İçinde bulunduğu çevreyle uyum içerisinde olan bina çevresiyle ilişki kuruyor. Üçgen alanların özellikleri geometrik elemanların zengin bileşimine 3 boyutlu bir hayat kazandırıyor. Bütün potansiyeline uygun yapı elemanların çalışması ile Mimarlık Vakfı Binası saf bir mimarlık bildirisi olarak yorumlanabilir.

Mimarlık Vakfı Binası’nın işlevleri zemin, birinci kat ve ikisinin arasındaki asma kat olmak üzere 3 katta organize edildi. Cadde üzerindeki katta, avludaki balkona hakim asma kattaki servis, hizmet barına sahip geniş bir sergi alanı bulunuyor. Birinci katta sergi ve konferans salonu, ikinci ve en üst katta da ofisler yer alıyor. Binanın stratejik konumu kültürel yakınlaşmaya uygun. Bina, Southwark’ın merkezine yakın konumdaki Thames Bank üzerindeki etkileşimi canlandırıyor, bina çevresini yansıtıyor.

Üçgen bir şekle sahip olan Mimarlık Vakfı Binası, heykelsi ve soyut bir şekilde harmanlanmış, tavan ve duvarlarda geleneksel mimari elemanların kullanıldığı, sürekli bir eleman olan elmas şeklinde yeniden tanımlandı. Sınırlarını aşan bir yapı olarak beliritilen Mimarlık Vakfı Binası’nın bu etkisi yüzeylerin yansıması kullanılarak gerçekleştirildi.

Soutwark Caddesi’ne hakim olan yapı en üst katındaki ofisleri, ilk katında bulunan sergi salonuna, binanın ortasındaki asma kata, avlunun sanki kamu alanına dek iç mekanın zenginliğini dış mekanla buluşturuyor.

Parlak kabuğunun hafifliği, cesur ve gizemli bir eleman olarak göze çarpıyor ve binayı ikiye bölüyor. Bu basit tasarım ikonografik bir etki yaratarak kişiyi mekan ve boşluk üzerine yeniden düşünmeye itiyor.

Mimarlık Vakfı