ÇALIŞMA TARZINIZ...
Mesai saatleri içinde çok
agresif bir yapınızın olduğu biliniyor. Bunun sebebi çalışma arkadaşlarınızın
sizin kadar deneyime sahip olmamasını kabullenememek mi, yoksa bir ego tatmin
yolu mu?
Size mesleki konuda bir soru sormayacağım... Çünkü mesleğinizde başarılı
olduğunuz tartışılmaz...
Başarılarınızın devamını diliyor, daha sakin olmanızı tavsiye
ediyorum...
....... ihtiyarlıyorum, beni
10 sene önce görmen lazımdı.
Doğru "mesai saatlerinde" agresif olmam doğru. Çünkü kendime, müşterime
olan saygım bir ego tatmin değil bir acı çekme. Bu acının tezahülü ne
yazık ki bazen söylediğin gibi ama bu ben değil biz olma çabası, diğerlerine
karşı.
size zor ve uzun bir soru
sormak yerine...Jung'un "serbest çağırışım" metodu ile daha kısa
ve kapsamlı bir soru sormak istiyorum..
aşağıdaki kavramlar size neyi çağırıştırıyor..?
1. uçmak
2. derin
3. yalan
4. kadın
5. maske
6. batman
7. dekor
8. örtmek
9. joker
10. nefret
... hemen ve çabuk cevap vermelisiniz ama "oyun" un kuralı bu ?
Uçmak: Ayakları yere
basmak.
Derin: Derin
Yalan: Zayıflık
Kadın: Kalbim ve midem ve içinde bir çakıl taşı
Maske: Bizi koruyan sur
Batman: Kalbin derinliklerinde küçük bi nokta
Dekor: Yalan
Örtmek: Korku
Joker: !
Nefret: Ben de ondan yok. Çünkü herşeyi yüzüne söylüyorum
(en kısa sürede cevap verildi)
Reşit Bey,
Postahane imajı hakkındaki görüşünüz nedir?
imaj ve kamu imajı oluşumunda sizce neler etkilidir?
Kamu binalarının bir ülkenin kültürü,insan ilişkileri, değerleri, tarihi, vs gibi tüm konularda en önemli gösterge olduğuna inanırım. Bu yüzden Ortaköy'deki bireysel çabam hak ettiğim davranışı kendi kendime sağlamak gibi düşünülebilir. Unutulmaması gereken bugün binlerce Ortaköylü hak ettikleri servisi alırken orda çalışanlarda hak ettikleri mekanı kullanıyorlar. Önemli olan sınırlar ve onların farkında olmak.
kitap
yazdığınız kitabı merak ettim?
Sevgili Zeynep,
Bilir misin son damla bardağı taşırır. Dolan kalbimin taşması ve onların
yere dökülmemesi için toplayıp sayfaların arasına koymaya karar verdim. Bu
birincisi.
İkincisi ise çözemediğim beynim,kalbim ve o ilişkisinin 3 kimlikte bir
araya getirilmesi: Kötü kalpli sarışın karınca, Yetişkin Ağustos Böceği
ve tepedeki adam.
iki kitap yazdığınızdan bahsettiniz az önce. Sakıncası yoksa bu kitaplar hakkında ipucu vermek ister misiniz?
Öğrenciyken sizi mimarlıktan soğutan ya da aksine azmettiren (yarışmalar vs.) ve bugünkü başarınızda çok önemi olan bir konu olmuş muydu?
Mimarlık fakültesine
girmeden ne bir mimar tanıdığım olmuş ne de bir mimari bürodan içeriye adım
atmıştım. Tek kriterim hürriyetlerimi sınırsız kullanabileceğim bir
meslek edinmekti. Mimarlığı böyle seçtim. Ama bana bu özgüveni veren o
zamanın asistanı bugünün profesörü, abim, arkadaşım, Necati İnceoğlu.
O beni yüreğinle ittirdi ve ben gidiyorum, korkusuzca.
Bugüne kadar bunu bende sakladım hepiniz bilin.
Projelerinizde sizi siz yapan yani Resit Soley dedirken özellikler neler....hangi detaylar sizin mimarlık kimliğinizi bizlere yansıtıyor
Her yaratım süreci, ürünü,
gerçek değerini, konuştuğu dilin sürekliliği ve açıklığı ile bulur.
Mesajın aktarılması ancak onu anlayanların sayısı ile değer kazanır. Bu
yüzden projelerimizde tüm detayları ortak bir dilin bileşenleri olarak
kullanmaya çalışıyoruz. Ne mi yapmıyoruz?
Etrafa bakmıyoruz, dergi kapaklarından medet ummuyoruz, a diyemeden aaaaaaa
demeye çaba sarfetmiyoruz. Yani bildiğimiz yolda yürüyoruz. Dümdüz!
tekrar
Benim az evvel sormak istediğim
Kültür Koleji tasarımınınsizin için diğerlerine kıyasla ne önemde olduğu
değildi. Değişik boyutta ve sıfırdan programlanan bir projenin size nasıl
bir katkısı tecrübesi olduğuydu. Tasarım sistematiğinizde belirgin bir
farklılık hissed,ip hissetmediğinizi merak etmiştim. Sınırları ve strükrtürü
belirli bir yapı içinde olmaktansa imar kuralları ver kadastral sınırlarla
çalışmak sizde ne farkettirdi?
Önemli olan problemlerin, ihtiyaçların çözülmesi çünkü bana göre mimarlık müşterinin söylediklerinini söylemeye çalıştıklarının ve söylemediklerinin başka bir dile eksiksiz tercümesi; bu yüzden sınırları ve strüktürleri belli bir yapıyla çalışmakla imar kuralları ve kadastral sınırlarla çalışmak arasında hiç bir fark yok.
CHALET
Dağda bir "chalet" hayal edin...yer döşemesini hangi malzeme ile kaplamalıyız ki hem kullanışlı, hem pratik hem kasvetsiz olsun (genel olarak kasvetsiz!!!)
Sadece sevgi ve onun kardeşi
saygı ayaklarını yerden kesip seni malzemesiz kılacak yeterki yüreğin bunu
taşıyabilsin.
Bu hem pratik, hem kasvetsiz, hem de bedava.
osmanlı
Osmanlı BAnkaları şubelerinin
kurumsal düzenlemeleri ve tek formata gelmeleri kapsamında Abdurrahman Hancı'nın
yıllarevvel yaptığı TAksim OSmanlı Şubesini de değiştirdiniz. Böyle bir
kararın sizin elinizde olmadığını tahmin edebiliyorum. Ancak bu şubenin
ben çok özel bir tarafı olduğunu ve korunması gerektiğini düşünüyordum.
Böyle bir öneri getirmek aklınıza geldi mi?
BUna ilaveten bu şubenin kentin en hareketli noktalarından birinde olduğunu düşünerek
şubeye gelenleri meydana arkası dönük turtmak yerine bu mekana Banka ile
ilgili farklı bir ek fonksyon önermeyi hiç düşündünüz mü? Ben sizin bu
hassasiyeti gösterdi iseniz ne yapıp edip yaptırtabilecek iltidara sahip olduğunuzu
düşündüğümden olayların gelişimini merak ediyorum.
Abdurrahman Hancı'yı saygıyla
anmadan geçmek mümkün değil.
Taksim Osmanlı şubesi için söylediklerin çok doğru. Ne yazık ki bu soruna
Abdurrahman Hancı'nın yıllar önce yitirilen benzer bir işi için (Nişantaşı
Bar) bir dergide söyledikleri doğru cevap olacak sanırım:
"Ben o barı eskisin diye tasarladım. Bütün detayları, malzemesi, buna
göre yapıldı." İzin vermediler.
Sevgili Milagro,
"Buna da izin vermediler."
Şubeye gelince, ne yazık ki bunu hiç düşünmedim.
Sorunun ikinci kısmı için: "İktidar ve güç daima birlikte."
Sayın Soley,
'tasarım','tasarlamak','tasarlanmış','tasarımcı' sözcükleri sizin için
ne anlam ifade ediyor ?
Bir tasarım metodolojiniz var mı ? tasarımlarınız nasıl bir süreç içinde,
hangi değerlerle oluşur ?
saygılar
"Düşlerin sonsuz ve dağınık
yapısı içinde çoşkuyla artan çağrışımların arasında bir imgenin
belirginleşmesi ve bize doğru gelmesi"
Şevki Vanlı böyle tanımlıyor. Bana göre "Yok"un "Var"
edilmesi ve "Yürek"te büyütülmesi.
Yöntem "Var" etmenin temel bileşkesi. Yöntemsiz "Var"
etme acılı ve kanlı. Oysa varoluşun hazzı "Yöntem"de gizli.
Tasarım sürecinin "Keyf"inin galip gelmesi "Sancı"lara
sadece "Yöntem"le
"Yöntem"in birinci bacağı "Var" olanın ayıklanması ve
"Yok"a varması. İkinci bacağı "Var"ın bileşenlerinin
tanımlanması ve yürekte üretilmesi.
Analitik yaklaşım metodu ancak korkusuz ve siyah beyaz olduğu sürece bu sürecin
sağlıklı yürümesi için tek şart bana göre.
Siyah beyaz ın farkına varabilmek ise kalbini büyütmekle ilgili.
Her değerin üretilmesinin
sancılarını çekmeyenlerin onların gerçek değerlerini beyinlerine ve
kalplerinde hissetmesi mümkün değil bu akşam benim olanları benle paylaşan
herkese teşekkür ediyorum.
Belki ben sizde gerçek ben olurum.
R=