Konyalı işadamı örnek olsun
Kapının ağzındaki büyük depremin tarihini, yıkıcılığını tartışan
İstanbul'da acaba kaç belediye başkan adayı seçim vaatlerinde ağırlığını
deprem öncesi tedbirlere verecek? Keşke İstanbullular olarak 'depremi ciddiye
almayana oy yok' kampanyasını başlatabilsek. Seçim sathına girdiğimiz
andan itibaren gecekondu binaların inşası başlamışken, deprem bilincinin
yerleşmesine yönelik umutlu da olunamıyor. Hoş enkaz altında can vermek için
ille de deprem olması gerekmiyor.
Zümrüt Apatmanı'nın çökmesi üzerine Konya Ticaret Odası yönetimi bir
karar almış. Oda Başkanvekili Mustafa Kabakçı anlatıyor: "Felaketten
ders çıkarıp, sorumlu kurumlar olarak bir şeyler yapmalıyız. Kurtarma
ekiplerinin tümü dışarıdan geldi. Konya, deprem bölgesinin dışında diye
bilindiği için yetkililer rahat davranmış. Acıların üzerinden biraz zaman
geçsin, sorumlu kurumlarla bir araya gelip, profesyonel ekibin kurulması için
Konya Ticaret Odası olarak öncülük yapacağız."
Kaldı ki, Türkiye'nin her karışı deprem bölgesi. Konya, sadece en uzun
zamandır uyuyan bölge olarak biliniyor.
Mustafa Kabakçı, ticaret odası olarak Konya'daki tüm binaların
denetlenmesi amacıyla çalışma başlatacaklarını söylüyor. Mustafa Kabakçı'nın
şu sözlerini dikkatli okuyalım: "Ahlak kavramının içini boşalttık.
Ahlakı getirip, uçkur işine bağlarsak başımıza bunların gelmesi çok doğal.
Çok kâr etmek isteyen müteahhit, çok kat yaptırıp, çok kazanmak isteyen
arsa sahibi, denetim yetkisini yerine getirmeyen yöneticiler, ucuz ev almak
isteyen alıcılar, hepsi birden sorumlu." Etik değerleri laf olsun diye
savunup, yazmıyoruz.
Vali bey bunu yaparsa
Salı ve perşembe günü aktardığım İran gezimizin notlarına, noktayı
koymadan önce uçakta yaşadığım gerginliği anlatmak istiyorum. İstanbul'dan
yola çıkıp, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve bürokratları almak üzere
Ankara'da durduğumuzda, uçağın içinde bir hanım başladı cep telefonuyla
konuşmaya.
Sık sık uçak yolculuğu yapanlar ezbere bilir, cep telefonlarının
terminal binasına girmeden açılmaması anons edilir. Hanımefendiye önce
saygılı ve sevimli bir dille bizleri tehlikeye attığını söyledim. Birkaç
dakika sonra eşi telefonla konuşmaya başladı. Tekrar benim ikazım, hostesin
ikazı yetmedi.
Beyefendi İstanbul Vali Yardımcısı ve Atatürk Havalimanı Mülki İdare
Amiri Murat Yıldırım'mış. Havalimanı mülki idare amirliği özel ve önemli
bir görevdir. Havalimanını bir il gibi düşünürseniz, o ilin en yetkili kişisidir,
valisidir ve güvenlikten de sorumludur.
Bakan Yıldırım'a sordum. Apronda beklerken, uçağın içinde telefonla
konuşmak riskli mi, değil mi? İkaz anonsları laf olsun diye mi yapılıyor?
Emniyetin havacılıkta ne kadar önemli olduğunu anlattı dedi ki "Cep
telefonuyla konuşmak hatta telefonu açık tutmak milyonda bir riski içeriyor.
Havacılıkta milyonda bir riski dahi göz önünde tutmalı ve riski bertaraf
etmek zorundayız." Havalimanı Mülki İdare Amiri cep telefonuyla konuşursa
ne olur? Bakan Binali Yıldırım şu yanıtı veriyor: "Güvenlikten
sorumlu insanın güvenlik kurallarını ihlal etme hakkı hiç yoktur."
Vali beye duyurulur...
Bakan 'icraat' anlatıyor
Ulaştırma Bakanlığı bir yıllık çalışmalarını kitaplaştırmış.
Dikkatimi önce kitabın kapağı çekti, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın
fotoğrafı yoktu. Önsözü yazan Başbakan Erdoğan'ın da fotoğrafı kullanılmamıştı.
88 sayfalı kitapta işçisinden, postacısına, uçaktan, gemiye kadar 150'ye
yakın fotoğraf vardı. Bakana ait ise 14 kare.
MHP'li eski Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in kulaklarını çınlattım.
Hatırlar mısınız, 'Sıvas'ın Gökalp'le Değişen Yüzü' ve 'Gelişen Sıvas
Hedefinde Gökalp ile Atılım Hamlesi' adlı iki eseri epey konu etmiştim.
"Sanki Sivas Cumhuriyeti Devlet Başkanı" dediğim için hakkımda
Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunmuş, Terörle Mücadele
Kanunu'na göre 'bölücülük' suçundan yargılanmamı istemişti. DGM
takipsizlik verdi.
Binali Yıldırım ise bir yılın muhasebesini yapmış kitapta. Yaptıkları
ve projeleri.
Gökalp seçimlerde, bir öncekine göre oy oranını yarı yarıya düşürmüştü.
İşi şova dökmediğinde de, halk siyasetçinin değerini hak ediyorsa,
vermesini bilir.
Radikal - Funda Özkan
|