
Rod Coyne
Alsop Mimarlık’ın , fiziksel olarak dışa açılan, çalışmalarda şeffaflık sağlayan yeni bir çevre yaratma ihtiyacına verdikleri cevap farklı departmanları binanın genel strüktürü içerisinde çözerek bu departmanların hem diğer departmanlar tarafından, hem öğrenciler tarafından hem de binanın dışından görülebilecek bir tasarım yapmak oldu. Binanın her seviyesi, yer altındaki laboratuarlar dahil, sokaktan görülebiliyor ve böylelikle yayaların da içerisinden geçebildiği açık alanlar yaratılıyor. Seminer ve eğitim birimleriyle bazı ofisler de camla çevrelenerek hem öğrenciler için bir şeffaflık sağlanıyor hem de daha içine kapalı bazı birimler amorf ve parlak renkli formlarla dikkat çekici bir hale getirilerek hem dışarıdan hem de içeriden ilgi çekmesi sağlanıyor.
Strüktürün İçerisindeki Kabuklar
Bina tek bir süper strüktür içerisinde yer alan birçok kabuk strüktürden oluşuyor.
Hücrenin Merkezi Kabuğu
“Hücrenin Merkezi” olarak adlandırılan birim Biyoloji Eğitim Merkezi olarak tasarlandı. Bu birim, tıp eğitimi veren bir okul içerisindeki ilk bilimsel araştırmalar yapan merkez olma özelliğine de sahip.
195 m² taban alanına sahip olan iki katlı bu birim, binadaki en geniş kabuk. İki ayrı seviyeden oluşan bu birimin içerisindeki farklı birimler birbirlerine bir köprüyle bağlanıyor.
Birime giriş çıkışlar ancak oldukça kontrollü gerçekleştirilebiliyor. Bu birim, ne kadar laboratuarlarla yanyana olsa da ziyaretçilerin bu bölgeden birime direk bir geçişleri yok.
Bütün kabuklar bilimden ilham alarak tasarlanmış olmasına rağmen hiçbiri sembolik bir anlam taşımıyor. “Hücrenin Merkezi” bu kabuklar içinde en irregular forma sahip olanı. Titanyum taşıyıcılardan oluşan birim çarpıcı renklerle boyandı. Birim ekonomik gereklilikler düşünülerek tasarlandı.
Mantar Kabuğu – Giriş Alanı
Girişten pavyon birimine geçtiğimizde karşımıza çıkan ana karşılama birimleri “Mantar Kabuğu”nu oluşturuyor. Merkezi bir noktada yer alan bu birim danışma birimiyle giriş arasında bir köprü oluşturuyor. Bu mekanda aynı zamanda genel ofis birimlerini yukarıdaki laboratuarlara bağlayan heliks şeklinde merdivenler de bulunuyor.
Bu kabuk diğer kabuklardan tamamen dışa kapalı olmayan pavyonuyla ayrılıyor. Birimi çevreleyen katı katman çok değişik açılıp kapanma ve gizlilik şeffalık ilişkilerinin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Bulut – Seminer Salonları
İkinci katta yer alan “Bulut” pavyondaki en yüksek mekan ve altındaki laboratuar biriminden tam 12 metre daha yüksekte yer alıyor. Bulut ve Sivri Kabuk ne kadar form olarak birbirlerinden oldukça farklı olsalar da her ikisi de küçük veya orta çaplı oturumlar için kullanılıyor. Bulut birimi komşusu olan Sivri birime renk ve şekil açısından tezat oluşturması için bu şekilde tasarlandı.
Sivri – Seminer Salonu
Bulut birimiyle benzer işlevlere sahip bu birimin dışı yangına dayanıklı bir malzemeyle kaplı ve paslanmaz çeliklerle ana strüktüre bağlanıyor.Queen Mary & Westfield Koleji