İstanbul Barosu İdare Binası, bulunduğu kavşağın yoğun trafiğinden kurtarılmış sakin giriş meydanı; bu meydanın çekirdek etrafında dönerek oluşturduğu merdivenli fuaye ve bu sayede çeşitli seviyelerde ulaşılabilen sergi salonu, seminer odaları ve konferans salonları; orta katlarda boğaz manzarasına açılan restoranı; bu manzarayı paylaşan kütüphanesi ve restoranın tabanında yer aldığı atriuma galeriler vasıtasıyla açılan staj katlarıyla baroya üye avukatların işlerini görecekleri bir başvuru kurumu olmanın yanı sıra, baro içi sosyal iletişimi güçlendirecek, mesleki yaşamı zenginleştirecek ve baronun kentsel, ulusal ve uluslararası prestijini arttıracak yeni bir yapı olacaktır.
İstanbul Barosu İdare Binası, çok cepheli bir arazide yükselmektedir. İçine çok amaçlı salonları, üzerine giriş meydanını alan masif baza bulvar kotundan 3 metre yukarıda teşkil edilmiştir. Bu bazanın, zeminini çevre yolların trafiğinden kurtararak yükselttiği kesme kristal bina, üçgen plan üzerinde yükselir; doğudan batıya uzanıp Barbaros Bulvarı ve E5 karayolunu birleştiren bir yay üzerinde İstanbul boğazı panoramasına açılır. Kuzey yönü ise giriş meydanına komşu geniş yeşillik alana ve irili ufaklı ofis binaları arasından Büyükdere Caddesi ile yaya yaklaşımının olduğu Müselles Sokak’a cephe verir. Üçgen tabanlı prizmanın cephe yüzeylerinin birleştiği düşey çizgiler farklı düzlemlerde birer kez daha kesilerek kristal elde edilir. Kristalin kesimlerle oluşan yeni eğimli cepheleri, güneyde Boğaziçi Köprüsü'ne, batıda yaya girişine (Müselles Sokak’a), doğuda ise araç girişine (Barbaros Bulvarı'na) yönlenmektedir.
İstanbul Barosu idare binası giriş meydanının ve yaya girişinin bulunduğu "±0.00" kotuyla yatay düzlemde 2 ana parçaya ayrılır. Masif baza, 2 otopark katının üzerinde konferans salonlarını, seminer odalarını, fuayeleri ve destek hizmetlerini taşır.
Giriş meydanı, araçlarından inen veya Büyükdere Caddesi'nden yürüyerek gelen ziyaretçileri binaya taşır; meydanın kaplaması, baza üzerinde oyulan boşlukta farklı fuaye seviyeleri oluşturarak bir halı gibi aşağıya, salon girişlerinin olduğu kota ulaşır. Çekirdeğin etrafında dönen dev bir merdivenli fuaye, kesintisiz mekanı spiral bir rota ile ana salonlara taşır. Bu spiral mekan, yapının sosyal altyapısını oluşturur. Aşağıdaki ana salonlara doğru yavaş yavaş alçalırken yolda sırayla danışma bankosu, bekleme holü, sergi salonu, wc, kafe ve seminer odalarına geçişler sağlanmıştır. Giriş ile oditoryumlar arasında alternatif bir kestirme, çekirdekteki merdiven ve asansörler ile mümkün kılınmıştır. Bu düzen sayesinde giriş meydanı ile bütünleşen ve büyük kalabalıklara hitap eden tüm bu işlevler, ofis katları ile olan düşey bağlantıyı aksatmadan zemin seviyesinde halledilmiştir.
Giriş meydanının ve bina zemininin trafo binasıyla olan görsel ilişkisi brüt beton bir duvar vasıtasıyla kesilir. Yaya yaklaşımında binanın uzak ve doğru bir perspektiften algılanmasına olanak tanıyan meydan, şehrin bu yoğun noktasında güneyde beton duvar, kuzeyde ise koruluk tarafından sınırları çizilmiş, tanımsız çevre ilişkilerinden ve yoğun trafikten koparılmış bir dinlenme alanıdır.
Bazada kapanan baro binası ofis katlarında yüksek derece bir şeffaflık sağlar. Bu iki yönlüdür. Ofis, restoran, kütüphane katlarında kullanıcı uygun yöntemlerle ısı ve gürültüden korunurken kesintisiz şehir panoramasına açılır. Öte yandan şehirdeki insan, İstanbul Barosu idare binasını, şehri geri yansıtan yüzsüz bir yüzey olarak değil; kurum kimliğiyle örtüşen, şeffaflığı vurgulayan modern bir yapı olarak algılar.
Baza üstünde yükselen kristal ofis kütlesi 8 katlıdır. Merkezindeki kompakt çekirdek, çeperinde serbest bıraktığı ofis alanlarının her yöne kesintisiz açılmasını sağlar. Bu çekirdek manzara yönünde kuzey ofislerinin de açılımını sağlayacak şekilde aralanan 3 stabil kütleden oluşur. Restoran, kütüphane, staj merkezi, yönetim bölümü ve açık ofis katlarında tesisatlar, yükseltilmiş döşeme ve asma tavan vasıtasıyla serbest bir şekilde servis edilir. Ofis katlarında bu sayede oluşturulan esnek iç bölümlenme, ihtiyaç programında ileride meydana gelebilecek değişikliklere olanak sağlar.
Restoran hem gün içinde ofisler aktifken, hem de akşam ofis katları çalışmazken baronun sosyal yaşamında var olur. Sadece öğlen ve akşam yemekleri için değil, konferans ve seminer salonlarının programlarıyla paralel etkinlikler, özel yemek ve organizasyonlar için de kullanılabilecek yetkin bir ana mutfak ve servis alanına sahiptir. Ara bir kotta, kristal kesiğinin yarattığı atriumun tabanında, manzaraya kentten kopmadan yeterince yüksek ara bir kottan açılır.
Masif baza, izin verilmiş kot olan "-15.00"e betonarme olarak iner. "±0.00" kotundan itibaren yükselen kristal kütle çelik taşıyıcılarla örülmüş ve betonarme çekirdeğe bağlanmış stabil bir kabuk olarak tasarlanmıştır. Bazı dış aks kolonlarının sürekliliği kabukta sürekliliği sağlayan diyagonal elemanlar vasıtasıyla sağlanmakta, yükler bazaya bu sayede aktarılmaktadır. Oluşturulan 3 boyutlu örme çelik kabuk, kristalin kentsel ölçeği gözeten şekillenmesinde önemli katkıları olan kesik ve konsolları mümkün kılar. Dış kabuğa bağlanan ikincil bir taşıyıcı sistem kristalin kesildiği her cephede devam eden sürekli cam yüzeyini taşımaktadır.