İstanbul'un '2010 rüyası'
Projenin mimarlarından Mehmet Demircan, İstanbul'un
2010 yılında Paris gibi olacağını söyledi.
2010'da tamamlanması planlanan 'Üç İstanbul
Projesi'yle, tarihi yarımada müze kente, Beyoğlu kültür ve moda merkezine,
Kilyos tatil cennetine dönecek. Turist sayısında hedef yılda 15 milyon
Hükümet, üç bin yıllık tarihiyle dünyanın sayılı metropollerinden
biri olan İstanbul'u, 2010 yılında modern bir kent haline getirmeyi amaçlayan
'Üç İstanbul Projesi' için düğmeye bastı.
İstanbul'u bir dünya başkenti yapmayı ve yıllık 1.8 milyon olan turist
sayısını altı yılda 15 milyona çıkarmayı hedefleyen proje kapsamında şehirde
üç ayrı çekim merkezi oluşturulacak. Eminönü ve Fatih ilçelerinden oluşan
tarihi yarımada bir müze kente, Beyoğlu kültür ve moda merkezine, Kilyos da
kongre ve tatil kentine dönüştürülecek.
Öncelik tarihi binalarda
2004-2006 ve 2006-2010 yılları arasında iki aşamada tamamlanacak olan tarihi
yarımada, Beyoğlu ve Kilyos projeleriyle İstanbul, Türkiye'nin tam anlamıyla
turizm merkezi olacak. İstanbul'un kaderini değiştirecek üç vizyon
projesinde öncelik, tarihi yarımada ve Beyoğlu bölgesindeki tarihi binaların
dünyadaki örnekleri dikkate alınarak turizme kazandırılmasına verilecek.
Projelerin finansmanı için Başbakanlık tarafından 100 trilyon liralık
kaynak ayrılırken, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden yapılacak aktarımla
rakamın 2004 yılı için 500 milyon dolara ulaşması ve yerli-yabancı kredi
kuruluşları ve yatırımcılarla işbirliği yapılması planlanıyor.
İstanbul'da şu anda 22 turizm merkezi ve bunların 15 bin 93 yatak
kapasitesi bulunuyor. 'Üç İstanbul' projesiyle turizm alanı ilan edilecek
Sultanahmet, Beyoğlu ve Kilyos ile birlikte, bugün yılda 1.8 milyon olan
turist sayısının 15 milyona çıkarılması ve yılda 10 milyar dolar gelir
elde edilmesi hedefleniyor.
'Dört mevsim turizm' Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koordinasyonunu üstlendiği
projenin mimarlarından biri olan AKP Turizm Komisyonu üyesi Mehmet Demircan,
Üç İstanbul Projesi tamamlandığında Türkiye'nin yeni bir vizyona sahip
olacağını söyledi. Demircan, proje hakkında şöyle konuştu:
"Üç İstanbul Projesi'nin temelinde İstanbul'u ve Türkiye'yi kurtarmak
var. İstanbul'u tarih, kültür ve finans merkezi yapmak doğrultusunda kararlı
adımlar attığımızda kent 2010 yılına kadar bir Paris gibi olabilir.
Doğa, güneş, kumun istendiği kitle turizminde Antalya var. Kültürel değerlerin
ön plana çıktığı, insanların çevreyi gezip para harcadıkları turizm
tipi için de İstanbul'u destinasyon merkezi yapacağız. İstanbul sadece
yazları 2 milyon değil, 12 ay boyunca milyonlarca turist ağırlayacak.
İstanbul'a 2 milyon turist geliyor. Çünkü bu kongre, turizm ve tarih
turizmine ve 12 ay sürecek turizme yönelik planlama yok. İstanbul'u baştan aşağı
organize ederek markalaştıracak yatırımlar gündemde.
Kentin şehir mobilyalarının elden geçirilmesinden, restorasyonla tarihi
dokunun ortaya çıkarılmasına kadar pek çok proje gündemde. İstanbul Türkiye'nin
lokomotifi.
İstanbul'un böyle bir turizm merkezi olmasıyla, işsizlik sorununun çözümü,
bütçe açıklarının kapatılmasına yarayacağı gibi, buradan memnun ayrılan
turistlerin yurtdışında sizin lobiciliğinizi yapması, ihraç ettiğiniz ürünlerin
orada daha çok kullanılması sağlanmış olacak."
Nefes alınacak mekân
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'u 2010 yılına hazırlayacak üç
vizyon projesinden biri olarak dile getirdiği Kilyos projesi, eski maden
ocaklarının İstanbul'a kazandırdığı topraklar üzerinde hayata geçecek.
Projenin mimarlarından İstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk Çebi, bölgenin
halk için de nefes alınacak mekânlardan biri olacağını söyledi.
Ormanlık alanda bulunan bölgenin doğal yapısının korunmasına dikkat
edeceklerini belirten Çebi, "Bölgenin bir tarafı deniz, bir tarafı
orman ve doğal gölet. İstanbul'un gelecekte nefes alacağı bir mesire yeri
olarak bölgenin projesini yapıyoruz. Plajı, marinası, spor merkeziyle muhteşem
bir proje. Burası kurulacak ulaşım ağıyla İstanbul kent merkezinden 20
dakikada ulaşılabilecek bir mesafe" diye konuştu.
Kansız kazanılan toprak
Kilyos projesi, ülke sınırlarımıza Hatay'ın ardından sessiz sedasız katılan
yeni toprakların üzerinde yükselecek. Yaklaşık 50 yıl çalıştırıldıktan
sonra 15 yıl önce faaliyetlerine son verilen bölgedeki maden ocaklarının çıkardıkları
toprak ve molozların denize dökülmesi sonucu, kıyı çizgisi 15 kilometre
uzunluğunda 3 bin 500 hektar büyüklüğünde denize doğru genişledi.
Kilyos'da denizi doldurarak elde edilen alan, İstanbul'un Zeytinburnu,
Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Eminönü ve Fatih'in yüzölçümünden daha
büyük. Bölgenin mülkiyetini elinde bulunduran İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü,
sayısız gölet, orman ve sahilin birbirine karıştığı bu alanı, dönüşüm
projesiyle İstanbul'a kazandırmaya hazırlanıyor.
Faruk Çebi, "Kilyos Karaburun'da eski maden ocaklarının bulunduğu
yerde, ocaklardan çıkan toprağın denize dökülmesiyle Karadeniz'de 15
kilometrekarelik bir bölge oluşmuş durumda. Burası kan dökülmeden kazanılmış
toprak" dedi.
Müze kent Sultanahmet
Tarihi yarımada projesiyle, bugün Eminönü ve Fatih ilçelerinin yer aldığı
3 bin yıllık tarihiyle üç imparatorluğa ev sahipliği yapmış bölgenin müze
kente dönüştürülmesi planlanıyor. Proje kapsamında Ayasofya Müzesi ve
Sultanahmet Camii'nin bulunduğu alanda yeni çevre düzenlemeleri yapılacak.
Esnaf taşınacak
Bölgedeki imalathaneler ve Laleli esnafı, planlı ve hukuki yapılanmayla
buradan taşınacak. Taşınan ticarethanelerin yerine sergi, fuar alanları,
temalı müzelerin yanı sıra Türk el sanatları ve hediyecilik eşya tasarım
enstitüsü, aşçılık okulu kurulacak. Feshane Sütlüce Kongre Merkezi,
Silahtar Santralı ve çevresi de, gezi ve sosyal donatı alanı yapılarak Haliç
Vadisi kültür ve gezi merkezine dönüştürülecek. Süleymaniye, Zeyrek,
Balat'taki yok olmaya yüz tutmuş tüm tarihi yapılar aslına uygun olarak
restore edilecek.
Gece-gündüz Beyoğlu
Proje kapsamımda Beyoğlu, gece ve gündüz yerli ve yabancı turistlerin
aktivite merkezine dönüştürülüyor. İstanbul'un siluetini olumsuz
etkileyen bölgedeki mevcut yapı yoğunluğu azaltılıp, tarihi doku restore
edilecek. Eski Pera olarak bilinen İstiklal Caddesi ve komşu sokakların
tarihi dokusu korunarak binaların cepheleri giydirilirken, bu alana özgü
kentsel mobilya tasarımı, sokak aydınlatması yapılacak. İstiklal
Caddesi'nde moda, sergi, sinema, tiyatro ve marka ürünlerin satıldığı alışveriş
merkezleri kurulacak. Cihangir, Galata Kulesi ve çevresi, kongre vadisine dönüştürülecek
ve bu merkez içinde butik oteller, konaklama merkezleri yer alacak. Salıpazarı'nda,
İstanbul'a deniz yoluyla gelen turistler için Galataport projesiyle binlerce
yolcu taşıyan dev gemilerin yanaşabileceği modern bir cruise limanı yapılması
planlanıyor. Limanın hemen etrafındaki otel, restoran ve eğlence mekânlarıyla
turistler limana adımını atar atmaz her türlü ihtiyacını karşılayabileceği
gibi, birkaç yüz metre mesafedeki tarihi Galata bölgesine de kısa sürede
ulaşabilecek. Tophane Meydanı'nın buluşma noktasına çevrileceği projeyle,
Perşembepazarı sahili ve Galata Meydanı da yeniden düzenlenecek. 250 milyon
dolara yap-işlet-devret modeliyle yapılacak projeye, bu yıl içinde başlanması
bekleniyor.
Tatil merkezi Kilyos
Projenin son ayağını Kilyos projesi oluşturacak. 2006'da başlanması
planlanan projede, eski maden yataklarının bulunduğu ve bugün terk edilmiş
görüntüsü veren Kilyos bölgesinde kongre ve eğlence merkezleri, golf
sahaları ve golfçü villaları, otel, tatil köyleri ve ahşap evler, yat
limanı, deniz sporları merkezi, doğa parkı, kanallar ve plajlar oluşturulması
ve böylece bölgenin doğa ve eğlencenin bir arada bulunduğu tatil cennetine
dönüştürülmesi hedefleniyor.
Radikal
|