Merhabalar,
Ben Samsun Anadolu Lisesi mezunuyum. Okuduğum dönemde 1995 senesinde yurt yapılarında
fonksiyon değişikliği yapılarak derslikler yapıldı. Böyle uygulamaları
duyduğunuzda neler düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
Coşkun Erkal:
Genç bir mimar olarak iki arkadaşımla birlikte ödül kazandığımız Samsun
Koleji 'nin yapımı
14 yıl gibi uzun bir süreçte tamamlandı. Dönem dönem mesleki kontrolluğunu
yapabildiğim bu yapıda, ilk mesleki uygulama heyecanlarımı yaşadım. Böylesine
sevgi dolu olarak anımsadığım bu yapımdan, Ankara'da yaşadığım için
sonraları kopuk kaldım.
Yeni Telif Hakları yasası, mimarın müelliflik haklarını korumaktadır.
Ancak, kullanıcıların ve yöneticilerin bu hakları gözardı ederek mimarı
zorda bıraktıkları da bir gerçektir.
Bu soru aracılığıyla uyarınıza teşekkür ederim.
merhabalar, daha nice 35
yillar diliyorum...
benim esim de mimar, gerci biz beraber calismiyoruz, merak ettigim kari-koca
olarak beraber calistiginizda karsilastiginiz en önemli sorunlar neler oldu?
calisma saatlerinde es oldugunuzu hatirliyormusunuz- hatirlamamakmi gerekir?
(projede fikir ayriliklari oldugu zamanlari kastediyorum!)
evde, isyerinde olanlardan tamamen siyrilabiliyormusunuz?
+bugünün genc mimarlarinda sizin 1968 deki heyecaninizi görebiliyormusunuz?
tesekkür ederim, hoscakalin
35 yıldır, iki ortak mimar
olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz, birbinin dilinden anlayan
herhangi iki ortak mimar gibi...
Karı-koca olmanın dezavantajını yaşamadık. Buna karşın ek getirileri
olduğunu düşünüyoruz, çok sevdiğimiz işimize, daha rahat zaman
verebilmek gibi... Her ortaklıkta olduğu gibi düşünce farklılıklarını
elbette biz de yaşadık, ama tartışarak sonuca varmayı becerebiliyoruz.
Mimarın heyecanını coşkuyla sürdürebilmesi başarının anahtarıdır. Dün
olduğu gibi bu gün de
pek çok genç mimarın çalışmaları sonucu başarıya ulaştıklarını
zevkle izliyoruz.1968 ortamında devlet yatırımları gayet yetkin bir
durumdaydı. Yarışmalar yoluyla ya da yatırım için bizi seçenlere hizmet
vererek projeler ürettik. Bugüne baktığımızda Türkiye'deki ekonomik ortamın
o günlerle karşılaştırılamayacak kadar kısırlaştığını görüyoruz.
Mimarlık ürünü vermenin zorlaştığı bu ortamda her fırsatı çabalarla
değerlendirmek gerekiyor.
Merhaba,
Türk mimarların uluslararası işler yapamaması sorunu son zamanlarda mimarlığın
ele alındığı her ortamda sıklıkla tartışılıyor ve bu konuda mimarlarımız
hep karamsar bir tablo çiziyor.
Özellikle genç mimarları endişelendiren bu tabloya, sizin yaptığınız
proje ve uygulamaların listesinden bakınca yüzümüz gülüyor.
Bize biraz bu işleri nasıl aldığınızı, (projelerin hepsinin farklı bir
ülkede olduğunu gözönüne alarak) ülkelerin bu alandaki zorunlu standartlarını,
kanun ve yönetmeliklerini takip etmekte zorlanıp zorlanmadığınızı
anlatabilir misiniz?
Filiz & Coşkun Erkal
Sorunuzdan, yanlış izlenim verdiğimizi anlıyoruz. Bunun için özür
dileriz.
Çalışmalarımız arasında görülen yurtdışı projeler, ya isteyen her
mimarın katılımına açık uluslararası mimari proje yarışmalarına gönderilen
öneriler, ya da gerçekleşmeyen önerilerdir. Bilgi notunda fikir projesi düzeyinde
anılmaktadır. (bk. www.geocities.com/erkalmim)
Genç Türk mimarlarının uluslararası başarılar kazanmasını yürekten
diliyoruz.
Uzun soluklu mimarlık
eylemleriniz içersinde modern eğilimleriniz ilk olarak dikkati çekmekte.
Ancak sizler gibi her zaman fikirlerinin ardında duran mimarlara ülkemizde ne
yazıkki kolay rastlanılmıyor. Ben de eşimle birlikte sizler gibi mimarlıkla
uğraşıyorum ki ortam mimarlığın moda akımlarla yaprak gibi savrulduğu
bir kısırdöngüde sürüp gidiyor; yerel olmak istenirken kitch'e, evrensel
olmak istenirken de sıradanlık yada kopyacılığa giden tuzaklara düşülüyor.Sizler
yurt içi yada yurt dışı tasarımlarınızda yerel-evrensel ögelerinin
vurgulanması kaygısını yaşarken nelere dikkat ediyorsunuz? (tasarım konusu
da önemli tabi) ayrıca bilgi ağının heryere ulaştığı yüzyılımızda
yerellik kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz? (Ankara AKM ve Oslo Opera binasının
tasarımlarında bu konuları gözönünde bulundurdunuz mu?)
Başarılı ve sağlıklı günler dileğiyle..................
Filiz & Coşkun Erkal:
Yerellik ve evrenselliği karşıt kavramlar olarak değil, birbirinin içinde görüyoruz.
Yerellik sadece yerel mimarlık biçimlerinin değil Oslo projesinde olduğu
gibi belirgin doğal ve iklim koşullarının ya da Ankara Atatürk Kültür
Merkezi'nde olduğu gibi Atatürk'ün devrimleri ve ilerici kişiliğinin de
yorumu olabiliyor.
Bugünün mimarlığı, önce bugünü yansıtmalı. Yani, teknolojisi,
malzemesi, iletişim ağı ve imgesi ile bugünün beklentilerine cevap
verebilmelidir. Bugüne ait olma düşüncesi, evrenselliği de beraberinde
getirmektedir.
Merhaba,
Mimarlık ofisinize "genç Emre Erkal ve Ozan Erkal'ın da katılımıyla"
neler değişti sizce?
Sizden daha genç bir kuşağın mimarlık anlayışı ile sizin mimarlık anlayışı
arasında ne gibi farklılıklar gözlemliyorsunuz?
Aynı soruyu tersine çevirerek Emre Erkal'a ve Ozan Erkal'a da sormak isterim,
şayet cevaplama fırsatları varsa.
Teşekkürler.
Filiz & Coşkun Erkal:
Gençlik dinamizm, enerji, yenilik taşır. Emre ile Ozan'ın yılların
deneyimine katkıları bunlar oldu.
Emre + Ozan Erkal:
Aslında biz beş yaşımızda büroda çalışmalarımıza başlamıştık:
uzay gemisi ve robot tasarımı konularında!
Bu konulardan vazgeçip mimar olduktan sonra, ve beraberliğimiz uzadıkça,
ortaya çıkan sonuçları biz de enteresan bulmaya başladık. Proje ne kadar
çok tartışılır ise ortaya çıkan ürün de o kadar değişik ve enteresan
oluyor bizce. Burada anlatmak zor ama iki neslin getirmek istediği öncelikler
yapıyı farklı yönlere doğru çekiyor. (bakınız: Atılım Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi)
Mimarların uzmanlaşması
konusunda ne düşünüyor sunuz?
Çalışmalarınızı inceleyince projelerinizin camiden - konuta, sağlık yapılarından-kültür
merkelerine kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsadığını görüyoruz. Bu
kadar farklı fonksiyon içeren yapıları projelendirirken nasıl bir çalışma
yapıyor sunuz?
Mimarların sadece bir yapı tipinde uzmanlaşmasına nasıl değerlendirirsiniz?
Bazı konularda gerçekten
teknik uzmanlığa gereksinim var: hastaneler, laboratuvarlar vs. Uzmanlık alanı
olduğu söylenen kütüphane, konser salonu, müze gibi konularda ise en
heyecan verici yapılar yine tasarımcı olarak çok farklı alanlarda çalışmış
mimarlardan çıkmakta. Isenour'un dediği gibi opera yalnızca akustikçilerin
işi olsaydı Sydney Operası ortaya çıkamazdı.
Uzmanlık daha çok danışmanlık hizmeti olarak şekillenmelidir. Mimarın
tasarım alanının genişliği, her projeye yansıyacak bir zenginliktir. Ancak
bu zenginlik gerekli uzmanlık bilgilerini de projeye alarak gelişebilir.
Forum'da açılmış bir konu
var:
"MİMARLIK dergisinin başlattığı bir araştırmada
Türkiye’de çağdaş mimarlığın (1923-2003) önde gelen 20 eseri
belirleniyor."
herkesten buraya kendi listesi yazması bekleniyor, şimdiye kadar bir liste
gelmiş, açıkçası bende 2 gündür listemi oluşturmaya çalışıyorum.
Benim merak ettiğim sizin gibi tecrübeli bir ekibin (mimarlık ailesinin
)seçeceği ilk 20 bina listesine hangi binalar girer?
Teşekkürler...
Bu anket bize de ulaştı.
Listeyi ciddi olarak yarın yapmayı düşünüyorduk!
Ama şu anda aklımıza gelenler:
Marc Saugey - B. Ankara Oteli
Sevinç Hadi & Şandor Hadi - Milli Reasürans Binası
T. Cansever, Ertur Yener - T. Tarih Kurumu
Bruno Taut - Dil Tarih Coğrafya Fak.
Filiz & Coşkun Erkal - Ankara Atatürk Kültür Merkezi
Nevzat Sayın - Irmak Lisesi
hızlı yanıtınız için teşekkürler
Bu anketin sonucunu gerçekten merak ediyorum, listenizi tamamladığınızda
buraya da, ya da forumun ilgili bölümüne yazarsanız sizin seçiminizi izlemiş
olacağız.
Bir küçük sorum daha var, bu liste 1 tane mi? yoksa 4 farklı liste mi çıkacak.
20 yapı konusunda da henüz çok düşünmedik. Kaç liste olur, bunu da bilemiyoruz!
Merhaba,
Birecik Baraji tanitim evi projenizden bahsedebilir misiniz biraz. Saniyorum
burada musteri devlet idi ama cok farkli, alisilmadik bir kutle var karsimizda.
Bunu devlete kabul ettirmek zor olmadi mi? Sureci anlatabilir misiniz biraz?
Bu yapının müşterisi
Birecik A.Ş. idi. Barajın inşaatını gerçekleştiren birçok yabancı ve
yerli şirketin oluşturduğu ve Türk bir genel müdür tarrafından yönetilen
bir konsorsiyum. Yani müşterimiz devlet değil idi.
Buradaki en önemli veri yapının arazi içindeki konumu idi. Çok uzaklardan görülebilecek
bir yapı ve aynı zamanda da çok geniş bir coğrafyayı içerisinden görebilmek
mümkün. Tasarımımız kendiliğinden bu verilere cevap olarak gelişti ve müşterimiz
de en başından bu fikirlere çok olumlu yaklaştı.
Merhabalar,
Türkiye'deki mimarlık eğitimi ile ilgili görüşleriniz nedir? Bu konudaki gözlemleriniz
nelerdir?
Teşekkürler.
Filiz & Coşkun Erkal:
Mimarlık eğitimiyle aktif ilişkimiz yok. Ancak tanıdığımız genç
mimarlardan genellikle olumlu izlenimler ediniyoruz. Türkiye'de yetişen
mimarların yurtdışında da başarılı olduklarını ve tercih edildiklerini
yıllardır görüyoruz. Ancak Anadolu'nun ve yakın coğrafyamızın mimari
mirasının eğitimde daha kapsamlı ve nitelikli ele alınması iyi olur.
Merhaba,
İki sorum olacak,
1. Sizce mimari kimliğinizi en belirgin/arzu ettiğiniz şekilde belirten
eseriniz/leriniz hangisidir?
2. Ankara Büyükşehir Belediye Sarayı ile ilgili şu anki durum nedir?
Saygılarımla,
Ratio
Filiz & Coşkun Erkal:
1.
Kenzo Tange, en beğendiği yapısının "bir sonraki" olduğunu söylemişti.
Biz de şu anda inşaatı devam etmekte olan Atılım Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi yapısını söyleyebiliriz. Ancak inşaatı tamamlanmış bir yapı
söylemek gerekirse, Ankara Or-An'daki Türk Japon Vakfı binasını anmak mümkün.
2.
Ankara Büyükşehir Belediye Sarayı ve Rant Tesisleri Yarışması, normal
yollarla açılmış, jüri gerekli tüm kontrol mekanizmaları ve şartname ve
yönetmelik gereklerini içinde çalışarak projemizi birinci seçmiştir. Buna
rağmen o günden bugüne, ne birincilik ödülümüzün ödenmesi, ne de işin
başlatılması yönünde Belediye'den tarafımıza bir temas olmamıştır.
Belediye, öncelikle kendi iş verme yöntemi olarak belirlediği yarışma müessesesini,
sonra da bu konuda görev verdiği jüriyi hiçe saymıştır. Üstüne, bazı
meslektaşlarımız da mesleki yayınlar ve toplantılarla sanki yarışma sürecinde
usülsüzlükler yapılmış havası yaratarak negatif bir kamuoyu oluşturmuşlardır.
Ne yazık ki son yıllarda buna benzer başka örnekler de görüyoruz. Bazı
havaalanı ve hastane yarışmaları, İstanbul B.Ş. Belediyesi ve pekçok diğer
yarışmada kazanan projelerin uygulamasına geçilmedi.
Sevgili mimar dostlarımız,
ve arkitera izleyenleri,
Soru soran ve bu forumu izleyen herkese ve bize bu buluşma ortamını sağlayan
Arkitera yöneticilerine teşekkür ederiz.
Saygı ve Sevgilerimizle,
Filiz ve Coşkun Erkal.
9.4.2003, Ankara