Haberler

Bir Kültür Başkenti...

Tarih: 20 Mart 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Hikmet Çetinkaya
Benim için Ortadoğu bir hüzün ve acının yıllarca sürgün verdiği bir bölgedir... Evet, Suriye 'nin başkenti Şam 'dayım ve oradan bir kültür etkinliği için Mehmet Faraç 'la birlikte Halep'e geçeceğim... Şam Osmanlı 'dan kalan camileri, binaları ve çarşılarıyla sıcak, huzurlu bir Ortadoğu kenti... ABD ve İsrail, en nefret edilen iki ülke burada... Ermeniler, Arap Hıristiyanlar, Türkiye'den göç eden Türkmenler... Her yerde Türk müziği... İnsanlar Filistin 'deki acılardan, Irak'taki işgalden etkilenip hüzünleniyor... Türkiye'nin Ortadoğu 'yla ilgili siyaseti Suriye'de de çok yakından izleniyor... Şam bir kültür başkenti...

Ortadoğu'nun önemli bir öğesi olan bu topraklar binlerce yıldır şairleri, düşünürleri yetiştirdi... Üstelik bir aşk kentidir Şam. İslam kültürünün yaşam kaynağı olan Farabi 'nin, İbni Arabi 'nin yolunda yürür insanlar... Ölümsüz âşık Sadi , bir bakarsınız bir Şam esintisinde yıldızları toplamaktadır gökyüzünde... Öykülerde kendinizi bulursunuz, yaşamın kanatlı kelebeğinde o aşkın yüzünü görürsünüz... Kentlerin en kıdemlisidir Şam... Gerçekten kokusu, rengi ve sesi bir başka Şam'ın... İnsanlarda bir gönül inceliği var... Bir Doğu gerçeği, bir tarih, bir felsefe Romalılardan kalmış Jupiter Tapınağı beni uzun bir yolculuğa çıkarıyor... Her yerde ülkeyi uzun yıllar yönetmiş ''Şam Aslanı'' olarak bilinen Hafız Esad 'ın fotoğrafları dikkat çekiyor...

Hüzün ve acı... Yalnızlığın asılı kalmış resimlerini çoğaltan ve kendileriyle hesaplaşan bir halk... Sanki kendimi rüzgâra bırakmış, ışıklarla rotaları çizili kocaman gemiye binmiş gibiyim... Biraz da Akdeniz soluyorum!.. Filistinli şair Mahmut Derviş 'in unutulmuş trenlerini, kekikten ve kararmş taştan olan öfkelerini anımsarken Golan tepelerinde dolaşıyorum...
Hafif bir meltem esiyor... Gecenin ağır sessizliği içindeyim... Ellerim ve ayaklarım süzülen bir yıldız gibi kayboluyor... Kurşun güneş altında çürüyen ağaç, bir çöl yalnızlığının içine itiyor beni...

Acaba bu saatlerde Filistinli, Iraklı çocuklar, genç kızlar, erkekler, anneler, babalar ne yapıyor? Bir genç kadının gözlerinin yüksekliğinde sisten kara bulutlar geçiyor; sesin ağır akan hızı, tozlu bir uzaklıkta kanını tutuşturuyor... O sırada Suriyeli şair Ali Ahmet Sait 'in ( Adonis ) dizeleri geliyor aklıma:

''çölün yalnızlığında ilerleyen yüzlere/ ot ve ateş giyinmiş Doğu'ya/ denizin yıkadığı toprağa/ ve onun sevdasına barış yağmurlarını verdi bana baş döndürücü çıplaklığın/ kendini bana adıyor yıldırım/ benim bağrımda olgunlaştı zaman/ bak işte Doğu'nun parıltısı kanım/ su çeker gibi çek beni ve yok ol/ yitir beni yankısı ve şimşeği var oylukların/ su çeker gibi çek beni gövdemle örtün/ nirengidir ateşim ve yıldızdır/ yön yaramdır benim/ heceliyorum/ bir yıldızı heceliyorum resmini çiziyorum/ kaçaktır yurdumda yurdum/ heceliyorum onun çizdiği yıldızı/ yenik günlerinin ayak izlerinde ey sözün külü/ gecende bir çocuğu daha var mı tarihinin?''

Kül olmuş kentlerde gibiyim... Kuşlar şarkılarını bana mı bıraktı ne!.. Anıları ve sözcükleri yitirdiği bir saatte, eski yaralardan doğan çocuk ağlayışları... İnsanı yaşatan kelimeler... Çocuk kelimesi gibi, aşk, eşitlik, özgürlük kelimesi gibi... Kadın gözleri içinde kanatlı bir kuş geceye inat eflatun çizgiler çizerek uçup gidiyor... Şam, yavaş yavaş uykuya dalıyor...
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.