Kalenin direkleri köprünün
halatları...
Çok hızlı yaşıyoruz, nasıl oldu, neden oldu demeden bir olaydan bir
olaya geçiyoruz.
Oysa günlük hayatımızda üzerinde durmamız, sebep ve sonuçlarını araştırmamız
gereken o kadar olay yaşıyoruz ki!
Mesela geçenlerde, Güngören sahasında İstanbulspor'la karşılaşan
Fenerbahçeli futbolcular, maçtan önce sahayı dolaştılar, Hollandalı
Hooijdonk, kale direklerine baktı, baktı, sonra "Bu direk kısa!"
dedi...
Adam bu işin ustası, özellikle frikiklerde topu o direklerin arasından en
iyi geçirenlerden biri, direğin yüksekliğini biliyor, elini kaldırıp bakınca
anlıyor.
Hemen bir metre bulundu, direğin yüksekliği ölçüldü 2 metre 39 santim
geldi, oysa nizami direk yüksekliği 2 metre 44 santim, 5 santim kısa...
Peki sonra ne oldu?
Sonra, güya toprak bastırılarak, indirilip, direğin boyu ölçüye uygun
hale geldi!
Daha sonra?
Sonrası yok, acaba bir araştırılsa, şimdiye kadar o direk kaç golü önledi,
kaç şut direkten döndü, bunun sonucu kaç takım yenildi?
Hayır, kimse bunlarla uğraşmaz...
Sahaya buz parçası atarak, hem kendi oyuncusunu, hem takım antrenörünün
kafasını hedefleyen seyircileri kulübün başkanı "Canım ne oldu,
kartopu oynadılar, ben de kızımla oynadım!" diye savunuyorsa...
Bir başka örnek...
Kar, fırtına felaketinden sonra gazetelerde bir haber:
"Boğaz köprüsünde hasar olup olmadığını tespit için trafiği
kestiler, İstanbul felç oldu."
Elbette, köprüde bir hasar, çok büyük faciaya sebep olur, onun için
kopan halatın yerini gözden geçirmek gerekir.
Ama nasıl?
Bunu halka duyurmak o kadar güç mü?
Bu kadar radyo var, televizyon var, gazete var, hangisi bu konuda verilecek
bir haberi duyurmaz?
İnsanlar da ona göre, önlem alır, şu saatler arasında köprüden geçemeyeceğini
bilir.
Bırakın halka duyurmayı, Vali'nin bile haberi yok, soranlara
"gerekirse köprü trafiğe kapanır" dendiği anda, köprü zaten
trafiğe kapatılmış...
Bu nasıl iştir, bu nasıl bürokrasidir, bu nasıl devlet anlayışıdır?
Hadi, diyelim halka saygınız filan yok, peki devlete de mi saygınız yok,
ya da korkunuz yok!
Bir şehrin valisinin haberi olmadan böyle şey yapılır mı?
Yapılırsa da Vali bunun hesabını sormaz mı?
Milliyet - Hasan Pulur
|