Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Bodrum Liman Başkanlığı, belediyelerle işbirliği yapıp, üç ay önce Bodrum merkez, Bitez, Ortakent-Yahşi, Turgutreis, Gümüşlük, Yalıkavak, Gündoğan, Yalı ve Göltürkbükü beldesindeki 38 koyu inceledi. Sonuç: Bölgede 300 ahşap ve beton iskele var. Bu iskelelerden 230'u ruhsatsız. İskelelerin tamamına yakını, restoran, bar, 'beach club' gibi, kamu yararı ve asıl amacı dışında kullanılıyor. Bu iskelelerden kaçak olanlar için yasal işlem başlatıldı.
Torba'da 16 tane
Torba Koyu'na son iki ayda izinsiz 16 iskele inşa edildi. Çevreciler ve CHP'li Belediye Başkanı Mazlum Ağan, sahilin şantiyeye dönmesine tepki gösterdi. Ağan, "Sahilin doğal yapısı bozuldu. Turistik tesislerin önü kayalıksa, denize girilemiyorsa, iskele izni için olumlu görüş bildirdiğimiz oluyor. Ancak Torba sahilinde engel yok. Dolayısıyla iskelelerin hiçbir haklı tarafı bulunmuyor. Kaçak yapılanları mühürledik, ama bazıları 'Ruhsat aldık' diye iskele yapmaya devam ediyor" dedi.
Torba'da 2005 yılına kadar Denizcilik Müsteşarlığı'ndan izinli ve ruhsatlı sadece iki iskele varken, kaçak iskelele sayısının iki ayda 16'yı aştığını belirten Torba Güzelleştirme ve Koruma Derneği Başkanı Asiye Gençağaoğlu da şunları söyledi: "Belediye, kaymakamlık ve valilik olmak üzere tüm resmi makamlara iskelelerin kaçak olduğunu belirtip, inşaatların durdurulması için müracaat ettik, ancak bir sonuç alamadık. Denizin içine 400 metrekare iskele yapıyorlar. Gündüz 'beach club', geceleri restoran için. İskeleler hem deniz hem görüntü hem çevre kirliliğine neden olacak. Kamu yararı yok, sadece işletmecilere daha çok para kazandıracak. Müsteşarlık tarafından iskele izni verilmesi için, iki iskele arasındaki mesafenin en az 150 metre olması gerekiyor. Ancak burada iskeleler sadece 10'ar, 20'şer metre arayla yapılıyor."
Kazanç çok, ceza az
Yaklaşık bir ay önce göreve başlayan Bodrum Liman Başkanı Turgay Kaya da kaçak iskelelerle ilgili yoğun şikâyet gelmesi üzerine kaymakamlık, Sahil Güvenlik ve belediyelerle birlikte yarımada genelinde envanter çalışması başlattıklarını ve sahillerde yağmaya yönelik işgaller saptadıklarını söyledi. Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
"Sadece Denizcilik Müsteşarlığı iskele yapma izni verebiliyor. Ancak iskeleleri yapanlar, izinli olduğunu söylemiş, yıkımı engellenmiş ya da yapımlarına göz yumulmuş. İskelelerden kazanılan paralar çok olunca, verilen cezalar da hiç caydırıcı olamamış.
Önüne gelen istediği yere istediği büyüklükte iskele yapıp, koyları iskele mezarlığına çevirmiş. 300'ün üzerindeki iskeleden sadece 70'i ruhsatlı. Bu iskelelerin büyük bölümünün kullanımında kamu yararı yok. İskele yapanların, belediye ve muhtarlık uyarılarını da ciddiye almadıklarını öğrendik. Kaçak iskeleler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunarak, Kıyı Kanunu'na muhalefetten cezalandırılmaları amacıyla dava açtık. Bu kadar çok iskelenin kaçak olduğunu öğrenince şoke oldum.
Denizlerimizde yasadışılığı önlemek amacıyla, kurumlar arasında koordinasyonu sağlayarak, bundan sonra artık kaçak iskele yaptırmayacağız. Yapılmış olanların da bir an önce kaldırılmasını sağlayacağız."