Haberler

Kalabalıklar ve kaybolma duygusu

Tarih: 8 Haziran 2006 Kaynak: Birgün Yazan: F. Serkan Öngel
Gözlemci her yerde kimliğini gizleyerek dolaşmanın tadını çıkartan bir prenstir.” Baudelaire

Modern hayatın insanların gündelik hayatına kattığı en önemli deneyimlerden biri hiç şüphe yok ki uçsuz bucaksız bir anlamlar denizinde özgürlüğün tadını çıkartmaktır. Kent kalabalıkla birlikte anılır. Kalabalık ise farklılıkları olağanlaştıran bir benzeşim alanıdır: Herkesin öteki olduğu bir alan. Kentin havasını özgür kılan işte budur. Kaybolma duygusu.

Charles Baudlaire “Modern Hayatın Ressamı” adlı eserinde “insan kalabalıkta çoğul içindeki tekildir” der ve modern hayatın ressamından “nasıl bir kuş havada, balık suda yaşarsa, o da kalabalıklarda yaşar. Aşkı, işi, gücü kalabalıklardır” diye bahseder… Ona göre “Evden uzak kalmak ama her yerde evinde hissetmek; dünyanın merkezinde olmak, dünyayı gözlemek, ama dünyadan saklı kalmak – dilin tanımlamakta kifayetsiz kaldığı bu bağımsız, tutkulu, tarafsız zihinlerin zevklerinden bir kaçı böyle sıralanabilir.”

Gündelik hayatın temel mekânı olan kentin bir disiplin ve kontrol alanı haline geldiği bir süreçte Baudlaire’in sıraladığı zevklerin bizden ne kadar uzaklaştığını “dünyayı gözleyen ama saklı kalan olmaktan, sürekli takip edilene dönüştüğümüzü” acı bir tecrübe ile kalabalıkta öteki kalmakla yaşıyoruz.

Kapalı ya da açık her türlü kamusal mekân bizi izleyen kameralarla dolu. Kendimizi en çok özgür hissedeceğimiz alanlarda, potansiyel suçlu olmayı kabul etmek, gözetlenmeye sırf kendi “güvenliğimiz” için rıza göstermek ya da karşı çıkmamak, üzerinde düşünmemiz gereken bir davranış şekli.

Kaldı ki “güvenlik” kavramı bir yanıyla da güvenliği sağlama iddiasında bulunanların çıkarlarının koyduğu sınırlar altında. Güvenlik ama kime karşı ve kimin için ? Bu soru güvenlik hizmetlerinin hızla özelleştirildiği ve ticaret konusu haline geldiği bir dönemde yakıcı bir sorun. Peki güvenlik ihtiyacını körükleyen ne? Korkutulmuş olmak.

Bauman,“”Siyaset Arayışı” adlı eserinde küreselleşme sürecini güvensizliği körüklediğine ve bunun bireyin kamusal alandan uzaklaşmasına yol açtığına işaret ediyor:

“Kendilerini güvensiz hisseden, geleceğin getirebileceklerine sakınarak bakan ve emniyetlerinden endişe eden insanlar, kolektif eylemin gerektirdiği riskleri göze alacak kadar özgür değildirler. Bu insanlar birlikte yaşamanın alternatif yollarını hayal edecek cüretten ve zamandan yoksundurlar ve kimse ile paylaşamayacakları işlerle o kadar meşgullerdir ki, bırakın ortaklaşa girişebilecek türden işlere enerji ayırmayı, bunlar hakkında düşünmezler bile”

Sonuç olarak, her gün kitle iletişim araçları eli ile yeniden üretilen, insanı birbirine yabancılaştıran ve ötekileştiren bir duygu korku. Toplumsal eşitsizliklerin, yoksulluğun giderek arttığı bir dönemde kışkırtılan bu korunma ihtiyacı, toplumu korkunun güvenilmez kollarına sürüklüyor.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.