Alman sanatçı Yutta Saftien'in kendi stüdyosunda örmeye başladığı 'Greeny sarmaşıkları' dünyanın dört bir yanından gelen destekle 19-27 Nisan tarihlerinde Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi'ni süsleyecek. Greeny'lerin 2010'da Boğaz Köprüsü'nü sarması hedefleniyor.
Uluslararası Alman sanatçı Yutta Saftien'in yün ve benzeri materyallerden geliştirdiği sarmaşıklar İstanbul sokaklarını sarmaya hazırlanıyor. Derya San ve Puente Travel işbirliğiyle, 'Greeny On The Tour' adıyla hayata geçirilecek proje kapsamında 'greeny'ler yani sarmaşıklar önce 19-27 Nisan tarihlerinde Nişantaşı, Abdi İpekçi Caddesi'ni süsleyecek. Hedef dünyanın dört bir yanında örülen yünlerle, sarmaşıkların, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğu 2010 yılında Boğaz Köprüsü'nü yeşile boyaması. Saftien'in 2002'de Hamburg'da bir stüdyoda geliştirmeye başladığı greeny'ler, elle örülen yün bitkilerden meydana geliyor. Stüdyodan çıkan bu sarmaşıklar, insanların erişebilecekleri alanlara bırakılan yün ve şişlerle örülen parçalar sayesinde daha da büyüyerek genişliyor. Özellikle koşuşturmacanın en yoğun yaşandığı metropollerde günün stresinden insanları bir dakikalığına da olsa uzaklaştırmayı hedefleyen proje, giderek kaybolan 'yeşili' de insanlara hatırlatmayı amaçlıyor. Projenin koordinatörlüğünü yürüten Derya San yaşamının büyük bir bölümünü Almanya'da geçirmiş. 14 yıldır Türkiye'de. Saftien'in planlarından haberdar olur olmaz kolları sıvamış, projenin Türkiye sathında yaygınlık kazanabilmesi için çalışmalara başlamış. Kendisiyle greeny'lerin 'küresel' seyrini konuştuk.
Nişantaşı'ndan başlıyorsunuz örmeye... Sırada nereler var?
Bağdat Caddesi'ne geçecek. Sonra Ankara, Antalya, İzmir ve Bursa'da dolaştırmayı planlıyoruz. Peşinden de Berlin ve New York. 2010'da Boğaz Köprüsü'nde olacak.
Şu ana dek ne kadarlık bir bölüm örüldü?
Yutta Hanım 2002 yılında Hamburg'da kendi stüdyosunda örmeye başlamış. O günden bu yana 20'den fazla ülkede workshop'lar kuruldu, bazı okullarda da çalışmalar yapılıyor.
Hangi ülkelerde mesela?
En son Mexico City'den geldi bir parça. Almanya'da, Brezilya'da, İskoçya'da İngiltere'de, Japonya'da, Uruguay'da, Arjantin'de, Yeni Zelanda'da çalışmalar sürüyor. Atölyelerde, sokaklarda insanlar Greeny sarmaşıklarını örüyor. Yutta Hanım'ın kurduğu www.bosphorus-greeny.com adresinden projeyi öğrenenler internet üzerinden bir araya gelip projeye destek oluyor.
Dünya, Boğaz Köprüsü için seferber oldu desenize...
Aynen öyle. Şimdi biz 2010'a kadar yapacağımız atölye çalışmalarında ve sokak sergilemelerinde sarmaşıkları büyütmek istiyoruz. Bu anlamda workshop çalışmalarımız için bazı okullarla görüşmelerimiz de oldu.
Hangi okullarla?
İstanbul Erkek Lisesi, Alman Lisesi, Avusturya Lisesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Kültür Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi'yle görüştük. Önce anketler düzenleyip tahmini katılımı ölçeceğiz. Gerekli destek verilirse eğitmenlerin eşliğinde çalışmalar yapılacak.
Kimler destek veriyor projeye?
Derya Baykal bizim medyadaki yüzümüz olacak. Televizyondaki programında da projeyi tanıtacak, izleyicilerini Greeny's için örgü örmeye davet edecek. Ayrıca bir workshop da düzenleyecek. El örgü yün üreticisi Nako, sponsorumuz oldu. Türk Kalp Vakfı da destek veriyor. Zaten proje konsept olarak Türk Kalp Vakfı'nın amaçlarıyla çok uyuyor. Örgü örmek insanı inanılmaz rahatlatan bir şey. Günün stresinden, birkaç dakikanızı örgüye ayırarak kurtulabilirsiniz. Ayrıca herkes istediği desenlerde örebilir.
Nihai hedef olarak Boğaz Köprüsü'nün seçilmesi kimin fikri?
Yutta Hanım'ın. Kendisi daha önce pek çok defa Türkiye'ye gelmiş. Projenin amacı zaten kültürler arasında etkileşimi sağlamak; barış, sevgi, kardeşlik gibi evrensel değerlerin yayılmasına yardımcı olmak. İki kıtayı birbirine bağladığı için de en uygun sembolün orası olduğunu düşünmüş. 2010'da açılışı yaparken köprüyü birkaç saatliğine trafiğe kapatıp dünyanın dört bir yanında Greeny sarmaşıklarına katkıda bulunanları Boğaz Köprüsü'nde bir araya getirmeyi hedefliyoruz.
Sizin örgü örmeyle aranız nasıl peki?
Ben zaten yıllardır tekstil sektörünün içindeyim. Ayrıca çocuklara falan her zaman bir şeyler örerdim. Örgü örerken insan hem çok rahatlıyor, stres atıyor hem de bir şeyler üretmiş oluyor. Zaten bu proje için biz de şişleri elimize aldık çoktan.
'Bu proje Türkiye için çok önemli'
Bu projeyi Derya Hanım bize sunduğunda katılmak için en ufak bir tereddüt duymadık. Çünkü dünyanın dört bir köşesinden, farklı milletlere, dinlere, kimliklere sahip insanların Boğaziçi Köprüsü için seferber olması inanılmaz bir olay! Bir de hayalimizi gerçekleştirebilir, bu insanların en azından bir bölümünü köprümüzde bir araya getirebilirsek dünya çapında bir olaya imza atmış oluruz. Bu projenin İstanbul ve Türkiye için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sponsor desteği aradığımızı da söylemek zorundayım. Heyecan verici olduğu kadar altından kalkması oldukça zor bir faaliyet yürütüyoruz aynı zamanda. 2010 Avrupa Kültür Başkenti ekseni çerçevesinde pek çok faaliyet yapılacak, 'Greeny On The Tour' bunların içinde en çok öne çıkacak projelerden biri. 19 Nisan'da 'sahaya' iniyoruz ve artık sarmaşıklarımız İstanbullulara emanet. 23 Nisan'da bir şenlik düzenlemeyi de planlıyoruz. Ben de bir yandan proje için çalışma yürütürken fırsat bulduğumda elime şişleri alıp aklıma gelen desenleri örüyorum. Biz yaratıcı bir milletiz, Türkiye'den oldukça farklı desenler çıkacağını düşünüyorum. Yeteneğimizi ve hayallerimizi harekete geçirmenin vakti geldi!