4. Pierre Mendell
1929 yılında Essen (Almanya)'da doğdu. 1934 yılında Fransa'ya göç
etti. 1947 yılında Amerika'ya göç edip Amerikan vatandaşı oluncaya kadar
burada yaşadı ve okudu. 1953'ten 1958'e kadar Fransa'da yaşadı ve ailesine
ait tekstil fabrikasında çalıştı. 1958-60 arasında Basel'deki Tasarım
Okulu'nda grafik tasarım konusunda Armin Hofmann'ın öğrencisi oldu. Michael
Engelmann'ın stüdyosunda Klaus Oberer ile tanıştı ve 1961 yılında Münih'te
beraberce Studio Mendell & Oberer'i kurdular.
2000 yılından beri Pierre Mendell Tasarım Atölyesi (Pierre Mendell Design
Studio) olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Pierre Mendell Tasarım Atölyesi görsel iletişim ve grafik tasarımının
bütün mecralarında ürün vermiştir.
Aralarında "Sanat Yönetmenleri Kulübü- Almanya"nın da(Altın
Madalya, 1971) olduğu; Sanat Yönetmenleri Kulübü-New York (Altın Madalya)/
ABD; Uluslararası Paris Afiş Yarışması (En iyi Alman Afiş Tasarımı
kategorisi)/ Fransa; Sofia 2001 Uluslararası Tiyatro Afişi Bienali (1. Ödül)/
Bulgaristan; Rzesów 2003 Uluslararası Tiyatro Afişi Trienali (1. Ödül)/
Polonya gibi bir çok ödül kazanan Pierre Mendell'in tasarımları "New
York Modern Sanatlar Müzesi Grafik Tasarım Koleksiyonu"nda yer almaktadır.
Pierre Mendell Alliance Graphic International ve Honorary Royal Designer for
Industrie of the Royal Society of Arts, London üyesidir.
5. Ralph Schravogel
Ralp Schraivogel 1960 yılında Luzern' (İsviçre)de doğdu. 1977-82 yılları
arasında Zürih Tasarım Okulu'nda eğitim gördü. 1982'de eğitimini tamamladıktan
sonra Zürih'te kendi grafik tasarım stüdyosunu açtı.1983 yılından beri Zürih
belgesel sinema birimi "Film Podium" ve 1984 yılından beri de
"Zürih Tasarım Müzesi" için tasarımlar yapmaktadır. 1986-89 yılları
arasında "Zürih Güzel Sanatlar Müzesi"nin (Kunsthaus Zurich) tüm
afiş ve kataloglarını tasarladı.
Schraivogel 1991'de "Theater am Neumarkt" tiyatrosu için grafik
tasarımcı olarak çalıştı ve sonrasında "Zürih Caz Festivali",
"Schaffhausen Caz Festivali", "Solothurn Edebiyat Günleri"
ve "Zürih Afrika Film Günleri" gibi kültür'e yönelik
etkinliklerin tüm tasarımlarını yaptı.
1992'den 2001 yılına kadar Zürih Tasarım Okulu'nda dersler verdi ve
2000-2001 eğitim yılında Berlin UdK'da misafir profesör olarak çalıştı.
Schraivogel aralarında Varşova Afiş Bienali (Altın Madalya, 1994); Moskova
Afiş Bienali, Altın Arı (Altın Madalya, 1994); Chaumont Afiş Festivali (Altın
Madalya, 1997); Ningbo Uluslararası Afiş Sergisi (Altın Madalya, 2001)nin olduğu
birçok ödülle birlikte üç kez "İsviçre Uygulamalı Sanatlar Ödülü"
(1995,
1997, 2000), oniki kez de "Yılın En iyi İsviçre Afişi Ödülü"nü
(1989'dan
itibaren) kazandı.
Afiş tasarımları MoMa-New York gibi önemli arşivlerde bulunan Ralph
Schraivogel, Alliance Graphique Internationale, AGI üyesidir.
The Fifth Color, 2002 -
Bugüne kadar , İsviçre'den bir çok grafik tasarımcı bu mesleğe başlamış
ve kendi dönemlerinin görsel dilini geliştirmişlerdir. Hatta bu çabalarının
sonucunda, grafik tasarımda "İsviçre Stili" olarak adlandırılan
bir tarz da yaratılmıştır.
Hemen ardından bu tarz dünya çapında başka ülkeleri ve grafik tasarımcıları
etkilerken, İsviçre'li grafik tasarımcılar için de harika bir destek
vazifesi görmeye devam etmiştir. işin ilginç yanı, İsviçre'li tasarımcıların
çalışmalarını bir potaya koyma işaretleri olmasına rağmen onlar
tekrardan kaçınmayı başarmışlar; yeni yetişen tasarımcılar da içgüdüsel
bir yolla tasarım atmosferini kavrayarak, yeni ve yaratıcı çalışmalar geliştirmeye
başlamışlardır.
Ralph Schraivogel, onlar arasındaki en harika adamlardan biridir. Afişteki
yapısal ilişkileri farklı değerlendirmesi, izleyicinin bir İsviçre Afişi'nden
beklediklerine cevap verirken, aynı zamanda son derece kişisel ve farklı
olmayı da başarabilmektedir. Dünyadaki başka ünlü grafik tasarımcılar
gibi, onun da kaydadeğer tekniğinin yanında, kendine özgü bir stili ve
aksanı vardır. Bu stil ve aksan onun tasarımlarının bütün elemanlarında
bulunur : Tasarım, yapıtın teknolojisi, tipografi, baskı, kompozisyon v.b.
Grafik tasarımın bir çok genel kuralı onun çalışmalarında değişime
uğrarken, çalışmalarındaki bazı başka parçaların tasarımın bir çok
farklı devirlerini anımsatması, bu sanatın tarihsel arka planını da içeren,
bir farkında olma hali anlamına gelir.
Modernizm sonrasının en önemli tasarımcılarından birini tanımak ve aynı
zamanda yapıtının inceliklerini ve karmaşıklığını kavrayabilmek için,
çalışmalarını görmek iyi bir fırsat olur.
The Fifth Color, 2002 -
6. Niklaus Troxler
1947 yılında Willisau (İsviçre)'da doğdu.1967-71 arasında Luzern Tasarım
Okulu'nda grafik tasarım eğitimi aldı; ardından (1971-72 arasında)
Paris'teki Hollenstein Création'da sanat yönetmeni olarak çalıştı. 1973 yılında
kendi tasarım stüdyosunu kurdu.
Troxler, doğum yeri Willisau'da caz konserleri (1966'dan beri) düzenlemektedir.
Aynı zamanda Willisau Caz Festivali'nin de (1975) kurucusudur.
Aralarında Essen Poster Trienali (Toulouse Lautrec-Altın Madalyası, 1987 ve
1994); Chaumont Afiş Festivali (Altın Madalya, 1992); Lahti Afiş Bienali (Altın
Madalya,1993); Helsinki Afiş Bienali (1. Ödül, 1997); Trnava Afiş Bienali(1.
Ödül, 1997); Hongkong Afiş Trienali (1. Ödül, 2001); Brno Bienali (Gümüş
Ödül, 1992), Varşova Afiş Bienali (Özel Ödül, 1992); Toyama Afiş
Trienali (Bronz Madalya, 1994)'nin de olduğu bir çok ödül kazandı.
Niklaus Troxler İsviçre Federasyonu Tasarım Ödülü'nü de almış ve afişleri
22 kez "Yılın En iyi İsviçre Afişi" seçilmiştir. İsviçre Sanat
Yönetmenleri Kulübü (ADC-Switzerland) tarafından 2 altın, 17 gümüş ve 26
bronz madalyaya layık görülmüş; 2000 yılı ADC-İsviçre Özel Ödülü;
birçok ADC-New York Ödülü (Gümüş Ödül) ve Merit Ödülleri-2001'i almıştır.
Tasarımları New York Modern Sanatlar Müzesi Koleksiyonu, Hamburg Endüstri
Sanatları Müzesi, Varşova'daki Wilanow Afiş Müzesi, Ogaki Afiş Müzesi,
Essen Afiş Müzesi, Paris Ulusal Kütüphanesi, Amsterdam Devlet Müzesi ve birçok
yerde bulunmaktadır.
1998 yılından beri Stuttgart Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim üyesi
olarak görev yapan Niklaus Troxler 1990 yılından beri AGI (Alliance Graphique
Internationale) üyesidir.
Bak, Dur ve Dinle
Artık, bütünlüğü içinde yirminci yüzyıla baktığımızda hakettiği
yeri bulan iki sanatsal çabaya dikkat çekebiliriz: "Caz ve afişler".
Niklaus Troxler'in sanat ve tasarımında bu ikisinin uyumunun unutulmaz tadlar
yarattığı çok iyi görülür. ilk caz afişinin ne zaman yapıldığına
dair bulgular pek açık değildir. Muhtemelen bunlar afişten daha çok el ilanı
ya da el bildirisi gibiydi. 1929'lardaki "Caz Çağı"nda bile,
Paris'teki "Caz Revüleri" ve Fransa, ingiltere veya Amerika'da fırsat
oldukça yapılan caz filmleri ya da caz orkestraları için olanlar dışında,
pek az caz afişi belgelenmiştir. Caz afişlerinin ayırt edilebilen bir grafik
tasarım ifadesi aracı haline geldiğini ancak yüzyılın ortalarında, çoğunlukla
Almanya ve Fransa'da Günther Kieser'in afişlerinde ve Paris caz konserleri için
tasarlanmış olanlarda görüyoruz.
O zamandan beri, caz afişleri alanındaki en büyük gelişme ve en çok sayıda
ürün Niklaus Troxler'den gelmiştir. Bu kadar fazla ürün vermesinin nedeni
Troxler'in, Willisau'daki Caz Festivali ve caz konserlerinin gerçekleştirilmesinin
arkasında bulunan ve bu etkinlikleri tanıtan afişleri tasarlayan kişi olmasıdır.
Halkın afişlere olan düşkünlüğü çok ilgi çekicidir. Dünyanın en iyi
grafik tasarımcıları tarafından yeni yapılmış afişleri hem satan, hem
toplayan bir galeri sahibi olarak, afiş satın alan halkı Niklaus Troxler
kadar hayran bırakan başka bir yaşayan sanatçı da göremiyorum. Elbette,
caz işinin içinde olanlar, bu afişleri temsil ettikleri sanatçı için olduğu
kadar dekoratif görüntüsü için de satın alıyorlar. Ancak, caz hakkında
fazla bilgisi olmayan veya hoşlarına giden bir afişin üstünde adı geçen
sanatçıyı duymamış olanlar da bir mekanı canlandırmak için bir Troxler
afişi edinirler. Yine de "Troxler yapıtının" bağlamında, bu afişlerin
dekoratif ve belgesel nitelikleri grafik tasarım ve sanatsal niteliklerinin
gerisinde kalır.
Afişin 125 yıllık tarihinde, hem geniş çaplı hem anlamlı bir çalışma
alanı oluşturmuş tasarımcıların sayısı çok azdır. Böyle bir grup içinde
Jules Chéret, Alphonse Mucha, Lucien Bernhard, Ludwig Hohlwein, A.M. Cassandre,
Charles Loupot, E. McKKnight Kauffer gibi büyük tasarımcıları, II. Dünya
Savaşı'nın sonundan bu yana da Paul Rand, Armin Hofmann, Joseph Müller-Brockmann,
Ikko Tanaka ve Niklaus Troxler'i ve birkaç kişiyi daha sayabiliriz. Neden,
Niklaus Troxler böyle değerli bir tasarımcılar grubuna aittir?
Temel olarak Troxler'in afişlerinin yapısı tutarlı ve bağıntılıdır. Bütün
afişler aynı boydadır, aynı atölyede basılmıştır ve başat bir konuları
vardır: "Willisau'daki festivaller ve caz konserleri". Daha da önemlisi,
biri onları metnin eklenmesinden önce görmüş olsa bile, bir Troxler afişi
olduğunu hemen anlayabilmektedir. Daha da inanılmaz olan, Troxler'in modern
sanat ve tasarım açısından tamamıyla bir harita gibi olması ve bir afişte
diğerine oyun oynarcasına onlardan çizmesidir. Modern sanat dünyasından
herhangi bir sanatsever Miro, Kandinsky, Keith Haring, Max Bill ve Magritte'e
saygılar (hommages) görebileceği gibi; grafik tasarım alanından da Milton
Glaser, Franco Balan, Alphonse Ianelli (Frank Lloyd Wright'ın bir müridi, tarzına
1982 Arthur Blythe posterinde başvurulmuştur) ve Niclaus Stöcklin'in belirgin
etkisini görebilir. Ancak müziğin kendi spontanlık ve enerjisini yakalayan
her afişte canlı, doygun bir renk uyumu ve belli bir çizgisel enerji vardır.
Bazı Troxler afişleri (özellikle New York Modern Sanat Müzesi'ndeki (Museum
of Modern Art) sergiler ve birçok kitap sayesinde) şimdiden klasik olmuştur.
Bunların arasında "McCoy Tyner Altılısı" (McCoy Tyner Sextet,
1980), "Dexter Gordon Dörtlüsü" (Dexter Gordon Quartet, 1978),
"Don Pullen Dörtlüsü" (Don Pullen Quartet, 1978), "Thelonius
Monk'ın müziğine bir Övgü" (1980) ve "Cecil Taylor için" (1989) afişi yer alır.
Yeni bir yüzyıla girerken Niklaus hâlâ enerji ve fikir dolu olduğu ve
yeteneğinin zirvesinde çalıştığı için ne kadar şanslıyız. Hem gözleri
şenlendiren, hem adına caz denen 20. yüzyıl olgusunu belgeleyen daha da celb
edici ve enerjik çalışmaların yolda olduğunu bekleyebiliriz.
Robert K. Brown (Brown Gallery, New York)
7. Gelecek Kuşak
Dolphins
Kallina Kyratsoulis
Marios Linakis
Dionysis Livanis
Burcu Dündar
Ebru Aytoğ
Ahmet Başar
Sehat Akavcı
Cem Erutku
8. Yossi Lemel
1957 yılında Kudüs'te doğdu. 1979-83 arasında Kudüs'teki Bezalel Sanat
ve Tasarım Okulu'nda grafik tasarım eğitimi aldı. Eğitiminin ardından
1983-1986 arasında Ariely Reklam Ajansı ve Wfd (Tel Aviv) de sanat yönetmeni
olarak çalışmaya başladı. Kendi tasarım stüdyosu Yossi Lemel Tasarım Atölyesi'ni
kurdu (1986-88). 1988 yılında Paris'e giderek RPMP Reklam Ajansı'nda çalıştı.
1989'dan1994 yılına kadar Yossi Lemel Reklam Ajansı'nın genel müdürü ve
yaratıcı yönetmeni olarak çalıştı. 1995'te ABD'de açılan
"İsrail-Filistin Politik Afişeri" sergisinin yardımcı küratörlüğünü
yaptı. 1994-2000 yılları arasında Lemel Glazer Bar Reklam Ajansı'nda ortak
ve sanat yönetmeni olarak çalıştı.
Yossi Lemel 1. Kore Uluslararası Afiş Bienali (Büyük Ödül, 2002)/ Kore; 7.
Uluslararası Meksika Afiş Bienali (Altın Madalya, 2002); 20. Brno Grafik Tasarım
Bienali, (Eleştirmenler Ödülü, 2002)/ Çek Cumhuriyeti; İsrail Çevre Bakanlığı
Logo Yarışması (1. Ödül, 2000)/ İsrail; İsrail Yılın Reklam Kampanyası Ödülü(Altın
Madalya, 1999); Epica-Avrupa Reklamcılık Ödülü (Mansiyon, 1999); Mons Afiş
Trienali (Onur Mansiyonu, 1995)/ Belçika gibi uluslararası birçok ödül
kazandı.
Seçilmiş Sergileri
2002 "Cephenin Ötesinde: İsrail'den Siyasi Afiş Sanatı", Philip J.
Steele Gallery Rocky Mountain College for Art & Design, Denver/ USA; 1999
"İsrail'den Siyasi Afiş Sanatı", Collins C.Diboll Gallery-Loyola
University, New Orleans/ USA; 1999 "Protesto Afişlerinde Sanat",
Wilfrid Israel Museum, Kibbuts Hazorea/ Israel; 1998 "Yossi Lemel: İsrail'den Angaje Grafik Tasarım", Sanat ve El Zanaatları Müzesi,
Hamburg/ Almanya; 1996 "Yossi Lemel Afişleri", Rafael Frank Gallery,
Bezalel Sanat ve Tasarım Akademisi, Kudüs/ İsrail
1. Tasarımın hayatınızdaki yeri ne?
"Tasarım, hayatımdaki en önemli şeylerden biri. Onun yöntem ve araçlarıyla
mesajlar aktarıyorum; bunların ticari olanlarıyla hayatımı kazanıyorum,
sosyal ve politik olanlarıyla da iğneleyici fikirlerimi aktarıyorum. Bununla
birlikte, her şeyden önce Lemel-Cohen reklam şirketinde ortak ve yaratıcı yönetici
olarak, ardından Tel Aviv'de Ascola-Meimad College'de Görsel iletişim Tasarım
Bölümü'nün başkanı olarak, çoğu zaman başka konularla meşgulüm. Dahası,
İsrail'de yayınlanan aylık reklamcılık dergisinde ve iki ayda bir yayınlanan
tasarım dergisinde yazıyorum. Ayrıca üç çocuk babasıyım, bu da beni
hayli meşgul ediyor. Böylece, bana kalan az zamanda en çok sevdiğim şey -
poster - tasarımı yapmak için elimden gelenin en fazlasını yapmaya çalışıyorum."
2. Tasarım ilhamınız hayat deneyiminizden mi geliyor? Nereden
esinleniyorsunuz?
"Her şeyden önce kişisel geçmişimden esinleniyorum. 1920'lerde
Polonya'da doğmuş olan ailem Avrupa'daki soykırım dehşetini tüm şiddetiyle
yaşadılar. Babam savaşı bazı toplama kamplarında geçirdi - koluna bir sayı
dövmesinin yapıldığı Ausschwitz de bunlardan biri. Hemen hemen bütün
ailem - her iki ebeveyniminkiler de - Naziler tarafından katledildiler (yaklaşık
150 kişi) ve sanırım hayatımın en etkileyici yanlarından biri bu. Sanırım
insan hakları için, adalet ve barış aramak için farkındalığımı bu geçmişten
alıyorum. Böylece bir yanda geçmişten esinleniyorum, örneğin Soykırım anısına
madeni para, poster ve kitap tasarımı yapıyor, öte yanda ise İsrail'de bugünün
siyasal sorunlarına taraf oluyor, bu ülkenin geleceğini düşünüyorum. İsrail'de siyasal olayların yoğunluğu öyle güçlü ki, yok sayılması
imkansız; böylelikle kendimi sürekli, duruma - iki taraf, İsrailliler ve
Filistinliler arasındaki bitip tükenmeyen savaşa - ilişkin yeni posterler düşünürken
buluyorum. Bu savaş, barış, savaş, barış dönme dolabı yeni düşünceler
yaratmak ve eyleme geçmek için müthiş bir katalizör.
Kısacası, geçmişim ve şimdiki siyasi zaman, dikkat çekmek ve izleyici
tarafında bir çeşit 'şok' aracılığıyla bir tepki yaratmak için beni bu
"itirazcı" olma, ihtilaflı ve de kışkırtıcı sorunları açığa
çıkarma rolüne taşıdı. Gündelik olarak, bu kadar ufacık bir toprak parçası
üzerine çatışan bu iki azap çeken ulus arasındaki sorunlu ilişkiyle
durmadan uğraşan gazeteler, radyo ve televizyon bana ilham veriyor."
3. Hayatınızı başlıca kim etkilemiştir? Tasarımınızdaki başlıca
etki kimdir?
"Eskiden beri gerçeküstücülük ve gerçeküstücü ressamlardan -
Magritte, Dali, Delveaux ve diğerlerinden etkilenmişimdir. izleyende şok
etkisi yaratan bu üst üste çakıştırılmış elemanların kompozisyonu beni
büyülemişti. Daha 15 yaşındayken yağlıboyalarımda bu yöntemi
benimsemeye başladım. Çalışmamın başlangıçlarında bunu kişisel
duygularımı ifade etmenin bir yolu olarak yaparken; sonraki yıllarda siyasal
kavramlar için kullanmaya başladım. Çalışmalarım sırasında John
Heartfield'in Nazi'lere karşı mücadelesini gösteren işindeki gözüpeklikten
etkilenmiştim ve giderek çalışmalarımda mesajı iletmek için iletiler taşımak
için esas olarak fotoğrafı seçtim.
Sonuçta görsel ifadeye yönelmeme neden olan asıl etken ve kişi, kendimi hatırlayabildiğimden
bu yana beni resim yapma konusunda yüreklendiren ve kendisi de resim yaparak örnek
olan babam oldu. Sanırım bu 'saik' ve babamın çok siyasi bir kişi olması,
yaratıcı eylem ve siyasi bilinçlilik bileşkesini yarattı."
4. Hayat felsefeniz nedir? Ve tasarım-felsefeniz nedir?
"Hayat felsefem - her ne kadar ütopik bir dilek olsa da, önce herkese eşit
haklar için mücadele etmemiz gerektiğidir. Bu gayeye ulaşmak ve herkese bir
şans vermek için herkes çalışmalı ve "diğeri"nden korkmamalı,
önyargılarla ve ırkçılıkla savaşmalı. Toplumsal-siyasi bir afiş tasarımcısı
olarak her şeyden önce tutkulu, saplantılı olmanız ve sizi çevreleyen her
şey konusunda "kendi içinde" bir farkındalık ve duyarlılık
sahibi olmanız gerekli. Bazen posterleriniz kışkırtıcı olabilir, bazen de
dışlanacaksınızdır ama inandığınız şeyi yapmayı asla bırakmayın."
5. Hayatınızın en mutlu anı hangisiydi?
"En hoş zamanım yurtdışında geçen zamandır; farklı ülkelerden başka
insanlarla karşılaşmak. Her zaman başka ülkelere seyahat etmek için bir
neden bulmaya ve böylece çoğu zaman bunu, bazen bir okutman olarak, bazen
sergiler ve bienallerde, işimle birleştirmeye çalışıyorum. Bunu genellikle
bütün ailemle, karım ve iki çocuğumla bir araya getirmeye çalışıyorum.
Yurtdışında olmak bana, başka insanlarla karşılaşmanın yanısıra, ard
arda günlerce sevdiğim kitapçı dükkanlarına uğrama ve tasarım, reklamcılık,
fotoğraf ve başka kitaplar görmek için iyi bir fırsat veriyor. Ayrıca
sinemalara gitmeyi seviyorum; Holywood tarzından başka Avrupa filmlerine bayılıyorum,
Çin filmlerine de!"
6. Sizi tasarım-mesleğinde tutan itkiniz ne?
"Beni tasarımda tutan itkim, her zaman çok hızlı ve dolaysız olmuş
bir aracı olmasından kaynaklanıyor. Çalışmamın en az bedel ve zaman içinde
en çok etkiyi yapabildiği reklam tasarımını seçmiş olmamın nedeni de bu.
Bunu mesela televizyon, radyo v.b. ile kıyaslıyorum. Ayrıca bu alanda kalıyorum
çünkü kişisel yaratma tutkusunu taşıyorum.
7. Başlıca kişisel başarılarınız neler?
"Başlıca muvaffakiyetlerin tanınma ile ilgisi olduğunu düşünüyorum,
tanınma da genellikle ödül biçiminde geliyor. Böylece şu an için, bir
fikri uluslararası bir izleyici kitlesine taşımayı başardığım Kore
Bienali'nde Büyük Ödül ya da Meksika'da aldığım Altın Madalya başlıca
başarılardı. Ancak, 1998'te Hamburg'da Museum für Kunst und Gewerbe'deki
poster sergimin kişisel meslek hayatımda gerçek bir zirve anı olduğunu
hissediyorum doğal olarak. Sergideki en belli başlı işlerden biri geniş- 6
x 2 metre - bir posterdi; babamın kolundaki, Ausschwitz Toplama Kampı'ndaki
tutukluluğu sırasında dövülen sayının büyütülmesinin posteri. Bu Soykırımından
sağ çıkmasından 50 yıl sonra bu resmi Almanya'da binlerce kişiye gösterebilmiş
olmam çok etkileyici ve heyecan verici bir olay; hayatta çok nadiren
olanlardan biri."
8. Boş zamanlarınızı nasıl kullanırsınız?
"Haftada bir cumartesileri (İsrail'de çalışma günü olmayan şabat günü)
evde oturuyorum ve ailemle olma, dinlenme ve bazen incil okuma zamanı
buluyorum. Reklam ajansımda çalışmam ve buna ek olarak Tel Aviv'deki
Ascola-Meimad-College of Art and Desing'da Görsel iletişim bölümünün başkanı
olarak talebelerle olmam, İsrail'deki reklamcılık dergisi için makaleler
yazmam v.b. nedeniyle nadiren boş zamanım oluyor. Böylece bana kalan çok kısa
boş zaman içinde kitap okumaktan ve Internet'te gezinmekten hoşlanıyorum."
9. Hobileriniz neler?
"Saçma gelebilir ama hobim afiş tasarlamaktır. iyi de olsa, kötü de
olsa, hayatımda mesleki ve kişisel hayatım arasında gerçek bir ayrım
yok."
10. Ne zaman emekli olmayı planlıyorsunuz ve emeklilik sonranızı nasıl
planlıyorsunuz?
"Hâlâ çok uzak görünen 46 yaşımda, fakat 20 yıl içinde çalışmayı
bırakabileceğimi ve ümit ederim afiş sanatıma devam edebileceğimi tahmin
ediyorum."
|

ARKIMEET
Konferans Serisinin davetlisi olarak, Mansilla+Tuñón Mimarlık
11 Mayıs 2004 günü saat 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük
Konferans Salonu'nda konferans verecek.
Davetiye için tıklayın.

BETONART'nın katkılarıyla
|
|