Prof. Dr. Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem haritalarına göre Kütahya ve çevresinin Türkiye'nin birinci derece deprem bölgesi arasında olduğunu söyledi.
Bölgede deprem görülme olasılığının yüksek olduğuna işaret eden Can, tarihsel dönemlere bakıldığında bu bölgede bazı önemli depremlerin olduğunu gördüklerini bildirdi.
1928 yılında 6.2, 1944'de 6.2, 1970'de 7.2 ve 5.9 büyüklüğünde depremlerin oluştuğunu bildiren Can, burada bir aktif fayın bulunduğunu, bu fayın zaman zaman hareket ettiğini söyledi.
Dün gece meydana gelen 5.9 büyüklüğünde ve 7.6 kilometre derinliğindeki depremin yüzeye yakın olduğundan zaman zaman hasar meydana getirebilecek depremler arasında bulunduğunu kaydeden Can, depremin etkilerinin de 200-250 kilometre dolayında da hissedilebileceğini ifade etti.
"Bölgede bir fay bulunmaktadır ve bu fay dünkü depremde hareket etmiştir" diye konuşan Can, deprem sonrası en önemli olayın yapıların durumu olduğunu söyledi.
Depremin orta büyüklükte bir deprem olduğunu, bilimsel olarak bu depremlerde çok büyük hasarların beklenmediğini belirten Can, "Bu büyüklükteki depremlerde ufak tefek yapılarda çatlaklar olabilir, ancak mühendislik hizmeti almış yapıların yıkılmaması gerekiyor. Bu nedenle deprem için en önemli önlem yapıların güçlendirilmesidir" dedi.
Prof. Dr. Hüsnü Can, Simav depremine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Deprem Simav fayını boşalttı. Bölgede dün itibariyle oluşan en büyük deprem 5.9 oldu. Bunun ardından iki adet 4.6 üzerinde artçı sarsıntı kaydedildi. Artık deprem sönümleniyor, yani bölgedeki fayın artık enerjisi yavaş yavaş azalıyor. Bundan sonra bu büyüklüğün üzerinde bir depremi bilimsel olarak beklemek mümkün değil. Bu bilgiye daha önceki depremlere bakarak varıyoruz. Asıl depremin üzerine çıkan artçılar belki bir ya da iki tanedir, çok fazla görülen bir durum değildir."