Haberler

Mimarlar, Türk Mimarlığının Geleceğini Konuştu

Tarih: 10 Mart 2006 Yazan: İdil Erkol
2001 yılından beri, Yunus Aran’ın anısını yaşatmak için düzenlenen Yunus Aran Konferansları serisi kapsamında 8 Mart 2006 tarihinde Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi Oditoryumu’nda “Türk Mimarlığının Geleceği” konulu bir panel düzenlendi. Panelin konuşmacıları, Ayşe Hasol Erktin, Emre Arolat ve Murat Tabanlıoğlu idi.

Prof.Dr. İlgi Yüce Aşkun’un açılış konuşmasının ardından, sözü ilk olarak Emre Arolat aldı. Üç konuşmacının da ailelerinin mimar olduğunu belirten Arolat, bu sayede çocukluklarından beri ülkedeki mimarlıkla ilgili gelişmelere aşina olduklarını, geçmiş ile bugünü kıyaslama imkanı bulduklarını ifade etti. Önemli bir kırılmanın yaşandığı 80’li yıllarda aktif olarak mimarlık yapmaya başladıklarını belirtirken, gelecekten bahsedeceksek gençleri konuşmamız lazım diyerek, yeni yetişen genç mimarlar ile ilgili gözlemlerini dile getirdi. Gençlerde genellikle, çabuk başarıya ulaşma, kolay elde etme isteğinin olduğunu; yüzeysel bilgiye kolayca ulaştıklarını ama derine inmediklerini söyledi.

Emre Arolat’ın ardından sözü alan Ayşe Hasol Erktin, eskiye dair hatırladığı ilk 30 yılı, bugünü ve 30 yıl sonrasını karşılaştıran sunumunu izleyicilerle paylaştı. 30 yıl önce, korumacı, kapalı ekonomi ve sınırlı demokrasi çerçevesinde, sınırlı hukuk düzeni içinde, mimarın “tek otorite” olarak bilindiği bir dönemden bugün, dünyayı çok uluslu şirketlerin yönettiği serbest ekonomi düzeninde, mimarlığa devlet katkısı olmadan, mimarın disiplinlerarası bir ekibin koordinatörü olarak görüldüğü bir döneme geçildiğini ifade eden Erktin, bu analizden yola çıkarak, 30 yıl sonra mimarlığın, bireysel ekonomi çerçevesinde, yer ve zaman kavramının tamamen değiştiği, her şeyin uzmanlara danışıldığı bir ortamda, kendine güvenen mimarlar tarafından yapılacağı öngörüsünde bulundu. Küreselleşmenin olumlu iki sonucu olarak nitelendirdiği Çin ve Hindistan’ın, Türkiye’de iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Erktin, konuşmasında ülkedeki işveren-mimar ilişkisine de değindi. Yabancı işverenlerin Türk mimarlara saygı gösterdiğini, ancak aynı saygıyı Türk işvereninin Türk mimara göstermediğini, mimara güvensizlik duyulduğunu belirtti. İnşaat, tekstil ve otomotiv alanlarında yakalanan başarının mimarlık alanında da yakalanabileceğini, yakın zamanda hazırlanan bir istatistiğe göre serbest çalışan mimarların %37’sinin yurtdışında da iş yaptığını, bunun umut verici olduğunu ifade etti. Sunumunun sonunda gelecek için bir öneri getiren Erktin, “20. yüzyılda öğrendiklerinizi unutun!” sözleriyle, mesleklerin değiştiğini, yeniye uyum sağlamak için devamlı olarak insanın kendisini yenilemesinin zorunluluğunu, giderek daha hızlı, daha iyi, daha yaratıcı olmak ve daha fazla beklentiyi karşılamak gerektiğini belirtti.


Emre Arolat, bugün Türkiye’de 40.000 kayıtlı mimarın olduğunun altını çizerken, herkesin tasarımcı mimar olamayacağını söyledi. Detay bilmeyen, derinleşmemiş tasarım bilgisi olan çok sayıda öğrenci olduğunu ve bunu önemli bir sorun olarak gördüğünü belirtti. Erktin’in belirttiği %37’lik istatistiğin kayda değer olmadığını, nicelik olarak birçok bina yapılsa da niteliklerinin sorgulanması gerektiğini ifade etti.

Murat Tabanlıoğlu ise, nitelikli yapı yapma sıkıntısının olduğunu, zaman faktörünün bunda etkisi olduğunu belirtti. Devletin de artık yapı yaptırmadığına değinen Tabanlıoğlu, son yıllarda yurtdışındaki ofislerle yaptıkları ortaklıklardan edindiği izlenimlerini aktardı. Yurtdışındaki mimarlık bağlamında, “Star” mimar kavramını eleştiren mimar, star mimarların yaptıklarının da tartışılması gerektiğini söyledi. Mimarlığın mühendislikle entegre çalışmasının önemine de değindi.

Star mimarın sadece iyi mimar değil, aynı zamanda iş bilen, karizmatik kişiler olduğu belirtilirken, gençlerin star mimarlara gösterdiği yoğun ilgi eleştirildi. Ataköy örneği üzerinden ülkedeki mimari tasarımda geri gidiş sorgulanırken, konuşmanın sonunda son dönemdeki konut inşa etme çılgınlığına da değinildi. Bir sürü kapalı site üretilmesi, mimarların bu üretimin karşısında duramaması tartışılırken; mimarlığın sağlam durduğu, toplumu etkilediği yerler olduğunun ve bu yerlerin merkez bölgeler olmadığının altı çizildi. Star mimarlara özenen değil, toplum için öncü olacak mimarların yetişmesi gerektiği vurgulanarak konuşma noktalandı.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.