Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi kendini gizleyerek hizmet veriyor. 1150 ve 250 kişilik iki konser salonu, beş sanat galerisi, açık hava performans alanları ve restore edilen erken 20. yy binalarını (café, müzik kütüphanesi ve CD - kitap satış mağazası) barındıran kompleksin alışılmadık performansı iki yönlü açıklanıyor:

Birincisi, kentsel ölçekte, yapının ketumluğu çevrenin usandırıcı kakafonik yapısında bir rahatlamaya imkan sağlıyor. Tozkoparan Mimarlık, sanat merkezini göze sokmaktansa İzmir'in adeta sur duvarları gibi olan yüksek apartmanlarından kaçırarak yoğun kentsel doku içinde bir kaçış noktası yaratmayı tercih etmiş. Kendi sözleri ile, içe dönük bir eğlence alanı ve izole bir müzedense, düşledikleri ve inşa ettikleri, sanatçıları ve halkı biraraya getirecek bir kentsel iletişim-etkileşim platformu sağlamayı amaçlıyor. Bu bağlamda ana yapının önündeki platform, sanatçıların günlük yaşamdan ve karşılıklı olarak seyircilerin de sanattan izlenimleri ödünç aldığı bir mecazi bir pencere olarak tanımlanabiliyor.

İkinci olarak akustik anlamda da hiç bir deformasyona yol açmayan konser salonu kendini gizlemeyi başararak sanatçıların performanslarını ön plana çıkarıyor. Özetle Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi sanat ve günlük yaşamı üstüste çakıştırarak İzmir kent yaşamına yeni bir boyut getiriyor.Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi