Haberler

Türk mimarlar ne işe yarar?

Tarih: 14 Nisan 2006 Kaynak: Radikal Yazan: Haluk Şahin

Bu soruyu hangi bağlamda sorduğumu sanırım biliyorsunuz: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş geçenlerde yaptığı bir toplantıda kentsel dönüşüme ilişkin iki büyük projeyi açıklarken, davet edilen mimarlar arasında niçin Türk mimar bulunmadığı sorulduğunda, Türkiye'de henüz o 'seviye'de mimar olmadığını söyledi ve kıyamet koptu. Mimarlık camiası, kendisi de mimar olan Topbaş'ın bu sözleri ve davranışıyla Türk mimarlarına hakaret ettiğini öne sürdüler. Tartışma hâlâ sürüyor.

Benim bu konuyu TV8'deki 'Derin Sohbet' programında mimarların duayeni Aydın Boysan'la ele alacağımı duyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı 5 Nisan 2006 tarihinde yapılan toplantının tam metnini göndermiş. "Metin incelendiğinde sayın başkanın meslektaşı Türk mimarlarını rencide eden bir beyanının olmadığı açıkca görülecektir" diyor.
Oldukça karışık bir dille yazılmış olan konuşmayı okuyunca şunu anladım: Topbaş'a göre burada bir 'yarışma' değil, 'hizmet alımı' söz konusudur. Belediye söz konusu özel projeler için 'belirli bir seviyeye' gelmiş ünlü yabancı mimarları davet etmeyi uygun görmüştür. Yerliler dışarıda bırakılmıştır, çünkü bu gibi davetlere yerli mimarlar da girdiğinde uluslararası 'ekol' mimarlar katılmaktan kaçınmaktadır. Kaldı ki, Türkiye'de 'o kategoride mimar henüz yoktur, bu bir gerçektir.'
Israr üzerine Topbaş şöyle bir açıklama da yapıyor:

"Siz şimdi ipek kumaşınız olduğunda, o ipek kumaşı iyi dikebilen terzilerle temas edersiniz.
İpek kumaşı herkes dikemez."
Topbaş, Türk mimarlarında eksik olan şeyin cesaret olduğuna değiniyor ve "O cesareti mimarlarımıza veremedik, eğitim kurumlarımız vermedi" diyor.

Bu söylenenler rencide edici midir değil midir, tartışmasını sayıları 40 bine yaklaşan mimarlarımıza bırakıyorum. Ben burada daha genel bir sendroma değinmek istiyorum: İşin içine yabancılar girdiğinde gösterdiğimiz aşırı tepkiler. Aşırı hayranlıkla aşırı düşmanlık arasında gidip gelmemiz...

Tanzimat'tan bu yana Türkiye'de bir kesimin 'Frenkler ne yaparsa bizimkinden iyidir, en iyisi onların yaptığı gibi yapmak, hatta onlara yaptırmaktır' türünden bir saplantı içinde olduklarını biliyoruz. Böylelerine günümüzde de rastlanıyor.
Karşı kutupta ise, nerede yabancı görse sinir krizleri geçiren, yabancılardan ve özellikle Batılılardan Türkiye'ye kötülükten başka bir şey gelmeyeceğine inanmış istridye kafalılar bulunuyor. Bunların 'Eyvah yabancılar geliyor, aman kapıları kapatın!' türünden feryatlarını özellikle şu küreselleşme döneminde sık sık duyuyoruz. Türlükleriyle övünseler de, 'cin fikirli' yabancıların ve özellikle Batılıların saf Türkleri kandıracaklarına, dolandıracaklarına, sömüreceklerine eminler.
Aslında biraz diplere indiğimizde, her ikisinin de derinliklerinde aynı yılgınlık duygusunun bulunduğunu söyleyebiliriz. Çöküşü tam 300 yıl sürmüş bir imparatorluğun psikolojik mirasçıları olmamız her ikisini de açıklayabilir.
Ama, o imparatorluğun yıkılışından bu yana neredeyse bir asır geçti. Çok farklı, yepyeni bir dünyada yaşıyoruz. Artık kapanmak mümkün değil. İsteyelim istemeyelim, Türk insanının başarısı her alanda yabancılarla yarışırken elde ettiği derecelerle ölçülecek.

Her alanda evrensel ölçütler koyulmasını, en iyinin hedeflenmesini kesinlikle doğru buluyorum. Ama böyle bir gerekçeyle Türkleri yarışma dışı bırakmayı da haksızlık sayıyorum. İnanıyorum ki, dar kadroculuk yapılmadan aranırsa her alanda o 'seviye'de insanımız bulunabilir.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.