Haberler

Beyaz Geceler ve St.Petersburg

Tarih: 7 Haziran 2011 Kaynak: Dipnot
Öyle bir şehir ki burası belki hiçbir zaman uzun yıllar geçiremek istemeyeceğim, ancak devamlı gitmek isteyeceğim. Aynı Petro'nun hisleri gibi çelişkili duygular bırakan..

Şehirler vardır, insanları anlatır! İnsanlar vardır, yüzyıllarca bu şehirleri anlatır! Tarih bu şehirler üzerine yazılır. Epik destanlar bir fırsatını bulduğunda bu şehirlerin içerisinden geçerler, kuytu köşelerine yerleşirler. Sokakları, içlerinde sürmüş binlerce farklı hayatları, içlerinden geçen nehirleri, yaşanılan aşkları vardır bu şehirlerin.

Kimi şehirler ise aidiyetini yaşadığı ülkelerin geleneklerini yansıtsa da sanki başka bir dünyayı anlatır kendisini ziyaret eden misafirlerine. Herhangi bir duygunun, bir cismin, bir konunun, bir sorunun büyüklüğünü, şiddetini anlatırken kullandığımız ancak aslında günümüzde bir o kadar da küçülen "dünya"nın kalabalık kitleleri farklı tanır bu şehirleri. Bir çok insan için Paris Fransa dan önce gelir mesela ya da Londra, üzerinde güneş batmayan imparatorluk Britanya'dan, belki bir film yüzünden Kazablanka Fas'dan daha öndedir her zaman. Ya da İstanbul öyle değil midir? Aynı hikayeleri, hayatları farklı yaşamış bir çok şehrin kaderidir bu. Tarihi yazan imparatorların, imparatorlukların, büyük devletlerin ve liderlerin kendi isimlerini vermek için yarıştıkları kentlerdir bunlar. Kimilerini tarih yazar, kimilerini kitaplar anlatır, kimilerini filmler dunar, kimilerini insanları anlatır. 1700 lü yıllar da kimilerine göre (daha fazla bize göre) deli olan, Rus Çarı Büyük PETRO'nun hayallerini, yüksek ihtiras ve emirlerine dönüştürerek kurduğu St.Petersburg'u ise görenlerin anlatabileceğini düşünüyorum.

Büyük rus coğrafyasının kuzeybatısında, Baltık denizi kıyısında Neva nehrinin kıvrımlarını hissettiğiniz 40'dan fazla adacık üzerinde kurulu bir benzetmeye göre Kuzey'in Venedik'i, dünyanın en güzel binalarının şehri, müzelerin kenti. İsminin paylaşılamadığı, yaşayan halkların en değer verdiği kişilerin ismiyle andıkları, yapımında dünyaya bir sanat harikası sunmak için coğrafyasının her köşesinden topladıkları 50.000'e yakın zorunlu - gönüllü halk, zorunlu orduya alınan onbinlerce askerin çalıştırıldığı, şehrin inşaatı bitene kadar tüm ülkede yapılacak taş binaları yasaklayıp, tüm değerli taş ustalarının şehrin inşasına göndrilmesini organize edecek ve belki de "deli" yaftasını en çok hak ettiği dönemini yaşayan petro'nun kenti. Şehre verdiği havari Peter'in aziz ünvanıyla taçlandırarak çok uzun yıllara yayılan geçmişin gizemli, günümüzün romantik kenti St.Petersburg.

Kentin tarihi boyunca kendisine verilen isimleri çeşitli nedenlerle değiştirilen Rusya'nın Avrupalı parçası, Avrupa ya açılan kapısı petesburg önce ismi alman kentlerini hatırlattığından kentin kurucu Petro'nun ismiyle PETROGRAD, sonrasında Ekim devriminin baş ismi Vladimir İliç LENİN'in ölümünden sadece 3 gün sonra LENİNGRAD ve sonrasında süren Sovyetler Birliğinin çökmesini takip eden yıllarda en orijinal hali olan rusca adı Sankt Petersburg'un geri verilmesiyle süren bir isim hikayesi var kuzeyin bu güzel incisinin.

Ziyaretçilerine kendisini daha güzel göstermek için senede iki hafta boyunca gündüzlerini hiç bitirmez , ışık saçar her yere ve 21 haziran da zirve seviyesine ulaşır. Beyaz geceler adıyla dünya insanlarına sunar kendini. Şehir bir başka yaşar kendi beyaz gecelerini. Orijinal halinin neredeyse 300 yıl boyunca savaşlara uğrayarak en ağır saldırılara maruz kalsa da ilk andaki halinin korunduğu, sanat ve kültürü kucaklar bu neredeyse hiç bitmeyen gecelerinde.

Dostoyevski'nin romanlarının geçtiği, ruhunun sokakları arşınladığı St. Petersburg'da dünyanın en güzel binalarını, müzelerin en görkemlilerinden ünlü 1 milyondan fazla tablo ve toplam 3 milyon parçalık eseriyle bir ayda zor gezeceğiniz Hermitage'yi görmek, şehrin en yaşayan halinde , geniş meydanlarında, sokaklarında ve kıyısında bağlı savaşın hatırasına bir anıt gibi duran avrora savaş gemisiyle gözgöze gelmek St. Petersburg'a bakmak.. Çok kolay olmayan soğuğuyla baş etmek!

Şehirde dünyanın en güzel mutfaklarının, en ulaşılamaz sanıldığı bu uzak gözüken ancak bir garip yakın şehrinde en özel örnekleri var. Eğlenmek için sadece istemenin yeterli olabileceği Petro'nun kentinde Pinquin, Griboedov, Pyany Soldat ve Che en trendy mekanlar.

Öyle bir şehir ki burası yazarın dediği gibi belki hiçbir zaman uzun yıllar geçiremek istemeyeceğim , ancak devamlı gitmek isteyeceğim. Çelişkili duygular bırakan, aynı Petro'nun hisleri gibi.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.