Haberler

İstanbul'da asude bir semt

Tarih: 27 Mayıs 2011 Kaynak: Zaman Yazan: Sevim Şentürk, Samet Altıntaş


Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet, fetih hazırlıklarını yaparken Çengelköy sahillerine gelir. Ve burada Bizans'tan kalma gemi çengellerini görür. Semt adını buradan alıyor. Çengelköy şimdi nevi şahsına münhasır asudeliğiyle selamyıyor ziyaretçilerini.

Evvel zaman içindeymiş gibi duran Çengelköy, bir masalın içine itiyor insanı. Zamanın elinin değdiği yeni bir an'a dönüşüyor hissi veriyor, perçemli sokakları. Çok milyonlu İstanbul'a inat, bir kıtanın ucuna serpilmiş, sade ama asil havasını barındırıyor bu yer. Samimi ve sıcak insanlarıyla da bir geleneği devam ettiriyor, yani kaybolan biz'i... Eski İstanbul'un Boğaziçi köylerinden olan Çengelköy, bugün de nev-i şahsına münhasır asudeliğiyle selamlıyor, ziyaretine gelenleri.

Kıymet bilir kişilerin her daim gözdesi olan Çengelköy, Türkiye'nin gündemine 'Süper Baba' dizisiyle girmişti. Bu semt, Fiko (Şevket Altuğ) ile Fransızca öğretmeni Deniz'in (Şevval Sam) aşkıyla bütünleşmiş gibiydi. Özellikle Yeni Türkü'nün o eşsiz şarkıları, nerede olursak olalım Boğaz fonlu bir hikâye olmuştu duyan, hisseden herkesin gönlünde. 90'lı yıllarda, Türk televizyon tarihine geçen Süper Baba, aslında bizim yitip giden renklerimizi anlatıyordu.

İşte fasılasız dört mevsim
Çengelköy'deki Kemalettin Tuğcu Sokak da bize geçmişimizi hatırlatıyor. Oturup dinlendiğimiz köşe başında gördüğümüz bu levha, ellerimizden tutup bizi yeni bir hikâyenin içine çekecekmiş gibi asılı duruyor. Biz de Tuğcu'nun 'Son Çocuğu' olarak yolumuza devam ediyoruz. Melodilerin resmedildiği ahşap evler, modern zamana göndermenin yanı sıra, sanat müziğini andırıyor, buselik makamında...

Avuçlarımızda bir şiir serinliği duyuyoruz bu tarihi semti turlarken, şöyle diyor Orhan Seyfi Orhon kulağımıza eğilerek: "İşte en eski mahallem, sokağım / Geçiyor aynı sokaktan hâlâ / Kendi halinde vakur insanlar / İşte fasılasız dört mevsim... Biz hem şahitlik ediyoruz şairin dediklerine hem tasdik ediyoruz yaşananları. Köşe başında bu sefer başka bir mısra demeti tutuşturuluyor ellerimize. Can Bahadır Yüce anlatıyor Çengelköy'ü içeriden biri olarak diyor ki, "Ölçüsüz bir çizgiydin / Zamanla aramızda / Düşlerimizi giydin / Çok uzak bir yıldızda... Tüm bu deyişler bir pusulaya dönüşüyor adeta. Gökyüzü ise, her daim mavi kalacakmış gibi duruyor tepemizde.

Çınaraltı'nın insanları, kuşlar ve denizle buluşturma görevini hâlâ layıkıyla yerine getiriyor olması, buranın neden hep kalabalık ya da tercih edilen bir mekân olduğunun cevabını da veriyor aslında. Sabah, öğlen, akşam hatta gece yarısına kadar günün her demine ayrı ve taze bir duruluk katıyor burası. Meşhur Çengelköy böreği ile bir bardak çay ve Boğaz... Martıların sesi geçmişe karışarak geliyor kulaklarımıza. Bir de Çınarlı ve Kerime Hatun Camii'nden yükselen ezan sesleri...

Boğaz'ın en nadide yerlerinden olan Çengelköy'ün salatalığı, kirazı ve ayvası da meşhur, Abdullah Ağa ve Sadullah Paşa Yalısı kadar. İstanbul'un tarih öncesinde unutulmuş bir yüzü gibi duran bu yer, ağaçlarının gölgelediği ahşap evleri ile köprü olmaya devam ediyor aslında. Pencerelerinin önünde baktıkları çiçeklerle bütün olmuş nineler, camiye giden dedeler zamanın serencamını gösteriyor bize.

Biz de erguvan kokularının arasında girdiğimiz bu semtten, daha önce hiç anlatılmamış bir masalla ayrılıyoruz. Gökten düşen elmaları, ceplerimize doldurarak...

Çengelköy Börekçisi: 1980 yılında Bingöllü Musa Dilbağ'ın girişimiyle kurulan bu işletme, başta Çengelköy olmak üzere Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çubuklu, Hisar ve Kanlıca olmak üzere 6 şubesi ile hizmet veriyor. Ahşap bir dükkânın içinde kıymalı, patatesli, ıspanaklı börekler tavsiyemiz. Su böreğini denemekte de fayda var tabii...

Çınaraltı: Çengelköy'ün belki de en güzel yeri. Mekâna yiyecek getirmek serbest. Bizim tavsiyemiz ise ustaların ellerinden çıkan menemen, sabah ya da akşam vakti gayet güzel gidiyor, tabii ki çayla... Bu arada Boğaz'da gün batımı adlı tabloyu görmek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeyin.

Kahverengi: Çengel-köy'de kahve keyfi yapmak isteyenler için açılmış geçen yıl. Adı da mekânın dekorasyonu da bu yüzden kahverengi. Pek çok çeşit kahve var menüde... Damlasakızlı, kaküleli, çörekotlu bunlardan bazıları... Bir de okuma salonu var buranın. İsteyen gelip, Boğaz'a karşı kahvesini yudumlarken kitabıyla haşır neşir olabiliyor.

Çengelköy Baharatçısı: Küçük bir mahallenin olmazsa olmazlarından aktarlar Çengelköy'de de her sokakta var. Bunlardan biri Çengelköy Baharatçısı. İhtiyacınız olan bitkiyi sahibi Sema Hanım'ın yardımıyla öğrenebiliyorsunuz.

Manavlar: Çengelköy'ün girişinde ve çıkışında sizi karşılayan manavlardan, halkın badem dediği salatalıkları alıp tadına bakabilirsiniz. Mevsimine göre ayva ve kiraz da boş geçilmemeli. Ama albenili meyvelerin hepsi insanın iştahını kabartacak cinsten.

Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.