İstanbul’a
100 trilyonluk cila
Kendimi iki gündür metin şerhi hocalarına benzetiyorum. Okuduğum
haberlerin çağrışımlarıyla, geçmişe ya da geleceğe göndermelerle
ilgili düşüncelerimi yazmaktan kendimi alıkoymam mümkün değil.
Hürriyet'teki haber hepinizi sevindirmiştir:
‘‘Hayalindeki İstanbul'a 100 trilyonluk start.’’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin kültür başkenti saydığım
İstanbul'a bu yatırımı yapması benim gibi bir İstanbulluyu tahmin
edemeyeceğiniz kadar sevindirmeliydi. Ama ben bu müjdeye sevinemiyorum.
Haberi okuyunca, bu paranın büyük bir bölümünün, esas yatırımlara değil
de işin cilasına harcanacağından kaygı duymaya başladım.
Elbette Beyoğlu'ndaki binaların dış cephesi güzelleşmeli, elbette İstiklal
Caddesi şıklaşmalı.
Gelelim Beyoğlu'nun yan sokaklarına. Orada yıkılmakta olan binalar için
ne düşünülüyor? Çoğunluğu gayrimüslimlerin mülkiyetinde olan bu
evlerin sahibi/sahipleri bulunamıyor.
Kısa bir süre önce, bu bölgedeki yanan, çöken, terk edilen yapılara
ilgi gösterilmediğini yazmıştım, umarım İstanbul projesinde bunlar da düşünülmüştür.
Beyoğlu bugün bir ‘‘kültür merkezi’’ hüviyeti taşıyor mu? Tam
anlamıyla ‘‘evet’’ denilemez.
Alışveriş merkezlerinin, ‘‘Cafe’’lerin, eğlence mekánlarının
artması ile Beyoğlu'nun gelişmesini, güzelleşmesini doğru orantılı
sayan, yüzeysel anlayışa karşıyım.
Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, daha önce Sultanahmet'teki Milli Eğitim
Bakanlığı'na ait binanın da kendi bakanlığına verileceğinden, bu yapının
da kültür adası içinde yer alacağından söz etmişti.
Sultanahmet'i böyle bir bütün içinde hayal ederken, bu kez de ramazan ayında
orda kurulan barakalar gözümün önüne geldi, projeye inancım sarsıldı.
Modern anlayıştaki projelerin, yerel müdahalelerle bozulmasını, ortalığın
panayır yerine çevrilmesini nasıl önleyeceğiz?
100 trilyon verilen İstanbul'un asıl önemli eksikliklerine dair tek bir cümle
yoktu bu haberde.
İstanbul'un hálá Çağdaş ya da Modern Sanatlar Müzesi yok, olacağına
dair bir belirtiye de rastlanmıyor.
Türk resmini, heykelini gösterecek bir müzemiz olmadan, kimi bu çabalarımıza
inandırabiliriz?
Henüz bir opera, konser salonumuz yok.
Ayazağa'daki yarım kalmış bina neredeyse çürümeye başlayacak.
Unutuldu.
Kültür başkenti mi yapacağız İstanbul'u, yoksa alışveriş merkezi mi?
Ben İstanbul'u bir kültür başkenti olarak görmek istiyorum.
Hürriyet - Doğan Hızlan
|