Han Tümertekin
Merhaba
Önce bir kaç not: Cevapları
daha önce tamamladığımız için önümüzdeki iki saati cevaplar üzerine
sorularla ve cevaplarla ve yine sorular ve cevaplarla geçirmeyi düşünüyoruz.
Sorularla ve sorunlarla ilgiliyiz. Çünkü tasarımlarımızın verileri onlar.
"Biz" diyorum çünkü ben yanlız değilim, Alp Tümertekin, Hayriye
Sözen, Ahmet Önder, Eylem Erdinç, Tomris Akın da işin içinde ona göre.
Hepinize teşekkürler.
okyanus
Çatalhöyük müzesi
Han Bey,
Çatalhöyük Müze ve Ziyaretçi müzesi kanımca Türkiye'deki en başarılı
yapılardan biri olmaya aday bir proje. Ancak bunun gerçekleştirilmesi epey
aksadı sanırım. Bu bina ne zaman inşaa edilecek? (Ya da edilecek mi?)
Teşekkürler
Han Tümertekin
Ne zaman inşa edileceğini
bilmiyoruz. Ama sponsor arayışı sürüyor ve umutluyuz.
cube
Ekip
Han Bey,
Sizin bu sene Yıldız'da yapılan Yıldız Buluşması söyleşinizi dinlemiştim.
O söyleşinizin sonunda ekibinizin sizi nasıl beslediğini ve projelerinizin
hep onlarla tartışılarak geliştiğini anlattınız ki, "mimar şahsiyetler"in
ön planda olduğu mimarlık mesleğinde bence çok olumlu bir yaklaşım. İhsan
Bilgin ile olan söyleşide de ekibinizden bir kaç yerde bahsetmişiniz.
Ancak Türkiye'de özellikle genç mimarlar, mecburen çok sık iş değiştirmek
zorunda kalıyorlar. Siz bütün projelerinde aynı ekiple mi çalıştınız?
Ekibe yeni birini almak istediğinizde kriterleriniz nedir? Ekipte bir değişiklik
olduğu takdirde yeni gelen mimarın sizin çalışma tarzınıza, tasarım
anlayışınıza adapte olması uzun sürmüyor mu (çünkü genç mimarlar
genelde patron mimarların çizimlerini yapmak için işe alınırlar ve tasarım
sürecine katılamazlar)
Han Tümertekin
Birlikte vakit geçirebileceğim
kişilerle çalışmayı önemsiyorum. Evet önemli projelerin çoğunda aynı
ekipleydim. Yeni katılan neredeyse hiç olmadı. Zaten bir süre sonra büro
ile insani ilişkisini sürdürenler bizimle vakit geçirenler bizimle çalışmaya
başladılar. Bu böyle sürüyor.
edizhon
"Artık daha iyi anlıyorum
ki sanatçıyla tasarımcı ayrımı şurada; sanatçı kötümser olabilir, ama
tasarımcı sadece iyimser olmak zorundadır. Tasarımcının kötümser olmaya
hakkı yoktur; çünkü tasarımcılık işi, zaten bir şeyleri çözmektir,
problem çözmektir. Benim araçlarımdan biri iyimserlik diğeri de gündelik
yaşam."
diyorsunuz.
Ancak Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu ortamda aynı iyimserliği taşıyabiliyor
musunuz? Kaldı ki, sizin ideallerinizi paylaşan pek çok genç ve orta yaşlı
mimar, o idealleri sürdürebilecek ve kaliteli işleri çıkartabilecek
kaliteli müşterilerle karşılaşacak kadar şanslı olamıyorlar. Size katılıyorum,
tasarımcı problem çözen biri olarak, kötümser olmamalı. Ancak şu anki
ortamda iyimserliği koruyabilmek de herkese nasip olmuyor.
Sizce "iyi" mimarlığı yapabilmek için "iyi" müşteri şart
mıdır?
Han Tümertekin
"İyimser" her
ortamda iyimserdir. İyi müşteri iyi proje için şarttır. İyi müşteri ile
karşılaşılmaz. İyi mimarlık için çalışılır, iyi müşteri ile buluşulur.
palmer
Başarı
Tasarımlarınıza (size göre
olumsuz yönde) müdehale eden müşterileriniz oldu mu?
Müşteriler sizin kimliğinizi tanıyarak mı geliyorlar, yoksa siz müşterilerinizle
görüşüp, onlarla çalışıp çalışmamaya mı karar veriyorsunuz?
Edizhon'un size sorduğu soruya paralel olacak ama, ben iyi mimarlık için
kesinlikle iyi müşteri gerektiğine inanıyorum ve sizin de bunu nasıl sağladığınızı
merak ediyorum?
Başarılarınızın devamı dileğiyle ....
Han Tümertekin
İyi müşteri iyi tasarıma
müdahele eder, katılır. Bunları proje için verilere dönüştürmek tasarımcının
işidir. Bir işveren önerisinin neden yanlış olduğunu ona anlatabilecek sabır
ve zamana sahip olmalıdır tasarımcı ya da iyi bir işveren önerisini tasarımına
katabilmelidir. Önemli olan iyi tasarım elde etmektir, taraflardan birinin
zaferi değil.
rennie
büyüklük
Rem Koolhaas, SMLXL'da Large
bölümünün başında "Bigness" üzerine bir yazısında
1- bir bina belirli büyüklükteki bir hacimden sonra "büyük bina"
sınıfına girer bu büyüklükteki bir binada birtakım mimari jestler ve
oyunlar anlamsız olur.
2-asansör ve benzeri mekanik çözümler kompozisyon, ölçek, oran, detay gibi
klasik mimarlık repartuarını çöpe atmıştır. Büyüklük(Bigness) sözkonusu
olduğunda "Mimarlık Sanatı" geçersizdir.
3-Büyüklükte (Bigness) çekirdek ile zarfın arasındaki mesafe, zarfın çekirdeği
yansıtma görevini ortadan kaldırır;dışarıdan gördüğünüz içeridekini
yansıtmaz. Şehir kararlılıkların ve kesinliklerin topluluğu yerine
belirsizliklerden ve sırlardan oluşan bir yığın haline dönüşür.
4-Büyük binalar iyi veya kötü çerçevesinde değerlendirilemezler, yarattıkları
etkiler kalitelerinden bağımsızdır.
5-Büyük binalar mimarlığın ölçek, kompozisyon, gelenek, şeffaflık, etik
gibi kurallarını parçalar. "Büyüklük" şehir dokusuna ait bir şey
değildir. "It exists; at most, it coexists. Its subtext is fuck
context"
diyor.
1. sorum: bu önermelere katılıyor musunuz? (İhsan Bilgin'le yaptığınız söyleşide
Çatalhöyük projenizde projenin büyüklüğü ile iddiası olduğunu ve bina
olmadığını belirtmişsiniz)
2. sorum: genelde projeleriniz Koolhaas'ın "büyük bina" tanımlamasına
girmeyecek ölçekte. (Çatalhöyük hariç) Detaylar, malzeme seçimleri çok
yalın ama bir o kadar da titizlikle ve çok emek harcanarak çalışılmış.
"Büyük" bir bina projesi şehir dokusu içinde yapılmak üzere size
gelse, (örneğin Gökkafes, Swissotel, Perpa gibi) o binayı şehir dokusu içine
Koolhaas'ın belirttiği kriterlerle yerleştirmeyi etik olarak doğru bulur
musunuz?
3. sorum: Yukarıdaki soruya cevabınız evet ise Gökkafes (ya da Swissotel)
projeleri size gelse geri mi çevirirdiniz? Neden?
Teşekkürler.
Han Tümertekin
Jestsiz ve oyunsuz tasarımla
ilgili olduğum için bu kavramlar ölçek nedeniyle dert edeceğim şeyler değil.
Çatalhöyük'te büyük olan ovaydı, yapıda ona oranla oluştu.
Sorunla karşılaşmadan onun çözümü hakkında fikir sahibi olamadığım için
Koolhaas gibi davranıp davranamayacağımı bilemem. Ama hiç bir zaman o ölçekte
mekanların tek bir mimarın elinden çıkmasını sağlıklı bulmadım.
Zeynep
Mimarlık dünyasını elinden
geldiğince takip etmeye çalışan bir mimarım. Arkitera'da sizin için hazırlanmış
sayfaları incelerken aslında çok beğendiğim bazı tasarım uygulamalarının
size ait olduğunu gördüm ve çok şaşırdım. Siz herzaman saygı duyduğum
çalışmalarını beğenerek izlediğim bir mimarsınız buna rağmen bir çok
çalışmada sizin imzanız olduğunu bilmiyormuşum.
Projelerinizi derlediğiniz bir kitap yayınlamayı ya da web sayfası açmayı
düşünüyormusunuz? Yaptığınız projeleri ve her projenin arkasındaki
felsefeyi incelemek yetişmekte olan genç mimarlar için eğitici olmaz mı?
Türk mimarlığı'nda çok önemli bir yeriniz olduğunu düşünüyorum, Saygılarımla...
Han Tümertekin
Web sayfası için çalışmayı
sürdürüyoruz. Kitap içinse daha erken olduğunu düşünüyorum.
Ahmet_Arda-
yeni
bu sene ktu gemi inşaatı mühendisliğini
kazandım tavsiyelerinizi bekliyorum
Han Tümertekin
İşinizi sevin. Onunla ilgili
olmanın zevkini çıkarın.
Gözde
Onaran
Başlıksız
Sn. Tümertekin,
Her yeni proje'de, sizin deyiminizle hala "başınızı duvarlara
vuruyormusunuz?" Her proje bir acı sürecinden veya bir "tabula
rasa"'dan geçmelimi... veya geçebilirmi?
Gözde Onaran
Han Tümertekin
Sürecin başındaki acı sonrasını
iyi yaşamaya yarıyor.
blur
Eğer Gök Kafes size iş olarak
gelse idi (yüksekliği bu olmak şartı ile) işi alır mıydınız?
Han Tümertekin
O tür bir işi bana önermezlerdi
zaten
EKREM
OPTIMUM
Optimum Evleri felsefesiyle
sizin anlayışınıza uyuyor, "ne az, ne çok"
Merak ettiğim;
Bu proje size geldiğinde adı Optimum muydu? Ya da felsefesi optimum olmak mıydı?
Yoksa sizden istenen bir yerleşim tasarımına bu kimliği siz mi uygun gördünüz?
Han Tümertekin
< |