15 Dakika

Aslı Sağal

Tarih: Temmuz 2008
Adınız-soyadınız, yaşınız, eğitiminiz, mesleğiniz, hangi şehirde yaşıyorsunuz?
Aslı Sağal, 28 yaşındayım, lisansüstü eğitimimi tamamlamaktayım. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum. Doğma büyüme İstanbulluyum.

Nerede çalışıyorsunuz, göreviniz nedir?
Halihazırda kuruluş dönemi Ankara mimarisi üzerine olan lisansüstü tezimle uğraşıyorum.

Çalışma ortamınızdan memnun musunuz? Memnun değilseniz nasıl olmasını isterdiniz?
Çalışma ortamım evim aslında genel olarak. Ancak üniversitenin -Bilgi Üniversitesi- kampüslerinde de zaman geçiriyorum. Üç kampüsün ayrı birer havası var. Kuştepe ziyadesiyle boğucu, dar bir alandı, ancak santralistanbul yol olarak uzak olmasına rağmen çok daha kampüs havasında. Yeşil alanlarının fazlalığı kampüsü daha çok bütünleştiriyor sanki.

Çalışma ortamınızı tasarlarken bir mimardan yardım aldınız mı ya da alındı mı? Eğer almadıysanız (alınmadıysa) kim tasarladı?
-

Nerede oturuyorsunuz? Evinizden memnun musunuz?
Evim İstanbul’un Anadolu yakasında, Göztepe’de, birkaç katlı evlerin ve mahalle hayatının süregeldiği bir sokakta. Geniş pencereleri ve balkonuyla tipik bir eski ev. Özellikle de geniş mutfağını çok seviyorum. En büyük dezavantajı ise odalardaki kolonların eşya yerleşimini zorlaştırması. Bir de eski apartman olduğu için çok sık tadilat gerekebiliyor.

Evinizin kaç odası var? Evinizde oturma odası-salon kavramı var mı? Salon sürekli kullanılan bir oda mı?
Evim üç odalı, bir de balkona açılan genişçe bir salonum var. Oturma odası yerine salonu kullanmayı tercih ediyorum genelde. Yani süregelen “salon misafir içindir” anlayışından ziyade kendi konforumu gözetiyorum. Ancak en büyük avantajım balkonum ve mutfağım sanırım. Zira en çok oralarda vakit geçirmeyi seviyorum.

Eviniz hiç tadilat geçirdi mi? Tadilat esnasında kimden yardım aldınız? (Arkadaş, aile, mimar, usta vb.)
Evim yaklaşık üç yıl önce çok geniş çaplı bir tadilattan geçti. Mutfaktan çıkılan ikinci bir balkon vardı yan tarafa bakan, onu odalardan birine kattım. Özellikle banyo ve mutfakta büyük değişiklik yapıldı. Eski bir hayat anlayışına göre ve ona uygun malzemeyle yapılmış olan bu iki oda daha kullanışlı bir hale getirildi. Bu değişikliklere karar verirken hem ailece masaya oturup taleplerimizi ve ihtiyaçlarımızı belirledik hem de tanıdığımız ve güvendiğimiz bir iç mimarın görüşlerini aldık.

Tadilat için alışverişinizi nalburdan mı yapı marketlerden mi yapıyorsunuz? Neden?
Tadilat sırasında alışverişleri genel olarak iç mimarımızın görevlendirdiği kişiler yaptı. Ancak işin daha en başında el sıkışmadan önce gerekecek ana kalemlerin kaliteleri ve fiyatları hakkında bir liste talep ettik. Diğer küçük kalemleri ise yapı marketlerden temin ettik.

Tadilat yapmadan önce dergilerden faydalandınız mı?
Açıkçası pek dergilerden faydalanmadık. Zira estetik kaygılardan ziyade kullanım alanlarının daha pratik hale getirilmesiyle ilgili isteklerimiz vardı. Ve bununla ilgili ayırdığımız bir bütçe de vardı.

Nasıl bir yerde yaşıyorsunuz? Apartmanda mı müstakil evde mi?
Beş katlı eski bir apartman dairesinde yaşıyorum.

Apartmanınızın girişini ve merdiveni tanımlar mısınız?
Apartmana giriş için önce bir üç basamağı geçmek gerekiyor. Sonraysa loş ve serin bir alana giriliyor. Üst katlara çıkılan merdivenler düz ve mermer. İnsanda sağlam bir binaya girdiğine dair bir his yaratıyor evin girişi.

Apartmanınızın bahçesi var mı?
Apartman aslında sokağın tam kıyısına yerleştirilmiş, yani ön tarafta iki üç ağaçtan fazla bir şey yok. Onları da böcek oluyor gibi nedenlerle kestiren komşularımız var ne yazık ki. Ancak bilmeyenlerin bulamayacağı bir yan yoldan gidilen bir arka bahçemiz var. Bu bahçe yan apartmanınkiyle birleşik olduğu için geniş ve yeşil. Mangal yakmak için özel bir alanı, daha önceki senelerde diğer komşuların da katılımıyla alınan sekiz kişilik bir masa ve sandelyeleri var. Bir de gül ağaçları renk renk...

Dairenizin balkonu var mı? Kapalı mı açık mı? Nasıl kullanıyorsunuz?
Sokağa bakan açık ve geniş bir balkonum var. Yaz kış keyifle vakit geçirdiğim bir alan burası. Özellikle sıcak yaz gecelerinde burada oturup çayımı içerken bir yandan da yapmam gerekenleri yapmayı ya da arkadaşlarımı ağırlamayı çok severim. Bir de yağmur yağarken yükselen toprak kokusunu insanın evdeyken bile içine çekebildiği bir yer balkon. Kışınsa aşağıda kartopu oynayanlara eşlik edilebiliyor. Evdeyken dışarıda olma hissini en güzel yaşatan yeri evin kesinlikle.

Ev ile iş arasında gidip gelirken ne kadar zaman harcıyorsunuz?
İşe değil ama kampüslere her gidişimde neredeyse saatlerim yolda geçiyor. Trafikte sıkılmamak için toplu taşıma araçlarını kullanmayı tercih ediyorum, böylece yapmam gereken bazı şeyleri bu sürede halletme şansım oluyor. Bir de özellikle karşıya geçerken vapur kullanıyorum.

Özel aracınız varsa park sorunu yaşıyor musunuz?
Park sorunu özellikle benimki gibi eski mahallelerin büyük sorunu. Bir de yan binamızda taksi durağı olması konuyu daha da güçleştiriyor. Özellikle belirli saatlerden sonra eve yakın park yeri bulmak gerçekten zor oluyor. Otoparkı olan diğer apartmanlarda bile, bir daireye düşen araç sayısının fazlalığı nedeniyle park sorunu yaşanabiliyor.

Sokağınızda çöpleriniz nasıl toplanıyor?
Çöpler geceleri belediyenin görevlendirdiği arabalar tarafından toplanıyor. Bu işin düzenli yürümesi sayesinde de pek bir koku ve pislik sorunumuz olmuyor açıkçası.

Sokağınızın aydınlatması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ana caddeye bir paralel bir sokakta yaşıyorum ve aslında sokağımın aydınlatmasından memnunum. Ancak bizim sokağı dik olarak kesen bir diğer sokak için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yani tutturulmuş bir standart yok ortada.

Sokağınızdaki kaldırımlara bakım yapılıyor mu? Kalitesi sizce yeterli mi?
Kaldırımlar geçen senelerde yenilendi. Ancak bu konuda da bir bütünlük olduğunu söylemek zor. Sokağın yarısı eski taşlarla döşeli bırakıldı, bir diğer yarısı daha yüksek yapıldı.

Çevrenizde kullanabileceğiniz açık yeşil alan var mı? Büyüklüğü nedir? Yeterli mi?
En yakın yeşil alan arka bahçem sanırım. Onun dışında Kadıköy Belediyesi tarafından yenilenen Göztepe Parkı ve Özgürlük Parkı var. Son dönemde yapılan bu düzenlemeleri özellikle başarılı buluyorum. Ayrıca parkların kullanım alanlarının yaz aylarında açıkhava sineması gibi değişik etkinliklerle arttırıldığını görmek beni çok memnun ediyor.

Ses ve gürültü ile ilgili sorununuz var mı?
Hayır, sokakta top oynayan çocukların sesleri dışında pek bir ses olmuyor. Bu konuda çok rahatız açıkçası.

Başka bir şehirde yaşamayı ister miydiniz? Hangi şehirde?
Tek bir şehirde değil de yılın farklı zamanlarında farklı şehirlerde yaşamak isterdim. Mesela yazımın bir ayını Safranbolu gibi havanın temiz olduğu bir Karadeniz kentinde yeşil, mavi ve kahverengi tonlarının arasında geçirmek isterdim. Kışın en soğuk olduğu dönemdeyse güney kıyılarının bahçelerinde yaşamak güzel olabilirdi. Ancak İstanbul gibi mega kentlerin sunduğu etkinliklerin ve birlikteliklerin çeşitliliğinden tamamen vazgeçmek zor olur.

Bir de sadece şehirlere değil şehir içinde yaşanılan bölgelere göre kültürlerin ve insan ilişkilerinin yapısı şekilleniyor. Dolayısıyla sadece kenti değil, bölgeyi de seçmek lazım.

Yaşadığınız kentte, işyerinde veya evinizde mimari ve şehircilik çerçevesinde, ilk neyi değiştirmek isterdiniz?
İstanbul’da yaşayan hemen herkes gibi benim de en büyük derdim trafik. Hemen sonrasında ise pis hava ve çarpık kentleşme var. Ancak son dönemde sayıları hızla artan alışveriş merkezleri yerine alışveriş sokakları olsun isterdim. Modoko örneğinde olduğu gibi, geniş bir alana yayılacak birkaç katlı dükkanlar, sinema salonları ve restoranlar zamanı keyifli geçirmek açısından güzel olabilirdi. Yoksa bu şehirde hayat genel olarak kapalı alanlarda ve hareketsiz geçiyor.

Tatile gidiyor musunuz? Sıklıkla nereye gidiyorsunuz ve neden orayı tercih ediyorsunuz? Tatile gittiğiniz zaman nerede kalmayı tercih ediyorsunuz? (Ev, yazlık, otel, pansiyon, tatil köyü vb.)
Yazlık bir evim var, ancak son dönemde pek sık gittiğimi söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Orayı benim için vazgeçilmez yapan evin ön tarafının deniz, arka tarafının dağ, sağ tarafınınsa zeytinlik olması. Ayrıca yaz aylarında bile serin oluyor evin içi. Pek konforlu değil, ancak dinlenirken gözönüne aldığım en önemli kıstas sakinlik sanırım. Onun dışında bir yere gidiyorsam yapacağım tatilin konseptine uygun hareket ediyorum. Mesela yörenin yemeklerini kültürünü tanımak gibi bir kaygım varsa mutlaka pansiyon tercih ediyorum.

Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz binalar nelerdir?
Eski İstanbul evleri kendi hikayeleri olması mahiyetinde çok güzel görünüyorlar. Bir de limon bahçeleri arasındaki Bodrum evlerini çok severim. Safranbolu’nun ikinci katında havuzu olan evleri de beni çok şaşırtmıştı ilk gördüğümde. Sanırım yüksek ve hantal binalardan ziyade alçak yapıları beğeniyorum. Bir de özellikle Sirkeci Garı İstanbul içindeki sevdiğim binalardan.

Hangi mimarları tanıyorsunuz ve bildiğiniz çalışmaları var mı?
İsim hafızası çok kötü bir insan olarak pek fazla mimar adı sayamayacağım. Ancak getirdiği farklı bakış açısıyla Le Corbusier’in binaları bana hep kişilikli geliyor. Mimarinin bir dönemin ruhunu yansıtması kadar, bir ruhu yaratması boyutunu çok iyi işleyen keskin ve cesur bir mimar olarak görüyorum onu. Estetik kaygıların ötesine geçip binayı deneyimi zorunlu kılan bir meta olarak gördğünü düşünüyorum. Bu açıdan yarattığı yeni mekan algısını pek kendime uygun bulmasam da Le Corbusier’in kullandığı dil bana çok etkileyici geliyor.

En son ne zaman bir müzeye/sanat galerisine gittiniz? Hangisi?
İstnbul Modern’i elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.

En son okuduğunuz kitap?
Genelde birkaç kitabı aynı anda okuyorum. Tezim için en son Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun "Ankara"sını bitirdim. John Brockman’ın editörlüğünü yaptığı 21. yüzyılın ilk yarısında hayat ve bilim konulu "Gelecek 50 Yıl" da vakit buldukça okuduğum bir diğer kitap.