Tasarımcılara göre mimari; kendi kendine kazandığı bir farkedilebilirlik, ilkesini, nedenini bulduğu düşünsel bir altyapı üzerine kurgulanmalıdır. İçinde “ne, nerede, neden, niçin” sorularını barındıran ve özgün olabilen…

Şehirlere eklenen mega nesneler kentlere farklı ölçekleri, yeni çekim merkezlerini ve tansiyonlarını beraberlerinde getirirler. Alışveriş merkezleri, günümüzün içe dönük dışa kapalı mikro ölçekli yaşam alanlarını oluşturmaktadır. Bu yapıların tüketim fabrikaları olması nedeniyle çokca giydirilmeleri sonucunda mimariden bahsetmek neredeyse imkansızdır.

Tasarımcılar da tam olarak bu noktanın üzerine giderek sorgulamayı amaçlıyor; varolagelen alışveriş merkezi taleplerini ve yaklaşımlarını ters düz etmeyi amaçlıyor.

Alışveriş merkezleri içe dönük, tematik, mimarinin dışındaki elemanlarla mekansal zenginliğin yaratılmaya çalışıldığı ve mimarın kontrolü dışında çokça malzeme ve ışığın kullanıldığı, mimarın edilgen konuma çok kolay düşebildiği yapı türleridir. Dolayısıyla yapı mimarisinin genel bütünlüğünden ve konseptinden çokça bahsedilemez hale gelirler. Tasarımcılar bu yapıda, formuyla kendini betimleyen, insana algılanabilir bir konsept üzerine geliştirildiğini hissettiren, temanın sadece yapının mimarisi olduğunu gösteren, az malzeme ile ilüzyon yaratılarak mekansal hazzı arttıran bir yapı oluşturmaya çalıştı. Yani yapının içinde, dışında olma hallerinde, insan düşüncelerinde bir değişiklik, sevinç, tatmin gibi duygular uyandırmayı amaçladılar.

Mimarlar çoğunlukla karanlık ve siyah kullanımından kaçınırken, ışıkla doldurulmuş parlak mekanlarda malzemeler sunulurken, bu binada karanlık içinde cesurca objeleri peçeleyen renk olan siyahı kullanıldı. Siyah; asaleti, narinliği, geceyi, gizlenmeyi, kaybolmayı ve bitimsizliği simgeliyor.

Prestige Mall rekreatif bir gölet alanının bitiminde, yeşil alanın kenarına eklemlenmiş bir yapı. Yeşil alanla ve çevresiyle kendi mimarisi ile ilişki kuran bir formal yapılanmayı barındırıyor. Cephenin yatay ve düşey hareketlerini oluşturan çerçeve hareketi yapı boyunca gitmekte, yumuşak geçişleri ile yapının algılanabilir boyutunu küçültmektedir. Bu hareketin akıcılığı yapıya dinamik bir duruş kazandırmakta, insanın ilgisini aynı zamanda yapının dışına taşımaktadır. Bu çerçevenin içinde kalan cam yüzeylerin yansıma etkisi yapıyı hafifletmede önemli bir tasarım kriteri olarak ele alındı. Aynı zamanda bu yüzeylerin parklaklığı parkın yeşili ile buluşarak cepheyi yok ediyor.

İç mekan tasarımında yalınlığın yarattığı mekansal zenginliğin etkisini görmekteyiz. Siyah yüzeyler iç mekana derinlik, yansımalarla gizemli, farklı mekan tecrübeleri yaşatıyor. Az sayıda malzeme kullanımı mekana dinginlik kazandırırken yansımaları ön plana çıkarıyor. Tavan ve yerdeki siyah parlak renkler bitimsizliği amaçlaıyor. Paralel görünüş etkisi ve tek yöne yönleniş gerçekte beyazla elde edilebilecek aydınlık hacmin etkisinden daha güçlü bir etki yaratmaktadır. Mağazaların canlı yanar döner renkleri bu yüzeylerde yansımakta, bu da mekanın kendi yansıması olmaktadır.Prestige Alışveriş Merkezi