Sanat

1 Mayıs Mahallesi’nin tavan arasında kalan filmi 26 yıl sonra, Dünya Mimarlar Kongresi’nde

Tarih: 18 Temmuz 2005 Kaynak: Hürriyet Yazan: Ersin Kalkan

Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden MIT’de ekonomi okurken, sinemaya merak sarmıştı İstanbullu Lorris Mizrahi. 1979’da, okul için gecekondulaşmayla ilgili bir belgesel çekmek üzere 1 Mayıs Mahallesi’ne yerleşti. Çektiği 2.5 saatlik filmi daha sonra bir kenara bıraktı. Tam 26 yıl sonra evinin tavan arasından çıkarıp montajladı. ‘Geçiş’, Dünya Mimarlar Kongresi kapsamında Taksim’deki Metro Tahliye Tüneli’nde gösteriliyor.

Ümraniye’nin 1 Mayıs Mahallesi, 1970’lerde Anadolu’dan İstanbul’a yoğun göç yaşandığı yıllarda kurulmuştu. Temellerini, bölgedeki taş ocağında çalışan işçiler atmıştı.

Damları tenekelerle kaplı gecekondular, Hazine’ye ait arazi üzerinde hızla artarak 5 bini buldu. Kimse önemsemedi bile çünkü burası Ümraniye Çöplüğü’ne yakın, değersiz bir alandı. Önce, aşiret ya da güçlü hemşeri grupları geliyor, araziyi işgal ediyor sonra kent merkezindeki bir daire fiyatına 5-6 dönümünü satıyordu. Ne tapu ne elektrik ne su... Palazlanan arsa simsarları aynı araziyi beş kişiye birden de satabiliyordu. Mağdurların başvuracağı yer yoktu.

Mahalleye yerleşen sol gruplar, bir süre sonra simsarları uzaklaştırdı. Seçimle konseyler kuruldu, ihtiyaçları karşılamak için çalışmaya başladı. Ve 1977’de Taksim’de yaşanan kanlı 1 Mayıs, mahalleye adını verdi.

Sol grupların etkinliğinden rahatsız olan dönemin iktidarı gecekonduları yıkma kararı aldı. 2 Eylül 1977’de dozerler binlerce polisle mahalleyi kuşattı. Çıkan çatışmada 6 kişi öldü. Ancak yıkılan evler sonra yeniden yapıldı.

O olaylardan sonra yıkımlar ufak çaplı olarak yine sürse de, Hazine arazisi işgali yavaş yavaş legalleşmeye başladı. 2 Nisan 1978’de dönemin İmar İskan Bakanı Ahmet Karaaslan mahalleye geldi, mahalle halkını en kısa sürede asgari standartlara uygun birer yuvaya kavuşturma sözü verdi.

12 Eylül yönetimi ise, mahallenin adını Mustafa Kemal Mahallesi olarak değiştirdi. Tapu tahsis belgeleri verildi. Gecekondular 10 yılda apartmanlara dönüşecek, mahalle şehirle bütünleşecekti.

Ödünç kamera ve burs
1956 İstanbul doğumlu Lorris Mizrahi o günlerde Robert Kolej’i bitirmiş, Amerika’da Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) ekonomi okuyordu. Bir yandan da okulun sinema bölümüne kaydını yaptırmıştı. 1979’da İstanbul’daki gecekondulaşmayı konu alan bir belgesel projesi sundu okula. 700 dolarlık burs ve ödünç kamerayla İstanbul’a geldi. Siyasi gerilim yüksekti, 1 Mayıs Mahallesi’ne herkes giremiyordu. Etkin sol gruplardan eski bir lise arkadaşını buldu. Ses teknisyeni arkadaşıyla, gecekonducu Ali’nin evine yerleşti. Mahallede ona Amerikalı adını taktılar. Dedikodular çıktı: ‘Amerikalılar film çekiyor, yakında mahalleyi bombalayacaklar...’

Bir süre sonra mahalleliyle kaynaştı, kapılar açıldı. ‘Birkaç gün sonra artık varlığımızın bile farkında değillerdi. Onlardan biri olmuştuk’ diyor Mizrahi.

1993’te metan gazı patlaması sonucu tam 39 kişinin öldüğü Ümraniye Çöplüğü’nde, bu olaydan önceki hayatı görüntüledi. Gecekonduculardan çekim boyunca sıcak ilgi ve destek gördü. ‘Ama, ne olursa olsun oradaki kadın erkek ilişkileri beni çok sarstı’ diyor Mizrahi. Nedenini de şöyle açıklıyor: ‘O devrin gecekondu halkı köyden gelmişti. Saf ve temiz insanlardı. Ama köy alışkanlıklarını kente taşımışlardı. Sürekli özgürlükten söz ediyor, kadınlara, eşlerine köpek gibi davranıyorlardı.’

BUGÜNKÜ HALİNİ DE ÇEKECEK

Mizrahi’nin mahallede geçirdiği günlerin ardından, toplam 2.5 saatlik bir film çıkmış ortaya. Montaj için altı ay uğraşmış, sonra sıkılmış ve filmi bir kenara bırakmış. Ta ki geçen seneye kadar.

Bir sene kadar önce, yıllar önce bir köşeye bıraktığı süper 8 milimetrelik filmleri tavan arasında bulmuş Mizrahi. Ve yeniden izlemiş. Önce sinevizyona sonra da dijital ortama aktarmış. Yıllar önce 6 ay boyunca uğraşıp yapamadığı montajı da, dijital ortamda dört saatte bitirmiş.

Görüntülerle, filmin akışıyla hiç oynamamış. ‘Olaylara 20 yaşımdaki perspektiften nasıl baktıysam öylece kalsın istedim’ diyor.

Mizrahi, iki yıl önce yeniden gittiği ve apartmanların, alışveriş merkezlerinin dikildiği 1 Mayıs Mahallesi’ni yeniden görünce yaşadığı şaşkınlığı anlatıyor: ‘Devrimcilik aslında umurlarında değildi o insanların. Sadece karabasana dönüşen hayatlarını değiştirmek istiyorlardı. O zaman solcuları sonra siyasi İslam’ı kurtuluş gördüler. Tek istedikleri daha iyi bir hayattı. Gördüğüm kadarıyla onu da sağlamışlar.’

O dönem tanıştıklarının büyük bölümü kaybolup gitmiş. Ölenler, hapse girenler, izini kaybettirenler... ‘Bizi evine alan Ali’yi, yemek yapıp o akşam ayaklarımızı yıkayan karısının akıbetini merak ediyorum. Birisi bu filmi izlese ve ‘Bu benim’ dese diyorum. Ya da bir genç çıkıp ‘Yahu bu benim babam’ diye çığlık atsa...’

Şimdi Mizrahi yeniden gitmeyi düşünüyor mahalleye. Sinemaya yeniden başlamayı planlıyor. Amerika’da sinema eğitimi gören 24 yaşındaki kızı da ‘Beraber çalışalım’ diyormuş zaten.

Mizrahi, önümüzdeki günlerde mahalleye gidecek ve 29 yıl sonra filmde görünen kişileri bulup ‘Geçiş’i tamamlayacak.

GECEKONDUCU ALİ’NİN EŞİ AYAKLARIMIZI YIKADI

1979’da 1 Mayıs Mahallesi’nin ortasından kanalizasyona dönüşmüş, kokular içinde bir dere akardı. Bir gece çekimleri bitirmiş eve dönüyorduk. Arkamızda silahlar patlamaya başladı. Kaçmak için dereden karşıya geçmemiz lazımdı. Köprüden silah sesi geldiği için dereye indik. Can havliyle sıçradık. Arkadaşım dizlerine, ben ise neredeyse belime kadar boka saplanmıştık. Zorla karşıya geçtik. Eve ulaştık. Ali’nin karısı paçalarımızı sıyırıp ayaklarımızı yıkamaya başladı. Yaşadıklarımdan sonra davranışından öyle etkilendim ki hálá unutmam. Amerika’ya döndüğümde sarılık olmuştum.

Sanat
Takvim
<<Haziran 2024>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
          1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.