Sanat

'Sanatın kurtuluş yolu sivil alan yaratmak'

Tarih: 4 Eylül 2007 Kaynak: Radikal Yazan: Efnan Atmaca
İstanbul yeni bir sanat mekânına daha kavuştu: BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi. Beral Madra önderliğinde kurulan mekânın amacı Türkiye'nin çağdaş sanat alanındaki tekelleşmeye ve sınırlamalara bir alternatif yaratmak. Mekânın ilk sergisi ise 'Unfinished / Bitmemiş'.

İstanbul sanat ortamında geniş bir tur yapmak için artık yeni bir rotanız var. AKM'den başlayıp İstiklal Caddesi'yle devam eden, Meşrutiyet Caddesi'ni saptıktan sonra Voyvoda Caddesi'nden (Bankalar Caddesi) aşağı inip Meclis-i Mebusan'da tamamlanan bir çember. Bu aks içinde yeni bir mekân daha var şimdi: BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi. Beral Madra'nın önderliğinde kurulan mekânın açılışı dün akşam yapıldı. İlk sergi de küratörlüğünü Madra'nın üstlendiği 'Unfinished / Bitmemiş'.

Suma İşhanı'nın ikinci katındaki mekân küçük küçük odalardan oluşuyor. Ve her sanatçıya bir oda veriliyor. Madra'nın ısrarla altını çizdiği 'bağımsız' olma kavramı mekânın misyonu kadar iç yapısı için de geçerli yani. Sanatçılar kendilerine ait bağımsız mekânlarda diledikleri işleri üretebilme şansına sahipler BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi'nde. Binada şimdilik sadece bu kat işler gibi gözüküyor çünkü hâlâ çalışmalar var. Madra, binanın kültür sanata hizmetinin sadece bu katla sınırlı olmadığının müjdesini veriyor konuşmaya başladığımızda. Bu bina özellikle 2010'a hizmet etmek için dönüştürülüyormuş çünkü.

Biz de açılmadan hemen önce çalışmaların sonuna yakın BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi'ne gidip Madra'yla konuştuk. Buranın bir oluşumun mekânı olduğunun altını ısrarla çizen Madra, BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi'nin etkinliklerini, ilk sergisini ve en önemlisi Türkiye çağdaş sanat ortamına katmak istediklerini anlattı.

BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi bu kez Karaköy'de açılıyor. İçinde bulunduğumuz bina dönüştürülen bir mekân oluyor gibi.

Evet, bu bina eski bir iş merkezi. Sahibi Verkin Arıoba tarafından 1.5 yıl önce bir dönüşüme sokuldu. Arıoba bu bölgenin giderek farklı bir karaktere dönüşeceği öngörüsünden hareketle böyle bir dönüşüme karar verdi. Çünkü Beyoğlu'ndan başlayıp Kabataş'a kadar giden bir aks var. Ve bu aks üzerinde giderek sanat merkezleri açılmaya başladı. Arıoba bu bina dönüşürken benim kendisine yardımcı olmamı istedi. Bu hizmet karşılığında da ikinci kattaki bu alanı BM Çağdaş Sanat Merkezi olarak 2010 sonuna kadar işletebileceğimi söyledi. Ben de benimle aynı görüş açısında olan tüm dostlarımı çevreme toplayarak bu merkezi açtım. İşin içinde olan bir başka kurum da benim de içinde bulunduğum Avrupa Kültür Derneği.

BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi'nde gelecek günlerde nasıl etkinlikler yapmayı planlıyorsunuz?

Öncelikle söylemek istediğim, buranın benim şahsımla alakalı olmadığı. Burası İstanbul sanat ortamındaki bir grup insanın işlerini yürütebilmesi için verilmiş bir olanak. Yani burada sadece benim küratörlüğünü üstleneceğim sergiler olmayacak. İstanbul'da bilindiği gibi bir mekân sorunu var. İnsanların projelerini sergileyebilecekleri yerler ya devlete ya yerel yönetime ya da vakıflara, şirketlere ait. Dolayısıyla kamusal yer, yani açık alan sıkıntısı var. Sanatçılar buna çare bulmak için örgütlenmeye başladı. Biliyorsunuz Radikal gazetesi bundan birkaç ay önce bu oluşumların listesini verdi. Bu bir harekettir ve biz de o hareketin içindeyiz.

Yani bağımsız ve genç sanatçılar ve küratörlerin projelerini yapabilecekleri bir alan yaratıyorsunuz.

Kesinlikle. Baktığınızda bugün Türkiye'de her türlü sergiyi yapabilirsiniz. Onun dışına çıktığınız zaman bir gereklilik olması gerekiyor. Yani ya siyasal ya bir iletişim gerekliliğidir ya da bir network'un sonucudur. Bu mekân bu tip işlere açık. Ancak kaliteli olması koşuluyla.

Kaliteli olması için aradıklarınız neler?

Bugün Türkiye'nin gereksinim duyduğu kültürel açılımlara hizmet eden projeler olması. Biz kendi sanatçımızı tanıtmakta güçlük çekiyoruz. Ancak sanatçılar büyük çaba sarf ederlerse, paralar bulup yurtdışına gidebilirlerse kendilerini gösterebiliyorlar. Öte yandan birtakım sınırlamalar ya da tekelleşmeler var. Biraz önce de söylediğim gibi büyük şirketlerin açtığı galeri, kültür ve sanat merkezleri ve büyük aile müzeleri destekliyor bugün sanatı. Ancak onlarla yapılan projelerde onların kültür politikalarını, çıkarlarını desteklemek zorunda oluyorsunuz. Yani muhalif bir şey yapmak zor. Oysa sanat tüm oluşumuyla muhalif.

Bu nasıl tersine çevrilir?

Sivil alan ve kamusal parayla oluyor. Sivil alana kamusal paranın girmesi ve o paranın özgür kullanıma açık olması gerekiyor. Örneğin Almanya'da yılda 500 fon açılıyor. Vakıf, ulusal ya da çokuluslu şirketler, devlet, yerel yönetimler havuzlar kuruyor. Genç insanlar buralardan para alıp proje yapıyorlar. Türkiye'de de artık böyle olmalı. Kültür Bakanlığı'nın ulufe dağıtır gibi para dağıtması devrine son verilmesi ve yerel havuzlar kurulması gerekir.

BM Suma Çağdaş Sanat Merkezi de bu sivil alanlardan biri olacak öyleyse. Burada sergilerin dışında neler olacak?

1989'dan beri BM Çağdaş Sanat Merkezi diyorum zaten. Yani burada sergi, çalıştay, kısa süreli konferanslar ve söyleşiler yapılacak.

Binanın da dönüşeceğinden bahsetmiştiniz. Nasıl bir dönüşüm bu?

Üst katları İstanbul veya kültürel ilişki kurmak isteyenlerin bir merkezi haline getirilecek. Tüm dünyadan İstanbul'da kendilerini kültürel açıdan tanıtmak, göstermek isteyen insanlar için rezidans, konferans mekânı gibi kullanım alanları olacak. Amacımız 2010'da kimsenin İstanbul'a gelip "Yer bulamıyorum, projemi yapamıyorum" dememesi. Herkes programını yapsın. Burada onların hizmetine hazır bir bina var.

Açılış serginiz 'Unfinished/Bitmemiş' nasıl bir sergi olacak?

Serginin iki boyutu var. Ben yıllardır sanat yapıtı bitmiş ve sonuçlanmış bir şey değildir diye düşünüyorum. Benim çalıştığım sanatçıların hepsi de yıllardan beri çalıştıkları konular, düşünceler ve söylemler üzerine devamlı yapıt üretiyorlar. Yani o söylem, o düşünce, o kavram bitmiyor. İlk boyutu bu. İkincine gelince; 2001'de Nişantaşı'ndaki galeri mekânını kapattım ama 2001-2007 arası çeşitli yerlerde sergiler yaptım. Yani işime devam ettim. Bu sergide de tek bir slogan ifade eden, reklam imgelerine koşut bir nefeste okuduğumuz yapıtlar dışındakiler işaret ediliyor. İzleyiciye baktığında tek cümle kurdurmayacak, sürekli düşünme zorunluluğu yaratacak yapıtlar yer alacak. Yani izleyiciyi kışkırtacak. Bu sergi kapsamında Mechele Thursz ile Thomas Andersen'in projelerine de yer verdik. Yani size anlattığım amaca daha ilk sergide hizmet ettik.

Sergiye katılan sanatçılara bir koşulunuz oldu mu?

Hayır, sadece bunu konuştuk. Yapıtın sürekliliği ve sürdürebilirliği konusunu tartıştık. Sanatsever sözcüğünü sevmiyoruz biz. Çünkü sanatı sevmek gerekmiyor.

Sanatsever yerine ne diyeceğiz peki?

Sanatdüşünür çünkü sanat düşünceyi parlatan bir şey.

10. Uluslararası İstanbul Bienali'ne eşzamanlı açıyorsunuz mekânı. Paralel etkinliklerden biri mi sizinki de?

Bienale paralel miyiz, değil miyiz bilmiyorum. Yeni açıldığımız için bienalin getireceği insan kitlesini çekmek istiyoruz elbette. Bienal yönetimi bizi paralel olarak gösterirse teşekkür ederiz sağ olsun ama göstermezlerse de çok önemi yok. Öte yandan bienal zamanı bu kadar etkinlik olmasına çok seviniyorum ben. Çünkü sanat ve kültür ortamı bu yıl bienale sahip çıktı. Bugüne kadarki çekingen tutumlarından sıyrılıp herkes sorumluluk aldı. Böylece bienalin yarattığı dokunulmazlık hâlesi de biraz kırılmış oldu.
Sanat
Takvim
<<Nisan 2024>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30          
Sanat Haberleri Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.