reklam

05 Şubat 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Selçuklular Bin Yıl Önce Daha Sağlam Ev Yapıyordu!

Konya'nın Selçuklu ilçesinde meydana gelen faili meşhur olayın failleri aranıyor! Bayramın ikinci günü çöken 11 katlı binanın altından, yazıyı kaleme aldığımız saatlerde ölü çıkarılanların sayısı 26'ya çıkmıştı. Yetkililer, 30 kişinin de sağ çıkarılmasının büyük bir başarı olduğunu anlatıyordu.

Gazetelerin, ilk günkü şokun ardından dün attıkları başlıkların her biri, olayın bir başka yönünü ortaya koyuyordu:

''Ha Ali ha Veli ... Zümrüt Apartmanı'nı yapan müteahhit de Veli Göçer gibi kurtulacak.''

''Bu da okumuşu... Konya'daki facianın arkasından mimarlık eğitimi almış müteahhit çıktı.''

''Bir zihniyet çöktü... Konya'daki facia, kat kat yükselen bize bir şey olmaz anlayışıyla geldi.''

''Akıllanmıyoruz... Acılardan ders almadığımız bir kez daha ortaya çıktı.''

''Kumdan felaket... Bina öyle çürük ki betonlar ufalanıyor.''

''Elbirliğiyle yıktılar... Karton site faciası zincirleme kural tanımazlık, ihmal ve gafletin eseri.''

''Çökmesi için her şey yapılmış.''

''Herkes suçlu...''

''Göz göre göre...''

Aslında bu başlıklara eklenecek fazla bir şey yok. Konya Cumhuriyet Savcısı Zafer Sipahi , 5 kişilik bilirkişi heyetinin oluşturulduğunu, öncelikle heyetin çalışmasını bekleyeceklerini söyledi. Heyet, çökmenin nedenlerini saptayacak. Ülkede bu kadar işini bilir kişi varken bilirkişi heyeti ne yapabilecek, göreceğiz!

Türkiye'de bürokrasinin yoğunluğundan yakınanların başında müteahhitler gelir. Bir binanın oturulur hale gelmesi için 200'den fazla yerden imza almak gerektiğini söylerler. Öyle anlaşılıyor ki binalar denetim yoğunluğu nedeniyle istenen sağlamlıkta inşa edilmiyor.

Selçuklu'daki binanın da oturma ruhsatı iki yıl sonra verilmiş. Verilmiş ama bir dizi eksikliğin olduğu da biliniyormuş. Zaten bu ''ruh-sat'' sözcüğü çoğunlukla ortasından ikiye bölünmüş gibidir...

Erdoğan'ın çelişkisi!
En büyük acının yankısının bile bir haftadan fazla sürmediği Türkiye'de, Selçuklu'daki cehalet depreminin uzun süre gündemde kalmasını beklemiyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , olayı yorumlarken şöyle dedi:

''Tamamen bir teknik hata. Maalesef bu tür sıkıntılar yaşıyoruz. Bunların üzerine gideceğiz.''

Erdoğan, 1994'te İstanbul'a belediye başkanı seçilmeden önce, ''Ben de kaçak yapıda oturuyorum'' diye övünmüş ve doğal olarak iyi oy toplamıştı!

Selçuklu ilçesinin acılarını paylaştığımızı vurguladıktan sonra, bu ilçenin adının verdiği çağrışımla biraz tarihe gidelim... Dün yazıya koyulmadan önce, ''Odamda Selçuklu mimarisiyle ilgili bir şeyler vardı'' diye mırıldanıp raflarda gezinmeye başladım. Çok geçmedi, kendisini Anadolu'nun güzelliklerini kalıcılaştırmaya, fotoğraflamaya adamış bir ustanın, Sıtkı Fırat 'ın ''Selçuklu Sanatı'' kitabına uzandım... 12., 13. yüzyıldan günümüze kalan eserlerin fotoğrafları, kısa kimlikleri...

Konya İnce Minareli Medrese, Kırşehir Melik Gazi Kümbeti, Alanya Alara Han, Şanlıurfa Şeyh Mesud Medresesi, Divriği Ulu Cami, Amasya Gök Medrese, Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Tokat Gök Medrese, Niğde Ak Medrese, Antalya Yivli Minare, Erzurum Yakutiye Medresesi...

Her biri asırlara, milenyuma meydan okumuş, sanat eseri güzelliğinde yapılar. Kitaptaki anlatımdan bir tümce:

''Yapı tipleri, bölge ve şehir monografileri şeklinde başlayan çalışmalar giderek mimari oranların ayrıntılarına yönelmiş; çeşitli yapı tipleri plan, kesit ve röleveleri yanında mimari elemanlar da dikkati çekmiştir...''

İçinde rant yok, kullanım alanı miktarı yok, ek katların sayısı yok...

Ne sıkıcı bir tümce!
Cumhuriyet - Mustafa Balbay

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Malzeme Dosyası

Duvar Elemanları

Duvar elemanları hakkında bilgi edinmek  için tıklayın.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz