Kuşlar İstanbul'dan kaçıyor
Bir zamanlar yüzlerce kuşun göç dönemlerinde konakladığı Boğaziçi sırtları,
hızlı gelişim sürecinde yok oldu. Ekolojisi bozulan Büyükçekmece ile hâlâ
koruma statüsü bulunmayan Küçükçekmece Gölü yüzünden kuşlar artık İstanbul'a
uğramıyor.
Hızlı nüfus artışı ve çarpık kentleşme, İstanbul'un gittikçe
azalan doğal yaşam alanlarının da korkulu düşü.
Avrupa'nın önemli göç yollarından biri olan Boğaziçi sırtlarındaki
ormanların tahrip edilmesi, Büyükçekmece Gölü'nün ekolojisinin bozulması,
Küçükçekmece Gölü'nün hâlâ koruma statüsünün bulanmaması yüzünden
kuşlar artık İstanbul'a uğramıyor.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın verilerine göre 1700'lü yıllardan beri göçmen
kuşların en önemli toplanma yerlerinden İstanbul Boğazı, büyük baskı
altında. Bir zamanlar yüzlerce leyleğin, çaylağın, kartalın göç dönemlerinde
konakladığı Boğaziçi sırtları, İstanbul'un hızlı gelişim sürecinde
yok olup gitti.Son yüzyılda İstanbul ormanlarının büyük bir bölümü hızlı
nüfus artışı nedeniyle tahrip edildi. Bu yüzden büyük göçmen kuşlar Boğaziçi'ni
geçmeden önce konaklamak için giderek Boğaz'dan daha uzak noktaları
kullanmaya başladı.
Büyükçekmece Gölü
Gölün İstanbul'un en önemli içme suyu kaynaklarından biri olarak
koruma altına alınmasına karşın doğal lagünün ekolojisi; tarım, endüstri
ve yerleşim alanları nedeniyle tehdit altında. Çevresindeki taş ocakları,
havaalanı ve otoyollar nedeniyle gölün kuzey ve batı kıyılarında geniş
yer kaplayan bataklık ve sazlıklar ortadan kalktı. Kış ve bahar aylarında
dolu olan gölde, bataklık bitki örtüsü, su seviyesi düşmeye başladıktan
sonra, yani kuşların üreme mevsiminden sonra oluşmaya başlıyor. Elmabaş
patka, sukuşu, gümüş martı, Akdeniz martısı gibi göçmen kuşlar ve göldeki
sazlıklarda üreyen küçük balaban, çıkrıkçın, saztavuğu, uzunbacak,
sumru türleri, yaşam ortamları yok olduğu için Büyükçekmece Gölü ve çevresinde
fazla görülmüyor.
Kirlilik Yok Ediliyor
Kışın bahri, karabatak, gümüş martı ve önemli sayıda sukuşu barındıran
Küçükçekmece Gölü'nün koruma stütüsü bulunmuyor. 1995'te Sazlıdere üzerinde
kurulan baraj tamamlanınca göle tatlı su akışı azaldı ve deniz suyu sızıntısına
da bağlı olarak tuzluluk oranı arttı. Evsel ve endsütriyel atıkların
neden olduğu kirlilik, göldeki canlı yaşamını yok etmek üzere.
Cumhuriyet
|