Rusya’daki Stella Sanat Vakfı ile Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nin ortak sergisi Türkiye’ye geldi. İki ülkeden iki sanatçının yağlıboyaları ile yerleştirmeleri, insan vücudunun ulaşılmaz olduğunu gösteriyor.

Stella Sanat Vakfı’nın “New Generation” ödüllü sanatçısı Eugenia Emets ile Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nden mezun Markus Proschek’in çalışmasıyla ortaya çıkan sergi, The Sofa Otel’de yer alan Art 8 Lounge’da izlenebilir.

Rusya’daki Stella Sanat Vakfı ile Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nin iki yıl önce başlattığı “Elements of Light” (Işığın Elementleri)?adlı projenin sergisi, Yunanistan’dan sonra Türkiye’de...

2004’te kurulan ve kavramsal sanatı destekleyen Stella Sanat Vakfı’nın “New Generation” (Yeni Kuşak)?ödüllü sanatçısı Eugenia Emets ile Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nden mezun Markus Proschek’in çalışmasıyla ortaya çıkan sergi, The Sofa Otel’de yer alan Art 8 Lounge’da izlenebilir.

Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nin küratörü Prof. Boris Manner’in yönettiği sergide, Proschek’in resimleri ile Eugenia Emets’in yerleştirmesini görmek mümkün.

Prof. Manner, iki farklı kültürden gelen sanatçıların ortak bir zeminde buluştuğunu belirtiyor ve serginin konseptini şöyle açıklıyor: “İnsan vücudunu temsil ediyor bu sergi. Her iki sanatçı da insan vücudunu sergilerken, onun ne kadar ulaşılmaz olduğunu da gösteriyor. Yani, vücudun saflığını tam olarak yakalamanın imkansızlığını vurguluyorlar.

Günlük hayatta veya reklamlarda izlediğimiz insan vücudu gerçeği yansıtmıyor. Onlar sadece birer işaret. Kadın vücudu güzellik sektörü tarafından şekillendiriliyor. Konsepti onlar yaratıyorlar, dergilere koyuyorlar ve genç kızlar da bu yapay vücutların peşinden koşuyor.”

İki farklı tarz
Sergi, iki farklı kültüre sahip sanatçının sanata yaklaşımını ortaya koyarken iki ayrı tarzı da gösteriyor. Proschek’le geleneksel pentür resmini, Emets’le çağdaş sanatın dillerinden biri olan ‘yerleştirme’yi izliyoruz.

Geçtiğimiz ay Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan ve ülkesinde 35 yaş altı ressamlara verilen büyük ödülü kazanan Proschek, sergideki resimlerini şöyle anlatıyor:

“Konulu resimler değil bunlar. Daha çok bir şeyi iletmek ya da inşa etmek için yaratıyorum. İnsanlar, gerçekçi resmin var olanı anlattığını düşünür. Ben bu algıyla oynuyorum. Resimlerimin bazıları gerçekten varolan şeyleri anlatmıyor. Örneğin, değişik eserleri ve kamu alanlarını birleştirerek aslında var olmayan şeyleri yansıtıyorum.

Eserlerim fotoğraf gibi görünüyor fakat öyle değil. Bazen bir heykelin ve bir yerin fotoğraflarını alıp kolaj yapıyorum. İki farklı unsuru aynı seviyeye taşıyorum.”

Emets’in deformasyonu
Küratör Boris Manner ise Eugenia Emets’in işini şu sözlerle tanımlıyor: “Eugenia, kariyerine fotoğrafla başladı. Fotoğraftan da dijital görselliğe geçti.

Bu da bir tür fotoğrafın gerçekçiliğini terk etme anlamına geliyor. Eugenia, bu gerçekliği kırmaya, çarpıtmaya başladı. Bunu biçimsel olarak da görebilirsiniz fotoğraflarında. Enstalasyonunu silindir şeklinde bir yapı içinde izliyoruz.

Sanatçı bunu evi olarak görüyor. Silindirin içindeki enstalasyonda da kendi fotoğraflarını deforme ederek sunuyor.”
Sergi temmuz ayı boyunca görülebilecek.

Amaç zorları sergilemek
Sergiyle ilgili olarak otelin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, “The Sofa’da çağdaş sanatla yakın bir ilişki kurduk” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Otelde çağdaş sanat eseri sergileyecek alanlar olmasını özellikle istedik. Girişte küçük bir sergileme noktası kurduk. Otelin en üst katında ise özellikle çeşitli nedenlerle Türkiye’de sergilenmesi zor olan sanatçıların eserlerinin sunulacağı bir mekânı, yani Art 8 Lounge’ı oluşturduk. Burada yılda 2-3 sergi yapacağız. Burayı bir platform olarak kullanacağız, galerilere ve kuruluşlara sunacağız. İstanbul dışından galeriler de burayı kullanabilecek.”