne tahsis etti. Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan müzenin sergileme alanları 2005 yılındaki düzenleme ile genişletilerek, teknik düzeyde uluslararası standartlara kavuştu.

Pera Müzesi



Pera Müzesi, İstanbul'un Tepebaşı semtinde bulunan sanat müzesi. 2005 yılında Suna ve İnan Kiraç Vakfı tarafından kuruldu.

Mimarı Achille Manoussos olan ve 1893 yılında inşa edilen binası, eski Bristol Oteli'ydi. Binanın müzeye dönüştürülmeye karar verilmesinin ardından mimar Sinan Genim bir yenileme projesi yürüttü. Beş katlı olan binanın ilk iki katında müzenin kendi koleksiyonu kalıcı olarak sergileniyor. Bu koleksiyonların ilki Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu. Aynı katta, Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu da yer alıyor.

Rahmi M. Koç Müzesi



Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbul'un Hasköy semtinde, Haliç kıyısında bir sanayi müzesi. İşadamı Rahmi Koç'un desteği ile açılmış müze, Türkiye'de Sanayi, Ulaşım, Endüstri ve İletişim tarihine adanmış ilk önemli müze.
Müzede sık sık organizasyonlar, konserler ve özel sergiler düzenleniyor. Bunlardan biri 2006 yılı sonunda açılan "Leonardo: Evrensel Deha Sergisi" adlı Leonardo da Vinci'nin çizimlerinden oluşturulan makine örneklerinin sergisiydi.

Müze Lengerhane, Tersane ve dış mekan sergi alanı olarak üç ana bölümden oluşuyor.

Osmanlıların ve İstanbul'daki en bilinen Lengerhanelerden biri olan Hasköy'deki bina 1996 yılından beri müzenin bölümlerinden birini oluşturuyorr. 12. yüzyıldan kalma bir Bizans binasının temelleri üzerine 18. yüzyılda, 3. Ahmet döneminde, kuruldu. 3. Selim zamanında restore edildi ve Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Cibali Tütün Fabrikası'nın oldu. Binanın çatısı 1990 yılında çıkan bir yangında ciddi hasar gördü. 22 Ağustos 1996 tarihinde "Rahmi M. Koç Müzesi ve Kültür Vakfı" tarafından satın alınana kadar terk edilmiş durumda kaldı.

Tersane
1861 yılında Şirket-i Hayriye tarafından vapurların bakım ve onarımı için yapıldı. Tersane müze için alındığı zaman 14 adet bina, marangozhane ve kızaklardan oluşmaktaydı.

Dış mekan sergi alanı
Haliç kıyısında bulunan ön avluda etkinliklerin düzenlenmesi yanı sıra bir Douglas DC-3 uçak, TCG Uluçalireis Denizaltı, Vernicos Irini buharlı römorkör ve endüstriyel arkelojik örnekler sergileniyor. Ayrıca 130 kişilik konferans salonu, çarşı, tekne ve gemi makineleri bulunuyor.

İstanbul Modern



İstanbul Modern Sanat Müzesi veya kısaca İstanbul Modern, Türkiye'nin ilk modern sanat müzesi. Eczacıbaşı ailesinin öncülüğünde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından kurulan müze, 11 Aralık 2004'te ziyarete açıldı.

Karaköy limanında, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Tophane-i Amire arasında yer alıyor. İstanbul Modern, T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük deposu olarak inşa edilen 4 no'lu antrepo binasının müzeye dönüştürülmesi ile hayata geçti. 2003 yılında gerçekleştirilen 8. Uluslararası İstanbul Bienali'ne de ev sahipliği yapan bina, başbakanlık tarafından müze olarak tahsis edilmiş ve kendisinin Türkiye'ye AB üyeliği için müzareke tarihi verilecek olan 17 Aralık tarihinden önce yapımının tamamlanması isteği üzerine 11 Aralık 2004'te hizmete açıldı.

Santralistanbul
Santralistanbul, İstanbul- Haliç'te Eylül 2007'de faaliyete geçmiş bir kültür, sanat ve eğitim merkezi. Merkezin odak noktası İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından Enerji Müzesi'ne ve Ana Galeri'ye dönüştürülen 118 dönüme yayılmış eski Silahtarağa Elektrik Santralı kompleksi. Santralistanbul ayrıca sanatçı atölyeleri, kamuya açık bir kütüphane, İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne ait eğitim binaları gibi tesislere de ev sahipliği yapıyor.

1914-1983 yılları arasında İstanbul'a elektrik sağlayan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk kent ölçekli elektrik santralı olan Silahtarağa Elektrik Santralı 2004 yılı Mayıs ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne tahsis edildi. Santralistanbul'un mimari tasarımını İhsan Bilgin, Nevzat Sayin, Emre Arolat ve Han Tümertekin gerçekleştirdi.

Çağdaş Sanatlar Müzesi
Ana Galeri: Silahtarağa Elektrik Santralı'nın üretim faaliyetinin son bulmasının ardından yıkılan iki kazan dairesi yerine inşa edildi. 7 bin metrekarelik yapıda, eski binaların formu korundu.
Enerji Müzesi: Eski elektrik santralının 1 ve 2 no'lu makine dairelerinin tesisin çalıştığı dönemdeki haliyle korunarak dönüştürülmesi sonucunda oluşturuldu.

"Müze" Sadece Bir Yapı mıdır?
"Müze" kelimesinin tanımı, Türk Dil Kurumu'nda şöyle belirtilmiş: "Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı." Dünya'da "müze" kavramının yalnızca bir yapıdan ibaret olduğu fikri yıkılırken Türkiye'de ise süreç tam tersi yönde işliyor. Özellikle İstanbul'da 1980'den bu yana, küreselleşme dalgasıyla artan "rant savaşları" toplumun belleğini de yıkıyor. Günümüzde her toprak parçasının bir binaya eşit olduğu algısı artarken kent tarihi, mirası da çöpe atılıyor. Doğal, kültürel, tarihi mirasımız çeşitli projelerle günden güne yok olurken müze kavramının yalnızca eserlerin sergilendiği bir yapı olarak yaşatılması kimseyi tatmin etmiyor.


Müzelerin, bir toplumu geliştirme ve kentlilik bilincini oluşturmadaki rolü yadsınamaz. Özellikle kent müzelerinin, kentin tanınmasına ve korunmasına yönelik çalışmaları içinde kentteki kültürel mirasın korunması önemlidir. "Kısaca, 21. yüzyılın kent müzeleri 19. ve hatta 20. yüzyılın kent müzelerinden farklı olarak, artık kentin zenginlerinin eşyaları ile bazı maket ve resimlerin loş ve tenha bir ortamda sergilendiği kurumlar değildir. Hem tarih içinde, hem de farklı kesimler arasında toplumsal tanışmayı sağlayan, karşılıklı saygı ve empatiyi geliştiren, çeşitlilik içinde birliği sağlayan dinamik eğitim, iletişim ve kültür merkezleridir."*

*Orhan Silier, Kent Müzeleri ve Türkiye'de Bu Tür Müzelere Duyulan İhtiyaç

Kaynaklar
www.icom.museum
www.kultur.gov.tr
www.wikipedia.com
www.camoc.icom.museum
www.arkiv.arkitera.com
Orhan Silier, Kent Müzeleri ve Türkiye'de Bu Tür Müzelere Duyulan İhtiyaç

 

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.