İstanbul’un yedi tepesinden 3. tepesi olarak bilinen Süleymaniye semti 16. yy’dan itibaren sivil mimarinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak, artan göç ve yaşama mekanlarındaki değişiklik anlayışı bu semtte sosyo-kültürel yapının değişmesine ve tarihi dokunun otopark, imalathane ve bekarevlerine dönüşmesine neden olmuştur. Geleneksel Türk evlerinin tipik örneklerini taşıyan cumbalı ahşap evlerin bölgedeki yoğunlukları azalkmakta, var olanlar harap durumda bulunmaktadırlar. Buna karşılık, Namahrem Sokak ve çevresindeki birkaç sokak bu tarihi dokuyu bakımsızlıklarına karşın korumayı başarabilmişlerdir.

Bu dokuyu koruyabilmek ve katkıda bulunabilmek amacıyla Süleymaniye Külliyesi’nin kuzeybatısından Haliç’e doğru uzanan Namahrem Sokak’ta çeşitli tasarım önerilerinde bulunulmuştur:

Oyun alanı tasarımı
Konut yoğunluklu bir bölge olan sokakta, çocuklar için bir oyun alanı tasarımı ve peyzaj düzenlemesi.

Plansız oluşumların temizlenmesi
Tarihi niteliğe sahip iki ahşap evin önünde bulunan plansız oluşumların (duvar, baraka tipi yapı vb.) temizlenerek bu evlerin ön plana çıkmasını sağlamak.

Niteliksiz betonarme yapıların düzenlenmesi
Tarihi dokuya uymayan iki plansız betonarme yapının cephe düzenlemeleriyle cumbalı evlere uyum sağlaması.

Çocuk parkı için oyun, boyama duvarı ve sahne düzenlenmesi
parka bakan bir betonarme binanın sağır cephesinin çocuk parkına bağlı olarak değerlendirilmesiyle bi sahne oluşturulması.

Varolan bitişik nizamda boşluk doldurma
bitişik nizamda oluşmuş sokakta 5m genişliğindeki boşluğa çevresiyle uyumlu konut+ofis tasarımı.

Namahrem Sokak’ta tasarlanan ofis+konut, bölgedeki tarihi dokuya ve sosyal yapıya uyumlu olacak şekilde düşünülmüş, çevredeki tarihi binaların ortak kullanımında bulunan bahçeye ait cephede buradaki bina cephelerini ve güneşe karşı konumlarını engellemeyecek plan formları değerlendirilmiştir. Mekanların gün ışığından yeterince yararlanabilmeleri amacıyla ön ve arka cephe cumbaları güneşin gün içindeki konumlanmasına göre şekillendirilmiş, böylece gün ışığından optimum düzeyde fayda sağlanırken geleneksel cumba anlayışına da çağdaş bir yaklaşım sağlanmıştır.

Arsanın dar, uzun biçimine uyum sağlamak amacıyla cephede, plan çözümlerinde ve çatı biçimlerinde çizgisel bir yaklaşım sağlanmış, iç mekanda minimum ölçülerde maksimum kullanım sağlamak amacıyla mekan organizasyonu düzenlenmiştir.
- Ofis ve konut girişleri birbirinden ayrılmış, konut girişi yüksek tutularak ofis katının gün ışığından daha çok faydalanması sağlanmıştır.
- Konut girişi yükseltilerek ofis girişi ferahlatılmaya çalışılmıştır.
- 2. kattaki terasta yapılan düzenlemeyle konutta doğal bir ortam sağlanmıştır.
- Ofis katından açılan kapıyla küçük bir avlu niteliği taşıyan bahçeye çıkılmaktadır.

Cephede ise bitişik nizamda bulunan nitelikli yapılara uyumlu malzeme ve biçim arayışlarında bulunulmuştur.
- Sokak siluetinde yer alan tarihi dokuya sahip ahşap binaların yükseklik sınırları, malzeme ve biçim özellikleri dikkate alınarak oluşturulan cephe, aynı zamanda cam, metal ve granitin ahşap dokuya uyumu ile modern bir görünüm sağlamaktadır.
- Cephede kullanılan malzemelerin geleneksel dokuya uyumlu olmasına dikkat edilmiştir.
- Cam cumbada ahşap paneller cephenin ahşap kaplama bölümleriyle çağdaş bir malzeme olarak bütünlük sağlamaktadır.
- Betonarme taşıyıcı sisteme sahip yapının cephesinde çevredeki tarihi binalardan referansla uygulanan ahşap kaplama cephe, cumaba da kullanılan cam ve çelik elemanlarla hafif bir strüktürel görünüm kazandırılmıştır.